![]() |
![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
'Daha az siyaset, daha çok ekonomi' modeli ve SusurlukÇözebildiğimiz kadarından daha çoğunu çözemediğimiz bir mesele aslında Susurluk. Çünkü belli bir tarihin içinden yürüyen ve herhangi bir anda varolan siyasal ilişkileri 'şekillendiren' bir içeriğe sahip. Susurluk ilişkilerinin emniyet kanadını cezalandıran mahkemenin açıklaması bile bu gerçeği çırılçıplak ortaya koyuyor. Devletten aldıkları gücün arkasına sığınarak adaleti zedeleyenleri koruyanlara da adaletin birgün lazım olacağını söylemeye getiriyor mahkeme. Bunun açık anlamı; ilişkilerin 'ucunun' cezalandırılabildiği ama arkasındaki güç sistemine ulaşmakta sistemik engeller olduğu şeklinde okunmalıdır. Çünkü Susurluk türü ilişkilerin ortaya çıkması kademe kademe yerleşikleşen bir 'siyasal model'in tabii neticesidir. Gladyo türü örgütlenmelere dayanmaktadır kuşkusuz bu tür ilişkilerin kökeni, ama yaygınlaşması ve yönetim katındaki kimi ilişkilerin derinine nüfuz etmesi, Gladyo türü örgütlenmelerin Türkiye'ye uyarlanmasından yola çıkan ve bunu kendisi için 'daha özel bir model' haline sokan bir 'statü'nün varlığını işaret etmektedir. Susurluk'a gelip dayanıncaya kadar çoktan 'özgün bir model' halini almış bir mekanizma ile karşı karşıyayız. Bu tip zihniyet tarzları ve mekanizmalar, başta meşru görünen dayanaklara bağlı olarak gelişebilir. Mesela, uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı ve ülkeyi zehirlediği kesin olan birileri vardır ortada, bunlar tesbit edilebiliyordur, fakat eldeki mekanizmalar ve legal yollarla bunların önünü kesmek mümkün olmuyordur. Bu durumda devlet içinde belli nüfuzları kullanan ve zihinleri 'asayiş konusunda aşırı keskinleşmiş' bazı kimseler, hukuk içinde kalması rutin sayılması gereken devletin bazı olaylarda 'rutin olmayan yollara sapmasını' istisnai bir durum olarak ortaya sürmüşlerdir. Fakat bir devletin güçlerini kanun dışı yollara çekerek 'çürütmek' isteyenlere en iyi fırsat böyle verilmiş olur. Rutin olmayan temayül belirdiği anda, birtakım eller vasıtasıyla o kadar çok asayiş problemi çıkartılır ki, meşru görünen bir gerekçeyle 'rutin olmayan' tarzlara sarılanlar, artık bundan geri çekilemezler. Böylece 'meşru müdafa' gibi görünen şeyden 'tam teşekküllü bir çürüme ve kokuşma' çıkartılmış olur. Bütün mesele seçilen bir 'siyasal model'in aslında sadece gündelik asayiş problemlerini çözmekteki etkinliğine bakılarak tercih edilemeyeceğinin bilinmesidir. Asayiş problemlerini bitirmek isteyenlerin kafasında, ileride asayiş problemi olma potansiyeli olan 'tüm toplumsal hareketlilikleri sıfırlama güdüsü' hakimdir çünkü. Bu yüzden toplumu kontrol altında tutma duygusu hep ön plandadır. Bu kavrayışın siyasetle 'hasım' olması kaçınılmazdır. Çünkü siyaset toplumsal hareketlilikleri temsil mekanizmasıdır. Siyasetin görevi, toplumsal hareketlilikleri birgün asayiş problemi ortaya çıkar diye bastırmak değil, bunları hukuk zemininde temsile dönüştürerek legal sınırlar içinde tutmaktır. Büyük siyasi tecrübelerin, asayiş problemlerini çözmek üzere bulduğu yol da budur. Soğuk Savaş döneminden başlayarak Türkiye'de farklı bir yol tercih edildiği görülüyor. Bu da hukuk dışına çıkan ama eldeki mekanizmalarla ele geçirilemeyenlerin, yine hukuk dışı yollarla bertaraf edilmesidir. Asala probleminin ve içerde uyuşturucu trafiğinin bunu yoğunlaştırdığı anlaşılıyor. Neticede rutin dışı olanı rutine çeviren bir süreç özellikle 12 Eylül sonrasında 'yerleşikleşmiş'. Bu işlere bulaşanlar da bir müddet sonra belli olaylarda kendi başlarına hareket etmeye başlamışlar. Şimdi devletin bunları hukuk zemininde temizlemesi karşısında şaşkınlıklarını gizleyemiyorlar malum tarihsellikten dolayı. Türkiye geçmiş bir modeli temizlemeye çalışırken, bu arada 'yeni bir model' de belirginleşiyor. Bu model Güney Asya Ülkeleri'nde görülen 'daha az siyaset, daha çok ekonomi' tarzında bir model. Bu model de siyasete düşman bir model, bu nedenle hukuk devleti ile sorunlu olmaması mümkün değil. Bu modelin yerleşikleştirilmesi için de dış siyasette Avrupa Birliği ekseninin kestiği ilişkilerden, iç siyasette 'irtica' ya da 'bölücülük' tehlikesine kadar bir dizi dayanak ileri sürülüyor. Bunlar neticesinde bir kere daha asayişi sağlamak için hukuktan uzak bir model türetiliyor. Bunun Susurluk türü ilişkileri 'güncellemekten' öte bir anlamı olamayacağı görülemiyor...
ocelik@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|