T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Bundan sonra neler olur?

Cevabı aranan soru belli.. -Bundan sonra ne olacak? Bu sorunun içeriği çok geniş.. Ecevit'in sağlığından, bir erken seçimin tarihine uzanan genişlikte "Bilinmeyen"ler var..

Eğer politika planlanabilse ve bu planı "Amerika" ile Türkiye'deki "Belirli Çevreler" birlikte yapmış olsa, yarın ne olacağı bellidir.

İki nokta sabitlenir..

Birinci nokta, İMF'nin verdiği krediler, ekonomik program ve Kemal Derviş'tir..

İkinci nokta ise, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin bozulmadan sürmesi ve nihai çizgiye ulaşmasıdır. Bun simgeleyen isim, İsmail Cem mi, Mesut Yılmaz mı, başkası mı bilmiyoruz..

"İçerideki çevreler" için, herhalde Hüsamettin Özkan'ın etkisini koruması da, Devlet'le olan çeşitli ilişkiler açısından önemlidir..

Yani böyle bir içli-dışlı plan uygulanabilse, Kemal Derviş ile Hüsamettin Özkan birbirlerine yapıştırılır.. Buna İsmail Cem de eklenir..

Sonra da seçim ve siyasi partiler yasaları değiştirilir.. İki turlu bir seçime gidilir..

Ama siyasetin geleceğini planlamak ve bunu Türkiye'de yapmak zor..

Örneğin düne kadar, Amerika için de, İstanbul için de güvence olan Bülent Ecevit, şimdi "Ne olduğu bilinmez-Ettiğinden bellidir" konumunda..

Mesela Ecevit yarın ayağa kalkıp, Hüsamettin Özkan'ı kaydırabilir.. Özkan'ın yerine Nami Çağan ya da Emrehan Halıcı gelebilir..

Mesela yarın Ecevit, Devlet Bahçeli'yle uzlaşıp, ANAP'ı devre dışı bırakacak bir formüle oynayabilir..

Ya da Ecevit, bir daha çalışamaz hale gelir..

Siyasette karar merkezi, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer olur..

Bu durumda kimin güçlü, kimin güçsüz konuma düşeceği kestirilemez..

Hiç unutmayalım.. Geçen iki yıllık süreç sonunda, çeşitli aktörler, "ya kuyruk acısı ya da evlat acısı" ile zedelendi..

Herkesin ve her kesimin, birbirine dönük öfkeleri, kinleri, hatta nefretleri var..

Örneğin "Tekel Medyası"nı'daki kaleleri çok azaldı..

Bir dönem önce, Ecevit'i savunmak için, Sezer'i yıpratıyorlardı..

Şimdi ise, Ecevit'i ve DSP'yi de karşılarına aldılar..

Doğru olan kendi çıkarını ikinci plana itip, "ilkeler"i savunmaktı.. Gazeteciliğin gereği de buydu..

Yapamadılar bunu..

Neticede, Türkiye'de siyasetin yükselen yıldızları belli ki Tansu Çiller olacak, Deniz Baykal olacak..

Ve bu isimler, medya sayesinde değil, medyaya rağmen yükseliyorlar..

Ecevit'i cilalamak için, başarısızlıklarını, sağlıksızlığını, içe kapalılığını örtbas ettiler.. Deniz Baykal'ı defterden sildiler..

Mesut Yılmaz'ı mutlu etmek için de, Tansu Çiller'i yok etmeye çalıştılar..

Neticede soru, yerinde duruyor..

-Bundan sonra ne olacak?

Acaba AK Parti ve Tayyip Erdoğan ne olacak?

MHP'nin ve Bahçeli'nin bundan sonraki oyun planı ne? Üç yıldır "sessiz-sadık ortak" rolü oynadılar.. Ama Avrupa Birliği yumurtası kapıya dayanınca, MHP de bir nevi illegal ilan edilivermedi mi?

Demokrasi seçimsiz olur mu?

Değişim, sadece "Azrail"e, ya da "Askeri Darbe"ye ihale edilebilir mi?

Yarının gündemi çok yoğun!..

ŞAKA

Güneyli mi, Kuzeyli mi?

Güney Koreli hakem açık biçimde maçı Brezilya'ya hediye etti..

Bizim penaltımızı yedi.. Onlara olmayan bir penaltı hediye etti..

Belki de bu hakem "Güney" Koreli değil, "Kuzey" Koreli'ydi..

Kore Savaşı'nda, Güney'in yanında Kuzey'e karşı savaşmamızın intikamını aldı belki..

HERKES TOPARLANMALI

Akıl sağlığımız da zedeleniyor!..

Bu "Ecevit'in Sağlığı" meselesinin tadı kaçmak üzere.. Öncelikle Ecevit'ler hatalı..

Doktor raporlarının açıklanmasına izin vermiyorlar.. Bu yüzden herkes doktor oldu.. Herkes teşhisten tedaviye uzanan çeşitlemeler yapıyor..

Ayrıca, Başbakan Ecevit, bakanları ile görüşmüyor. Sadık DSP'lileri görüyor sadece..

Yani bir yanlışlık var "Aile"nin tutumunda.. Eve, çok fazla iş getiriyorlar..

"Ecevit ille de gitmeli" kampanyası açanlar da, işin tadını kaçırdı açıkçası..

Medya, kaynağı belirsiz raporlar yayınlıyor her gün.. Bunlara inanırsak, mesela Ecevit'in omurgası erimiş olmalı.. Kaburgaları da her gün birer ikişer kırıldığı için, hiç kalmamış olmalı..

Bir başka ayıp veya yanlış da şu..

"Nasıl olsa gidici" diye, Rahşan ve Bülent Ecevit'i teshir edenler, daha düne kadar Ecevit'in tüm başarısızlıklarını örtüp, yağdanlık ediyorlardı..

Adamı, böylece "RTÜK Ayıbı"na bile angaje etmediler mi?

Özetle.. Bu süreç bıktırdı..

Taraflar biraz toparlanmalı!..


4 Haziran 2002
Salı
 
MEHMET BARLAS


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED