![]() |
![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
İspangolİnsanı kalpten öldürecek bir maçtı... Öyle zevkten değil, oynanan futbolun tadından da değil, Galatasaray'ın mahkumiyetiyle, rakibin gol kısırlığı nedeniyle "insanı öldürebilir" maçlardan biriydi. Kalkıp 11. dakikada golü Suat Abi ile buluyoruz. Hani oyun başladığı gibi gitse de bitime 11 dakika kala golü bulsak hayatta kalacağız. Ama golü attıktan sonra iki tane inanılmaz gol kaçıran İspanyollar'ın özellikle sağ kanatta Scaloni adlı damızlık boğalarıyla yaptıkları saldırılara karşı duramadık. Zaman zaman Ümit bile oraya geldi, o gediği kapatmak için. Zaten o kanattaki zayiatımıza bir de Hakan Ünsal eklendi. Scaloni denilen adam hem düşürüyor, hem faul alıyor. Sanırsınız ki Danimarkalı hakemin manevi oğlu. Galatasaray'da Jardel, geldiğinden beri en hareketli oyununu oynamasına rağmen yine de yavaş kaldı. Yardımcısı gibi bir misyona soyunan Hagi ise zaten eksik. Bütün bunlar Hasan Şaş'ın yükünü ikiye katladı. Ve bizim Hasan bir ara ŞAŞ'ırdı. Özellikle öyle anlar oldu ki, keşke o golü atmasaydık diye düşündüm. İkinci yarıda yine direncini sürdüren Cimbom, Emre, Hasan, Jardel ve Arif'le inanılmaz goller kaçırdı. Bunları kaçırmaya hakkımız yoktu... Muhteşem seyirci için söyleyecek birşey yok. Tek kelimeyle üzerlerine düşen görevi yaptılar. Ancak Galatasaray kafa olarak çok yorgun ve geçmişinden çok farklı. Buna rağmen Galatasaray, oynamasa bile kazanmayı biliyor. Dün gece 4 gol yiyip sahadan çıkmakta beni şaşırtmazdı, 4 gol atıp çıkmak da. Ancak Sevgililer Günü'nde Galatasaray'ı topun anormal sevdiğini söylemek isterim. Sevmenin de ötesinde 'top bize aşıktı'.
uaktan@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|