T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R

Öz ve öz Türk

Kupa mücadelesini bir tek cümleyle özetlemek gerekirse şöyle söyleyebilirim: "Galatasaray, iyi ve açık oynayan Ankaragücü'ne ilk pozisyonu ve kaleye ilk cılız şutu çekme fırsatı verdiğinde üç net golü çoktan kaçırmıştı" Ardından "İki Ümit'le bir gol" atmayı becermiş, saldıran ama diş geçiremeyen rakibini geri düşürmüştü. Galatasaray artık defansını düzenlediği ve geçmişine benzer bir etkinlikte oynamaya başladığını söylemek gerek. Takım ligin arası gelirken nihayet kanat takıp uçmaya başladı. Üstelik bu uçar gibi göründüğü onbeşle yetmişbeş arasında "Sıfır yabancılı" bir Türk takımı izledik... Augustine ve Hüseyin gibi forvete Yılmaz ve Hakan Keleş destekli oynamasına rağmen hiç pozisyon vermeyen Galatasaray çok daha farklı kazanabileceği bir maçı oyun olarak olmasa da skor olarak tereddütlerde yaşadı. Ancak, Türkiye'nin en iyi "araştırmacı santraforu" Ümit Karan ile, Türkiye'nin en iyi "Karıştırmacı forveti" Hasan Şaş, Arif ve Berkant destekli üstelik bolca yürekli hücümlar geliştirdiler. Galatasaray'da taşlar yerine oturmaya başladı. Daha iki-üç hafta öncesine kadar "futbolcular taş gibiydi ve yerlerinde oturuyordu" ama şimdi iyi hamle düzeni almış bir santraç tahtası titizliği sunuyor Fatih Terim. Kupa maçını zor ve iyi bir rakibe karşı sıkıntısız geçen Galatasaray geleceğe Ümit'le bakıyor.


19 Kasım 2002
Perşembe
 
ÜMİT AKTAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED