T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Berkan haklı, AB'ye üyelik bir 'iç politika malzemesi'

30 Mayıs tarihli Hürriyet'in manşetini nasıl yorumlamalıydık? "Emin Çölaşan Yazıyor" notuyla takdim edilen "Kürtçe'ye de kurs formülü" manşetiyle karşılaşınca "Nihayet olumlu bir adım!" diyerek sevinmeli mi, yoksa söz konusu formülün "askerler"den çıktığı tespitinden hareketle "Ama bu demokrasiye yakışmıyor!" diyerek sevincimiz kursağımızda mı kalmalıydı? Manşetin spotunda da şunları okuyorduk: "İdam için 'Hess formülü' öneren askerler, anadilde eğitim konusunda da 'kurs formülü' önerdiler." Söylediğim gibi manşet de spot da, sadece söylenenler dikkate alındığında ülkenin geleceği açısından sevinç, hatta umut vericiydi. Ama sadece "söylenenler"le yetinmememiz, en az onun kadar "söyleyenler"i de dikkate almamız gerekmez miydi? Hürriyet'in manşetiyle karşılaşınca, hepimizin çok iyi bildiği bir formülden esinlenerek ister istemez şöyle mırıldandığımı iyi hatırlıyorum: Bu ülkede Kürtçe öğrenimine izin verilecekse, onu da biz yaparız!

Söz konusu karardan Emin Çölaşan marifetiyle haberdar edilmemiz konusunda fazla bir şey söylemek istemiyorum, çünkü bu yöntemin tek başına ne derece "sağlıksız" olduğu zaten apaçık ortada... Çölaşan'ın "Peki Kürtçe konusunda Genelkurmay ne düşünüyor? Askerler ne diyor? Edindiğim izlenim şöyle:" diyerek ertesi günkü MGK toplantısında meseleye ilişkin benimsenecek yaklaşımı olduğu gibi aktarması hiç değilse "usul" bakımından kabul edilebilir bir şey midir? "Askerler"in ülkenin bu derece hayati meselelerinde bir gazeteyi ya da bir köşeyazarını seçmesi, düşüncesini onların üzerinden duyurması normal bir davranış mıdır? Hürriyet'in 30 ve 31 Mayıs tarihli sayılarının manşetlerini yan yana koyunca bu hiç de uygun olmayan davranış o derece apaçık gözleniyor ki... Yani şu manşetleri: "Kürtçe'ye de kurs formülü" (30 Mayıs) ve "Tarihi çağrı" (31 Mayıs).

Söylemek istediklerime yakın bir görüşü Radikal genel yayın yönetmeni İsmet Berkan da dile getirmiş. Berkan, "TÜSİAD'la aynı fikirde değilim." (31 Mayıs) başlıklı, temel tezine tamamen katıldığım yazısında şöyle diyor: "Dün Hürriyet gazetesinde, Emin Çölaşan'ın köşesine yansıyan bilgiler, gayriresmi yolla da olsa askerin politikasını açıklaması olarak yorumlandı. Burada idare sistemimizin ve demokrasimizin haliyle ilgili üzücü konulara girmek istemiyorum ama Çölaşan'ın köşesine yansıyan o bilgiler bile politika sahnesinde buzların çözülmesine yetti." Berkan haklı; gelişmelerin "üzücü" bir yanı olduğu apaçık... Ama ne yaparsınız ki "buzların çözülmesi" yine de iyi bir haber...

Berkan'ın "TÜSİAD'la aynı fikirde değilim" başlıklı yazısıyla devam edelim. Berkan'ın bu yazısında tamamen katıldığım tezi şöyle: "TÜSİAD, söz konusu çağrısında, 'AB'ye üyelik konusunun iç politika malzemesi yapılmamasını' istiyordu. Oysa bence AB üyeliği kadar iç politika malzemesi olmayı hak eden başka hiçbir konu yok neredeyse (...) Tam tersine, AB politika içi olmalı ve dibine kadar konuşulmalı. Türkiye'yi kimin AB'ye soktuğu, kimin engellediği de böylece ortaya çıkmalı."

Çok doğru ve yerinde bulduğum bir tez. Geçen hafta yayımlanan "AB taraftarlığı ile seçim alınır mı?" başlıklı yazımda ben de çok benzer bir görüşü dile getirmeye çalışmıştım. Ülkenin siyasi partileri eğer doğru dürüst bir siyaset yapmak niyeti taşıyorlarsa, tabii ki yaklaşan seçimlere yönelik siyasetlerini bu merkez temaya göre şekillendirmelidir. Bunu söylerken, ülkedeki siyasi partilerin "MHP ve diğerleri" gibi bir kamplaşmaya girmelerini ve "AB'ci" partilerin aralarındaki farkları ikinci plana atmalarıın tabii ki beklemiyorum. Herkes "rengini" tabii ki koruyacak; ama AB üyeliği karşısındaki tutum bütün partiler için birinci ve kaçınılmaz ayırdedici çizgi olacak...

AB'ye üyelik konusunun en alâsından "iç politika malzemesi" olmasının şu çok önemli yararı da unutulmamalı: Böylece AB'ye üyelik konusu, olması gerektiği gibi, ülkenin sivil odaklarının inisiyatifinde olarak şekil alacak. Söyleyin, sadece bu kazanç bile az şey midir?


4 Haziran 2002
Salı
 
KÜRŞAD BUMİN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED