T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Kemal Derviş'in "sol"u ne ayak

Halkın yıllardır "tek ayak" üstünde beklediği Türkiye'de, Kemal Derviş "Türk solu"nun ayaklarını da epey şenlendirdi doğrusu... Bugüne kadar bütün ayakları devlette olan CHP, Derviş'in girmesiyle artık bir ayağını da IMF'ye bastı elhamdülillah...

Artık "sol"un da önü aydınlık. Bundan böyle rahatlıkla Kapıkule'nin dışına çıkıp "küresel akrabaları" ile tanışabilecekler, hamburger yiyip kola içebilecekler...

CHP "liberal sol" anlayışla küresel pazara açılacak açılmasına da, ancak Derviş'in deyimiyle "etkin devlet"ten, devletçilikten yani milleti kazıklamaktan da vazgeçmeyecek. Eee ne de olsa CHP'nin geleneği böyle... "Kafa kağıdı" cumhuriyetle yaşıt olan bu parti, yıllar yılı milleti "hazırol"da bekleterek varolabilmiş, hayatiyetini sürdürebilmiştir.

Dolayısıyla, bugün IMF ile ortak olduk diye halkı kendi haline bırakacak değil herhalde. Üstelik, halkı serbest bırakmak "Milli Şef"in ruhuna da aykırı olabilir.

Ayrıca bütün CHP'ye gönül verenlerde olduğu gibi, Kemal Derviş'in "genetik kodları"nda da "Milli Şef"in uzun yıllara yayılan "despotik geleneği" dünya durdukça devam edeceğe benziyor. Yani CHP "küresel" olacak ama halk "tek ayak" üstünde durmaya devam edecek.

Aslında "CHP sahnesi"nin küresel yıldızı Derviş'le çok fazla değişen birşey de yok. Dün millet, "altı ok"un "derin kulluk" geleneği ile hizaya getiriliyordu, bugün IMF'nin gıcır dolarlarıyla terbiye edilecek... Gördüğünüz gibi, sonuçta bütün yollar "tek ayak" üstünde bekleyen Türkiye'ye çıkıyor.

Yaşasın Kemal Dervişli yeni sol. IMF bu işi biliyor canım, bir taşla iki kuş vurmak diye buna denir. Derviş gibi "becerikli" bir mutemedi göndererek hem Türk ekonomisini ve dolayısıyla Türkiye'yi uluslararası sermayenin "karantina bölgesi"nde tutmayı başardılar, hem de "Türk Solu"na son bir "kıyakçılık" yaptılar.

Bakmayın siz, kenarda köşede sol entelijansiyanın "mızıkçılık" yapmasına. Takmışlar adamlar "gül gibi" Derviş'e. Yok efendim, Kemal Derviş uluslararası sermayenin temsilcisiymiş, zaten "CHP'ye IMF tarafından memur olarak atanmış..." Yani mışmış da mışmış... Adam hiç değilse bir şeyin temsilcisi, üstelik Nazım Hikmet'ten şiir okumayı bile biliyor. Ya siz?..

Acaba "Türk Sol"u, bu ülkede bir kez olsun ülkenin kültürel kodlarıyla, Türk toplumunun yüreğindeki coşkuyla buluşabilmiş midir?

Solun kendi içindeki "diyalektik" savaşları beni hiç ilgilendirmiyor. Ancak bildiğim kadarıyla, Türkiye'de bir solcu otuzuna kadar Marksist, otuzundan sonra da ya bir holdinge danışman ya da IMF'nin mutemedi oluyor.

Aslında solda çok da öyle değişen bir şey yok. Sadece isimlerde ve mekanlarda küçük değişiklikler var o kadar. Örneğin, kimi "ulusal sol", kimi "liberal sol", kimi de "galiba sosyal demokrat..."


2 Eylül 2002
Pazartesi
 
MEHMET OCAKTAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED