![]() |
![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
Başörtüsü mağduru öğrenciler içinBelki bugüne kadar, benzerlerini çokça gördüğümüz başörtüsü eylemlerinden birisi ama anlam olarak bu sorunun bütün unsurlarını taşıyan gerçekten çok önemli bir direniş Marmara İlahiyat'ta yaşanıyor. Direnişi önemli kılan; bu okulun "Türkiye'de din eğitiminin amiral gemisi olan Marmara İlahiyat'ta bile, yasak uygulanırsa her yerde uygulanır" konumunda olmasındandır. İşte, 2 bin 600 öğrencinin, haftalardır taviz vermeden uyguladıkları derslere ve sınavlara girmeme kararı; sadece içinde bulundukları duruma değil, ülkenin her yerinde uygulanan yasağa karşı mücadeleye tekabül eden böylesine önemli bir karardır. Sadece dersler değil, vizeler ve finallerden sonra dün de bütünleme sınavlarına girmeyerek bu kararlarını artık geri dönülmez bir noktaya taşıdıklarını da ilan etmiş oldular. Peki, bu öğrencilerin ve sesleri medyada eskisi kadar duyulmuyor olsa da aynı kararlılık içinde olan Türkiye'nin dört bir yanındaki başörtülü üniversite öğrencilerinin derslere, sınavlara girmeyerek ömürlerinden bir yılı, yılları feda etmeleri reva mıdır? Bu soru sadece yasağı uygulayanlara değil, başörtüsü sorunuyla öğrenciler kadar ilgili olması gereken herkese yani, "başörtüsü sorununun sosyal tabanı"nadır. Bu tepki, binlerce öğrenci bir yılını, yıllarını, okulu ve mesleki geleceğini feda ederken öte yanda sıfır zayiatla hayata devam edebilme alışkanlığınadır. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, bugün öğrencilerin omuzuna binen yük, bu tabanın taşıyamadığı ve taşımak için de pek fazla gayret sarfetmediği yüktür. Cumartesi akşamı Marmara İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin düzenlediği ve karşı karşıya bulundukları sorunu olabilecek en sakin dil, en nezih tavırlarla ifade ettikleri bir toplantıdaydık. toplantıda daha da pekişti. Mükemmel hazırlanmış ve amacına fazlasıyla ulaşan bir geceydi. Ama o akşam, orada olması gereken birçok kişinin bulunmaması öğrencilerde hafif de olsa bir burukluk yaratmıştı. Yine de bu; bir direnç kırılması olarak yansımadı. Nitekim öğrenciler, dün bütünleme sınavlarına da firesiz katılmayarak bunu gösterdiler. Rektörlük ve okul yönetiminin, boykotu kırmak için akıl ettiği haremlik- selamlık giriş saçmalığına rağmen bunu başardılar. O gece, 9 Eylül Üniversitesi'den aynı sorunu yaşayan öğrenciler adına konuşan bir genç kızın, Marmara İlahiyat'lı arkadaşlarına hitaben söylediği şu sözlerin herkesin yüreğinde zaten kanamakta olan yarı iyice deştiğini sanıyorum: "Arkadaşlar, lütfen birliğinizi bozmayın ve lütfen geri adım atmayı hiç düşünmeyin. Çünkü, biz gemileri yakmadan yola çıkmanın bedelini acı bir şekilde ödedik.!" Yine, Selçuk Üniversitesi'nden gelen bir grup öğrencinin, bize sorunlarını ayaküstü bir çırpıda aktardıktan sonra "Herkes, başörtüsü eylemlerinden kendisine bir pay çıkarıyor. Kimileri bizi kendi davalarının temsilcileri yerine koyup sırtımızı sıvazlıyor, 'aman geri atmayın' diyor. Ama gerçekte neler yaşadığımızı, yüreklerimizin hangi acıya dayandığını hiçbir zaman bilemezler" sözleri... Dün, Konya'dan bir grup üniversiteli ve İmam-Hatip'li öğrenci gazetedeydi. Onlar da benzer kaygıları, yaşadıkları tecrübelere dayanarak dile getiriyorlar, hepimizi içinde bulundukları dramı anlamaya davet ediyorlar. Gerçekten, yüreklerindeki acıyı anlayabilmenin kolay olduğunu sanmıyorum. Ayrıca, gemileri yakmadan yola çıkılacak bir direnişten söz edilmedikçe başörtüsü hakkının geri alınması da mümkün değildir. Dahası, sadece bir avuç öğrenciye gemileri yaktırıp, sonrada bu sorunun çözümü için başları kuma gömüp beklemek de "ahlaki" bir davranış olarak kabul edilemez. Kimin bu konuda derdi varsa o, gemisini yakmayı göze alabilmelidir.
mkaraalioglu@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|