|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Dünyanın küçücük bir köşesinde bile olsa "kötüler"in gezegenimizde işlediği cinayetleri görmekten dolayı birazcık olsun "hüzünlenenler" var mıdır acaba? Gerçi hüzün, yenilenleri tanımlayan bir sözcük oldu bugüne dek hep. Bu yüzden, kötülüğe karşı yapabileceğimiz bir şey olmadığı gibi, çoğu zaman umut da bir işe yaramayabilir. Kimsesizlerin, "küresel yalanlar" uydurularak yavaş yavaş yokedildiği dünyamızda durum gerçekten umutsuzsa da, yine de yapılabilecek bir şeyler mutlaka olmalı. Mazlumların kanına dadanan "Yeni Naziler"i ve kötülüğün gücünü durduramayız belki ama hiç değilse insanlığın kayıtlarına not edebiliriz. Mesela "geleceğin çocukları"na 21. Yüzyıl diktatörlerinin bütün insanlığa karşı yalanlar söyleyerek Filistin'de bir halkı yokettiğini, ilaçsızlık yüzünden yüzbinlerce Iraklı çocuğun ölümünü zafer sarhoşluğu içinde seyrettiğini kayıtlara düşebiliriz. Çünkü, "geleceğin çocukları"nın, insanlığın "savaşın efendileri" karşısında nasıl bir zilleti yaşadığını bilmesi gerekir. İşte bu yüzden kayıtları eksiksiz tutmalıyız. Tutmalıyız ki, 11 Eylül sonrasında kurulan yeni dünya düzeninde gücün ve kötülüğün nasıl pervasızlaştığını "geleceğin çocukları" daha iyi anlayabilsin... Kayıtları iyi tutalım ki, son 11 ay içinde Afganistan'da 31 bin sivilin öldürüldüğünü, sadece "at hırısızı kılıklı" Raşit Dostum'un 4 bin kişiyi öldürüp toplu mezara gömdüğünü, Çeçenistan'da 5 bin, Hindistan'da 6 bin, Filistin'de 3 bin Müslüman'ın katledildiğini, yine binlerce Filistinli gencin gözleri bağlanarak Negev Çölü'ndeki esir kamplarına gönderildiğini ve sadece Irak'ta 121 bin bebeğin ambargo yüzünden ölüme terkedildiğini "geleceğin çocukları" daha iyi bellesin... Eğer, tarihe yarının çocukları için diktatörler karşısındaki suskunluğumuzdan daha iyi gerekçeler düşemezsek, gelecek belki de bizim için hiç gelmeyecek... Eğer, "savaşın efendileri"ne karşı "daha iyi insanlar" olmak gibi bir onuru yükseltemezsek, sonsuza dek zaliminden merhamet dilenen bir gezegende yaşamaktan başka bir şansımız hiç olmayacak. Eğer, insanlığın hâlâ "ortak kalbi" varsa, dünyanın belki de hiç bilmediğimiz köşelerinde zalimlerin zulmüyle yokedilen "kimsesizler"in kimsesi olabilecek hâlâ birileri var demektir. Eğer, onca kötülüğün, yeni "Nazi taslakları"nın kıyısında suskunluktan başka bir şey gelmezse elimizden, işte o zaman bütün kimsesiz kelimelerin ortasında utancımızla tek başımıza kalabiliriz. Eğer, çaresizliğin, kendi sesimizle çıldırmanın utancıyla yandığımız en vakitsiz vakitlerde teselli edilemeyecek acılarla başbaşa kalmak istemiyorsak, "küresel kötülük" mazlumları tümden yoketmeden "yarının çocukları" öğrensin diye tarihe küçücük de olsa zalimler için bir not düşelim...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |