![]() |
![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
Ağar ve Bucak'ın arkasındaki güçler?Medyakronik isimli internet sitesinin, Susurluk davasının karara bağlanmasını izleyen gün attığı manşet çok ilginçti: "Meğerse dün Susurluk davasının son günüymüş" deniliyordu, üst başlıkta. Ana başlık ise şöyleydi: "Bu kadar da günübirlik yaşanmaz ki!.." Ama durum 'günübirlik' yaşandığını gösteriyordu ve Susurluk Davası, medya için tam bir sürpriz olmuştu. En kıytırık davaları bile bir hafta önceden haber veren gazeteler, televizyonlar anlaşılan bu davada karar açıklanacağını bildikleri halde, çok önem vermemişlerdi. Sanıyorum, sadece Susurluk Davası'nın iyice gündemden çıkmış olması değildi sebep… Kimse de bu cezaların verileceğini düşünmüyor olmalıydı. Yine de bu davayla, Türkiye'de günübirlik olayların peşinde takılmış gittiğimiz gerçeği iyice ortaya çıkmış oldu. Bir de Susurluk olayının peşini ne zamandır bıraktığımızı hatırladık. Kimilerimiz, eski sayfaları çevirip Susurluk olayının ne olduğunu yeniden anımsamaya çalışmış olabilir. Ama yine de, Susurluk Davası diye sunulmak istenen olayın, bu sonuçla kaldığı sürece, Susurluk gerçeği ile fazla bir ilgisi bulunmuyor bana göre. Mahkeme kararında da adı geçen ve yasama dokunulmazlıkları olduğu için, dosyaları davadan ayrılan Susurluk'un iki önemli ismi de yargılanabilse ancak o zaman olayın gerçek boyutları -o da belki- ortaya çıkabilecek. Bakalım şu anda Meclis'i yönlendiren üç siyasi parti liderinin bu konudaki tavrı ne olacak? Tetikçilerin mahkum olmalarını yeterli görüp, Mehmet Ağar ve Sedat Bucak'ı korumaya devam edecekler mi? Daha önce Ecevit'in ve Mesut Yılmaz'ın bu olayın üstüne gideceklerini söyleyip herhangi bir şey yapmadıklarını biliyoruz. Durum ortada... Susurluk aslında unutturulmuş, arşive kaldırılmış bir dosyadan ibarettir. Bu unutturma sürecinde bütün liderlerin gayreti ve payı bulunuyor. Başta eski Cumhurbaşkanı Demirel olmak üzere, Erbakan, Çiller, Ecevit, Mesut Yılmaz başroldeler. Tabii, MHP'nin ve CHP'nin eski yeni liderlerini de saymamız gerekiyor. Hele Susurluk denilen ve devletin yasa dışı bir örgüte dönüşmesi demek olan sürecin en yoğun döneminde, DYP genel Başkanı Çiller ile birlikte hükümet sorumluluğunu paylaşan ve kendisini 'sosyal demokrat' olarak nitelendiren CHP'nin bütün liderlerinin sorumluluğu çok ağır… Susurluk sonrasında ise, Susurluk'u örtbas etme döneminde ve bence onun bir halkası olan 28 Şubat sürecinde de yine kendisine 'Sol' bir etiket yapıştırmış olan DSP'nin büyük vebali bulunuyor. O nedenle, " İyi ki hiç olmazsa solcu liderlerimiz temiz" diye avunmanın bir alemi bulunmuyor. Sağıyla, soluyla, merkeziyle siyaset, Susurluk siyasetidir ve gerçekleri örtbas etmeye, olanları olmamış gibi göstermeye mecburdur. Çünkü yıllardır, hadi diyelim ki 1980'den bu yana devletin çeteleştiğini ve illegal bir yapıya dönüştüğünü görüp, bir yandan görmezden gelmişlerdir. Bir yandan da, sivil-asker bürokrasiye gizli kararname çıkartarak, gizli emirler vererek, örtülü ödenek imkanlarını aktararak, hukuk dışı mevzuat hazırlayarak, hukuk dışı uygulamalara olanak tanıyarak destek vermişler. Bunu da, hem 'derin devlet'le iyi geçinip, iktidar nimetlerinin 'derin devlet'ten artakalan kısmından yararlanabilmek amacıyla yapmışlardır. Öte yandan da 'derin devlet'in terörle mücadele adı altında gerçekleştirdiği eylemlerden, siyasi rant sağlamaya çalışmışlardır. Bu nedenle, devlet olanaklarının bu devlet çetesi uğruna çarçur edilmesine göz yummuşlardır. Ayrıca da, bu çetelerin, uyuşturucu, kumar gibi illegal faaliyetlerden sağladığı gelirlerin bölüşülmesini görmezden gelmişlerdir. Bana kalırsa, mahkeme kararında da belirtildiği gibi, asıl çete, perde arkasında kalmıştır ve mahkum olanlar sıradan tetikçilerin, ayak takımının sadece küçük bir kısmıdır. "Perde arkasındakiler kimdir?" diye sorarsanız... Onları da, Ağar'ın dediği gibi "güçleri yeter" de yargılayabilirlerse, Mehmet Ağar'la Sedat Bucak açıklayabilir. Çünkü Ağar hep ne diyordu? "Ne yaptıysam bana verilen emirleri yaptım." Ağar'a emir veren güç ya da güçler kimse, Susurluk da odur işte. O zamanın başbakanı Çiller, onun yardımcısı olan CHP genel başkanları ve diğer siyasi liderler, olsa olsa işin siyasi figüranları olabilirler. İsterseniz gelin, bu yönüyle Susurluk'u yeniden tartışmaya başlayalım.
kduzgoren@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|