|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Geçtiğimiz günlerde temeli atılan Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı, 3 Kasım'daki muhtemel seçimlerden sonra işbaşına gelecek hükümetin, dış politika kulvarında en çok hesaba katacağı faktörlerden biri olacak. Ankara, hattın -yeni bir operasyona gebe- Ortadoğu bölgesi petrolüne güçlü bir rakip olduğu gözönüne alınırsa ABD, Avrupa ve Orta Asya ülkelerini kapsayan bir dış politik arenada mekik diplomasisi yürütecek. 18 Kasım 1999'da Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Gürcistan arasında imzalanan anlaşmayla somutlaşan Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı projesi, konuşulduğu günden bu yana ABD'nin ilgilendiği bir proje. ABD eski Başkanı Bill Clinton, projeyle ilgili İstanbul Deklarasyonu'na 'tanık' olarak imza atmıştı. Birleşik Devletler'in projeye olan ilgisinin, Hazar bölgesindeki enerji kaynaklarının denetimini Rusya'ya kaptırmama ve Ortadoğu petrolüne bağımlı kalmama gibi önceliklerden kaynaklandığı belirtiliyor. ABD'nin Bakü-Ceyhan Hattı'na yönelik desteğinin nedenleri, Yazar Bahman Aghai Diba'nın, The Legal Regime of the Caspian Sea (Hazar Denizi'nin Yasal Yönetimi) adlı kitabında şöyle sıralanıyor:
Rusya Federasyonu ve İran'ın Hazar bölgesi petrol kaynaklarından elde ettiği yararın bloke edilmesi, ayrıca bu iki ülkenin nüfuz alanınlarının genişlemesini önleme. Rusya'nın Hazar ülkeleriyle olan bağını azaltma. Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan gibi ABD yanlısı ülkelere yardım etme. Uzmanlar, önümüzdeki dört yıllık dönemde görev yapması muhtemel hükümetin, ilk adımı atılan Bakü-Ceyhan Boru Hattı kozu ekseninde ABD ve Rusya arasındaki görüş ayrılığını hesaba katarak etkin bir dış politika oluşturması gerektiğini belirtiyorlar. ABD'nin tam destek verdiği Bakü-Ceyhan Hattı projesi, alternatif petrol kaynağı arayışları nedeniyle de büyük önem taşıyor. Washington projeyi, Körfez Petrolü'ne olan bağımlılığı bir ölçüde azaltacak proje olarak görüyor. Uzmanlara göre ABD'nin bu konudaki tutumu 11 Eylül saldırısından sonra iyice belirginleşti. Çünkü Bush yönetimi, ABD'nin genel politikaları itibariyle İsrail'e yakın durmasının Körfez'deki petrol dengelerini etkileyeceğini düşünüyor ve bu yüzden Clinton yönetiminin de desteklediği projeyi Arap ülkelerinden gelen petrole alternatif bir unsur olarak görüyor. Daha önce Washington'un politikaları ile örtüşmeyecek şekilde projeye uzak duran ABD'nin petrol devi Chevron, BP liderliğindeki projeye dahil olacağını sonradan açıklamıştı. Bakü-Ceyhan'a yönelik bu ilginin nedeni, Hazar petrollerinin önümüzdeki on yıl içinde üretimde dünya dördüncüsü haline gelecek olması. Henüz emekleme aşamasında olan Hazar petrolleri, Bakü-Ceyhan projesi ile orta vadede yürümeye başlayacak ve petrol savaşları arenasında, bir geçiş ülkesi olan Türkiye'ye, Avrupa'ya ve en önemlisi ABD'ye yeni ufuklar sunan güçlü bir alternatif olarak yerini alacak.
Bakü-Ceyhan ve rakipleri
Bakü-Ceyhan Boru Hattı: Geçtiğimiz günlerde temeli atıldı. Bakü'den Tiflis'e, oradan Ceyhan'a uzanacak hattın uzunluğu 1760 kilometre olacak. 2005 yılında tamamlanması öngörülen projeyi 2,9 milyar dolar yatırımla BTC Boru Hattı Şirketi yürütüyor. Şirkette İngiliz British Petrolium (BP) 34,7 ile en büyük pay sahibi. SOCAR adlı Azerbaycan devlet şirketi yüzde 25 ile ikinci sırada. Bakü-Ceyhan'ın, başarılı bir projeye dönüşebilmesi için yılda minimum 55 milyon ton petrol taşınması öngörülüyor. Bakü - Novorosski Boru Hattı: 29 Ağustos'ta meydana gelen bir patlama nedeniyle hat hasar gördü. Projeyi yürüten Azerbaycan devlet şirketi SOCAR, patlamayla ilgili herhangi bir yorum yapmadı. CPC Hattı: Tengiz'den Novorroski'ye uzanan hattın 1580 kilometrelik bölümü şu anda bir milyon ton petrolle dolu. ABD petrol devi Chevron bu projede yer alıyor. FERHAT ÜNLÜ
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv Bilişim| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
|
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |