|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Gazetecilik yaşamım, bazan bir film gibi geçer gözlerimin önünden.. Bu, geçmişe dönük bir özlemin sonucu değil.. Ben "Kökü mazide olan atî"lerden yanayım.. "Yarın"lar, beni "Dün"den daha çok heyecanlandırıyor.. Ama "Dün"ü bilmeden, "Yarın"ı anlamanın da mümkün olmadığına inanıyorum.. İlk röportajımı, Orhan Kemal, Muzaffer Buyrukçu, Haluk Akgün ekibinin bir üyesi olarak, 1961'de "Son Havadis"te yapmıştım.. İstanbul'un şimdi eski olan o zamanki yeni semtlerinde yapmıştık röportajları.. Gaziosmanpaşa, daha Taşlıtarla'ydı.. Gültepe, Kuştepe gibi semtler, 3-5 bin nüfuslu gecekondulaşma merkezleriydi.. Sonra, Hukuk Fakültesi öğrencisiyken, avukat Erdoğan Tuncer'in başkanlığı döneminde, T.M.T.F'nin (Türkiye Milli Talebe Federasyonu) gazetesi olan "Devrimci Gençlik"in yayıncısı, yöneticisi, yazarı oldum.. Yeniden "Kadrolu Gazetecilik"e dönüşüm Cumhuriyet'le oldu.. 1964 ortalarıydı.. Genel Yayın Müdürü Ecvet Güresin'di.. Nadir Nadi, o sırada kardeşi Doğan Nadi ile anlaşmazlığa düştüğü için, yazılarına ara vermişti.. Bir büyük gazetede ilk imzalı sütunum, 22 yaşındayken Cumhuriyet'te oldu.. Dış politika yorumları yazmaya başladım.. Ve 12 Mart 1971 askeri müdahalesine kadar, aralıksız yazdım Cumhuriyet'te.. Sayısız röportaj, gezi yazıları, incelemeler de yaptım.. Mesleğin her dalında at koşturabilmek gerçeğini, Cumhuriyet'te öğrendim.. Aynı anda, dış haberler servisini yönetir ve yorumlar yazarken, gece sekreterliği, muhabirlik ve araştırmacılık yaptım.. 36 saat veya 48 saat uyumadığım dönemler çok sık oldu o yıllarda.. Bir meslek yaşamı, bu çizgi üzerinde akıp geçti.. Emekçiler de, gazete sahipleri de arkadaştılar o dönemlerde.. Nadir Nadi, Erol Simavi, Kemal Ilıcak, Haldun Simavi, Ercüment Karacan, Aydın Doğan, Dinç Bilgin de, meslek hayatımda, İlhan Selçuk, Çetin Altan, İsmail Cem, Hasan Pulur, Ergun Balcı, Güneri Cıvaoğlu, Yılmaz Çetiner, Ali Ulvi, Sami Kohen ve böyle sayısız isim kadar yakın oldular.. Aynı heyecanları, aynı rekabet duygularını paylaştık.. Şimdi de bu çizgi devam ediyor.. Bir Selahattin Sadıkoğlu, bir Mehmet Şeker, bir Cengiz Çandar veya Nazlı Ilıcak, Mustafa Karaalioğlu ile birlikte oturduğumuzda, hepimiz mürekkep kokan aynı havayı teneffüs ederiz.. 1968'de Cumhuriyet'te tanışıp evlendiğimiz Canan Barlas da gazeteci olduğu için, gazetecilik ailede de bir yaşam tarzı bizim için.. Ve babam Cemil Sait Barlas da, hem yayıncı (Pazar Postası-Son Havadis) hem yazar olduğu için, zaten benim için 2'nci kuşağa aktarılan bir meslek.. Genlerimdeki bu bilgiden ötürü, her yeni tanıdığım genç gazeteci, bir bayrak yarışının koşucusudur benim için.. Abdi İpekçi ile de yakın arkadaştık.. O, Uluslararası Basın Enstitüsü'nün (İ.P.İ) yönetim kurulundaki görev süresi bitince, beni aday göstermişti yerine.. 1976'da Philadelphia'ya (ABD) birlikte gidip, benim seçilmem için beraber kulis yapmıştık kongrede.. Bunları neden hatırladım yine? Filim devam ediyor.. Son nefese kadar sürecek bu filim.. Ve benden sonra da, yeni oyuncularla, aktörlerle devam edecek.. "Yeniden doğsam, yine bu mesleği seçerdim" demek istiyorum galiba.. ŞAKA
Bugün artık hepimiz ciddi olmalıyız..
Bugün canım hiç şaka yapmak istemiyor. Karar verdim Yüksek Seçim Kurulu kadar ciddi olacağım. Vereceğim kararlara gülecek olan çıkarsa sorumluluk bana ait değildir. "YARIN"I GÖRME MERAKI
Fal mı, anketler mi daha sağlıklı?..
Şu anda, bir "Kurum"un elinde, yeni bir anket sonucu var.. Bu "Kurum", bir yabancı banka olabilir, bir medya kuruluşu olabilir, "Devlet"in derin bir bölümü olabilir. Ancak herkes biliyor.. Türkiye'de 3 Kasım sonrasını anlamak için, sadece siyasi partiler değil, Türkiye üzerinde iddiası olan her kuruluş, belirli araştırma şirketlerine anketler yaptırıyor. Bunlardan bilebildiğimiz ensonuncusu için saha çalışması, geçen cumartesi başlatıldı.. Ve sonuçlar, dün anketi yaptıran kuruma teslim edildi.. İşte yeni çağın gerçeklerinden biri de bu.. Eskiden falcılar vardı.. Alman Mareşal Moltke, "Türkiye Mektupları"nda, Mısır'lı İbrahim Paşa komutasındaki ordu ile yapılacak Nizip Savaşı'ndan önce, bizim komutanın falcılara danışıp strateji oluşturduğunu ve bu şekilde yenildiğimizi anlatır ya.. Şimdi falcılar değil, anketçiler var..
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |