T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

P O L İ T İ K A
Reel politik başka realite bambaşka

  • MUSTAFA KARAALİOĞLU
    Bu seçimi için ilginç kılan şeylerden birisi de tabana inildikçe, soru işaretlerinin azalacak yerde çoğalması, belirsizliğin daha da artması oluyor. Yeni parlamentonun kaderini ve şeklini, belki alınan yada alınamayan binde 5'lik puanlar belirleyecek. Belki de hiç bunlara gerek kalmaksızın senaryolardan ilki gerçekleşecek ve sandıktan iki partili sistem çıkacak. Ya da diğer senaryo... Beş partili bir Meclis!... 4 Kasım sabahı tablo, iki durumdan hangisini doğrularsa doğrulasın bu, seçimi yakından izleyenler için şaşırtıcı olmayacak. Bu seçim nasıl "imkansızlar seçimi" ise, o kadar "mümkünler seçimi" çünkü.

    Mesela, partilerin 4 üyelik için yarıştığı Çanakkale, bu ikili durumun açık laboratuvarı gibi. Bir yanda, "iki vekillik torbada, üçüncüye bakıyoruz" diyen Ak Parti İl başkanı, öte yanda "İkisi CHP'nin, gerisini belki DYP belki de Ak Parti alır" diyen başka bir görüş aynı şiddette yükseliyor.

    Bir de Genç Parti var. Evet, var. Bu partinin Marmara'da etkili olduğunu kabul etmek lazım. Öyle tek tük değil, Cem Uzan'a oy vereceğini söyleyenlerin varlıkları açıkça hissediliyor. Hatta, oy vereceğini söyleyenler, gerekçelerini açıklamak konusunda diğer bütün partilerden daha rahat ve fütursuz konuşuyorlar. "Niye?" diye sorduğunuzda, "Denenmemi_... gen_... atıyor ama ya tutarsa... IMF'yi kovacak... cep telefonlarını bedava yapacak... adamın yemeğini yedik, vermesek ayıp olur" gibi reel politikle hiç örtü_meyen ama, realitenin ta kendisi olan cevaplar duyuyoruz. Üstelik sadece gen_lerden değil... İnönü'den Ecevit'e kadar oyunu hep sola vermiş 51 yaşındaki Tekirdağlı emekli _Şaban Yıldız da böyle düşünüyor: "Evde 5 oy var, hepsi Cem Uzan'a gidecek."

    Çanakkale ile Tekirdağ hemen hemen aynı siyaset fayı üzerinde sayılabilir. Merkezde sol yani CHP güçlü, sağ partilerin oy depoları ise genellikle ilçeler. Muhafazakar seçmen ilçelere ve köylere yığılmış durumda. Bununla birlikte, Çanakkale için özel bir durum var. Merkezde bulunan ve seçmen sayıları 30 bini aşan "esmer vatandaşlar" kitlesi, seçimi etkileme gücüne sahip bulunuyor ve bu seçimde oylarını CHP lehine kullanma eğilimi gösteriyorlar.

    Tekirdağ'da seçim sonucunu ilginç kılmaya namzet oy hareketi Çerkezköy ve Çorlu gibi göç alan ilçeler gösterebilir. Bugüne kadar MSP-RP-FP'nin (ayrıca MHP'nin) hiç milletvekili çıkaramadığı hatta çok küçük oranlarda kaldığı bu şehirde Ak Parti bu iki ilçenin itme gücüyle milletvekili çıkarma yakın. Ankara'ya beş vekil gönderecek bu şehirde CHP, DSP'nin geçen seçimde çıkardığı 3 vekilliğin tamamını çıkarabilmeyi garantilemiş sayılmasa da önde gidiyor. DSP, kalesi sayılan bu şehirden neredeye silinmiş durumda. Ayrıca, Tekirdağlılar geçen seçimde Ecevit'e verilen oylardan söz açılınca "maalesef" demeyi de ihmal etmiyorlar.

    Bu şehirde, DYP de varlığı hissedilen bir başka parti. Kentin iki dönemdir belediye başkalığını yapan Osman Tabak ise, ANAP'ın seçim kozu olarak görülmekle beraber bu partinin ülke barajı sorunuyla karşı karşıya bulunuyor olması Tekirdağlılar'ın da dikkatinden kaçmıyor. Mesut Yılmaz'ın kalabalık mitinginin "bindirilmiş kıtalar"dan oluştuğunun gözden kaçmaması gibi.

    Aslında, ANAP'ın seçim sath-ı mailindeki silikliği ve adeta sonuca razı tavrı her merkezde rahatlıkla gözlemlenebiliyor. Mesela, Çanakkale'de bile Cumhur Ersümer gibi bir politikacının adı geçmiyor. Yani, ANAP için şöhretli isimlerin de yapacak bir şeyi kalmamış gibi. Buda normal... Çünkü, 3 Kasım bazı partileri büyütürken bazılarını da tasfiye etmeye yarayacak.



  • 24 Ekim 2002
    Cuma
     
    Künye
    Temsilcilikler
    ReklamTarifesi
    AboneFormu
    MesajFormu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Röportaj | Karikatür

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED