|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Dünyanın çeşitli ülkelerinden önde gelen film yapımcılarının 11 Eylül saldırılarına bakışını saptamak amacıyla Fransa tarafından desteklenen bir sinema projesi gerçekleştirildi. "11 '09 01 - September 11" adını taşıyan proje 11 kısa filmden oluşan bir "11 Eylül" filmi 11 başarılı yönetmenin bakışı Proje, 11 başarılı yönetmenin 11 dakika, 9 saniye ile sınırlandırılmış filmlerinden oluşuyor. Yapımcı firmanın her birine 400 bin pound'luk bütçe ayırdığı yönetmenler arasında Amerikalı oyuncu ve yönetmen Sean Penn, bu yıl en iyi yabancı film Oscar ödülünü alan "Tarafsız Bölge"nin Bosnalı yönetmeni Danis Tanovic, İsrailli yönetmen Amos Gitai, Japon yönetmen Shohei Imamura, Mısırlı yönetmen Youssef Chahine, İngiliz yönetmen Ken Loach ve Hindistanlı başarılı kadın yönetmen Mira Nair gibi isimler yeralıyor. Amerika'nın canı sıkıldı Ancak aynı zamanda araştırma niteliğinde de olan bu proje kapsamında çekilen kısa filmlerin çoğunda ve hepsinin toplamında Amerika karşıtı bir eğilimin çıkması ise Amerika'yı huzursuz ettti. Amerika'daki rahatsızlık henüz somut olarak dile getirilmezken İtalya'dan film hakkında oldukça sert bir eleştiri yükseldi. İtalya: '11 yönetmenli bir ordu' Filmlere çok kızan ve "çöplük" benzetmesini yapan İtalyan Il Foglio gazetesi, 11 yönetmenli Eylül filmi hakkında şöyle bir yorumda bulundu: "Fransız finans kaynakları, bazıları ünlü bazıları da yanlızca kendi ülkelerinde tanınan 11 yönetmeni küçük bir ordu gibi biraraya getirdi; onlar da bize 'Amerika'nın bu saldırıları neden hakettiği'ni açıklamaya çalıştı." Yastaki Amerika izleyemiyor Yapımcılarsa filmlerin anti-Amerikan bir eğilim sergilemediğini, yanlızca yaşanan trajediye yönelik farklı bakış açılarını yansıttığını söylüyor. Tartışmalar, Amerikalı dağıtımcılarla yaşanacak olası gerilim üzerinde yoğunlaşırken, yapımcılar filmi trajedinin henüz birinci yıldönümü olması nedeniyle Amerika'da vizyona sokmak için acele etmiyor. Projenin fikir babası Alain Brigand da yaptığı açıklamada Amerikalıların henüz yas döneminde olduklarını ve filmi Amerika'da göstermek için erken olduğunu belirtti. Bir düzine ülkede izlenecek Film Fransız medya devlerinden Vivendi Universal bünyesindeki StudioCanal ve Galatee Films tarafından hayata geçirildi. Venedik Film Festivali'nin açılışında ve 11 Eylül tarihinde, (yarın) Toronto Film Festivali'nde gösterilecek olan film, aynı tarihte Fransa ve yaklaşık bir düzine ülkede daha izleyiciyle buluşacak. İlk ağlayan siz değilsiniz! 11 Eylül şokunun Amerika dışında nasıl yaşandığını ve nasıl yorumlandığını görmek amacıyla yapılan filmde yönetmenler 11 dakikalık süreleri içinde kendi bakış açılarını aktardılar. Yönetmenlerden Mısırlı Yusuf Şahin eleştiri oklarını filminde, ABD'nin dış politikasına yöneltti. Filmde 1983 yılında Lübnan'a yapılan terörist saldırılar sonucu yaşamını yitiren Amerikalı Donanma Subayı'nın hayaleti Hiroşima, Nagasaki ve Ortadoğu örnekleriyle aydınlanıyor ve gerçekle yüzleşiyor. İngiliz film yapımcısı Ken Loach'un çektiği bölümde ise İngiltere'de yaşayan Şilili bir göçmen, 11 Eylül kurbanlarının ailelerine mektup yazarak dikkati 1973 yılında ülkesinde yaşanan ABD destekli darbeye, işkence ve ölümle dolu yıllara çekiyor. Afgan mülteci kampında... İranlı yönetmen Samira Makhmalbaf'ın çektiği filmin merkezinde ise çocuklar var. Film, Afgan mülteci çocuklara 11 Eylül saldırılarının hikayesini ve ne anlama geldiğini anlatmaya çalışan bir öğretmenin etrafında dönüyor. Dersin sonunda öğretmen çocuklar toplu halde üzerinde dumanlar tüten bir bacanın dibinde dururken görünüyorlar. Görüntüyse ateşler içindeki kulelerden birini andırıyor. Ladin'in ödülü bir çocuğa! Bunca olumsuz, kötümser bakışın içinde tek iyimser bakış Burkina Fasolu yönetmen Idrissa Ouedraogo'dan geliyor. Ouedraogo, ölüm döşeğindeki annesine ilaç almak için okuldan kaçan ve sokaklarda gazete satan yoksul bir çocuğun acıklı öyküsünü işliyor. Çocuk bir gün sattığı gazetelerden birinde Usame Bin Ladin'in resmini görüyor ve sokaktaki adamlardan birine çok benzediğini farkediyor. Sonunda adamın Bin Ladin olduğuna kanaat getiren çocuk arkadaşlarıyla muzipçe bir plan yaparak adamı kaçırmayı ve Bin Ladin'in başına konan 25 milyon dolarlık ödülü almayı planlıyor. Ölenler masumdu Amerika değil!..
ABD'li ünlü oyuncu-yönetmen Sean Penn, filminde eşini kaybetmiş ve içedönük bir adamın portresini çizerken, Bosnalı başarılı yönetmen Danis Tanovic, Srebrenitsa katliamını konu alıyor. Amos Gitai ise bir intihar saldırısının kareografisini çiziyor. Hindistanlı kadın yönetmen Mira Nair ise filminde Salman Hamdani'nin gerçek öyküsünün anlatıyor. 23 yaşındaki müslüman genç Hamdani, saldırı sırasında Dünya Ticaret Merkezi'nde bulunan arkadaşlarını kurtarmaya çalışırken terörist sanılmıştı. Nair kendisine ilham veren durumun 11 Eylül sonrasında tüm İslam dünyasına yönelen düşmanca tutum ve önyargılar olduğunu söylüyor. ABD'ye bir eleştiri de filminde kendini ateşler içindeki binadan dışarı atmaya çalışan insanların görüntülerini kullanan Meksikalı yönetmen Alejandro Gonzalez Inarritu'dan geldi. Filmin son karesinde ise ekranda Arapça "Tanrı'nın ışığı yol gösterici midir, yoksa kör edici mi?" yazıyor.
|
|
|
|
|
|
|
|