T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Hukukun siyasallaşmasından şikâyete hakkımız yok!

Hukukun siyasallaşmasına dair bugünlerde yapılan tartışmalara bakarak, hevesle müdahil olmak, heyecanla bir ucundan tartışmaya katılmak, kanaatimce harareti artıracağından, motorun su kaynatmasına yol açabilir.
Böylesi sıcak tartışmalarda lafın ayarını ince tutmak gerekir.
Ufak bir hata, büyük dertlere sokar adamın başını.
Mevzu netameli.

İleri sürücülük tekniklerinden bir örnekle durumu netleştirmeye çalışayım...
Gaz pedalına sert basmak yanlıştır.
Araba fırlar gider.
Sonra, hayatında ilk defa otomatik vitesli araba kullanan otopark görevlisi gibi ya birini ezersin, yahut bir yere toslarsın.
Doğrusu nedir?
Tıpkı, ayağınla gaz pedalı arasında 'bir yumurta varmış gibi' düşünecek ve hafiften basacaksın.
Ona da zaten basmak değil, dokundurmak derler.

Bir başka zaviyeden yeni bir örnek isterseniz, onu da hazırlamış bulunmaktayım.
Vaktiyle düşünmüş, bir kenara not etmiştim.
Her ne kadar o notu yazdığım kâğıdı kaybetmiş olsam da, vakti zamanı geldiğinde hatırlayacağımı biliyordum.
Örnek şu:
Bir altın bileziği, kırk tonluk belediye kantarında tartmaya kalkarsanız, sonuç alamazsınız.
Hassas kuyumcu terazisinde, kendi kilonuzu ölçmeye kalkışmak da ondan farksızdır.

Uzun lafın kısası, bu karmaşık konuda birşeyler söylemeye kalksam, ince ayarı iyi yapamayacağımdan eminim.
Yeni hasımlar kazanmaya, davalarla uğraşmaya niyetim yok. Vaktim de sınırlı.
Ama yine de iki laf etmekte bir beis görmüyorum.
Görsem bile onun beis olduğunu bilemez, reis meis sanırım muhtemelen.

Diyeceğim o ki, hukukun siyasallaşmasından şikâyet edilen yer, malûmunuz Ankara.
Fakat bunun böyle olacağı çok önceden belliydi.
Hukuk ile Siyasal mekteplerini yıllar önce yanyana yapmasaydınız.
Madem yapıldı, sonucuna katlanacaksınız.
Hukuk da siyasallaşır, siyasal da hukuklaşır zaman içinde.
Üzüm üzüme baka baka kararır. Aksini iddia eden çıkarsa, aklına şaşarım.

BAKILMASI GEREKEN YER NERESİ?

Umumi tuvalet -Türkçesi ile hela- duvarlarında karşılaşılan bir yazıdır; duvarın birinde "sağa bak", diğerinde "sola bak" komutları yazar.

Bir başkasında "arkaya bak", "yukarıya bak" gibi yazılar...

Her birini okuyup diğerine geçtiğinizde, sonunda şöyle bir sürprizle karşılaşacağınızı bilir, ama yine de bakarsınız:

"Bakınıp durma, işine bak!"

Bugün (Cuma, 14.30) itibariyle gazetelerde Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Tufan Algan, hukukun siyasallaşması halinde, devletlerin geleceğinin tehlikeye gireceğine işaret etmiş bulunuyor.

Algan'ın YSK'ya gelişinde bir gazetede kendisine atfen yer alan "Erdoğan kararında Çanakkale ve Kurtuluş savaşı ruhu dikkate alınacak" ifadeler hatırlatılınca bazı açıklamalarda bulundu.

Sanıyorum o açıklamaları diğer sayfalarda detaylı olarak görebileceksiniz.

Zaten siz bu satırlar üzerinde gözlerinizi dolaştırırken, 312'ye dair karar açıklanmış olacak.

Ancak bizim bildiğimiz, hukuk adamlarının işlerini yaparken, sağa sola bakınmadan, sadece "hukuk"a bakmaları gerektiğidir.

KISMEN DOĞRU

Tayyip Erdoğan'ın "Yeter karar milletin" sözünü, gazetenin birisi "Yeter artık" şeklinde anlamış.
"Yeter" kısmı doğru.

BUGÜN ALZHEIMER GÜNÜ KALBİNİZE DİKKAT EDİN.

KARDAN SONRA

Dört saat süreyle durmaksızın yağan kar yüzünden, üniversite kampüsünde bir duyuru yapıldı:
"Otoparktaki karları temizleyebilmemiz için, araba sahiplerinin araçlarını çekmelerini rica ediyoruz."
Yirmi dakika sonra hoparlörlerden yeni bir anons duyuldu:
"Otoparktaki 26 arabanın sahibi 1200 kişi, on dakika içinde lütfen sınıflarındaki yerlerine dönsünler."

YSK

YÜKSEK SEÇİM KURULU, KAÇA KURULU?


21 Eylül 2002
Cumartesi
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED