|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Rahşan hanımın Jan d'Arc misali direnişine rağmen, eşini bir kez daha Başbakanlık binasına gönderebilmesi mümkün görünmüyor. Bununla birlikte, "devlet" mekanizmasının bu neredeyse imkansız dönüş ihtimalini hala hesaba kattığı söylenebilir. Bu zayıf ihtimalin hala hesap dahilinde tutulmasının basit bir nedeni var. Çünkü, iktidarın ömrü Ecevit'in seçimlere kadar başbakanlıkta kalacağı varsayımına güvenilerek hesaplanmıştı. Başka bir ifadeyle, iktidarı oluşturan siyaset dışı unsurlar Ecevit'in soluğunun tükenmesi seçeneğine ilişkin tasarılar yapmamışlar, yani alternatif plan hazırlamamışlardı. Neden peki? Bunun cevabı da basit. Çünkü, mevcut koalisyon yapısı ve mevcut Meclis dengelerinden 57. Hükümet gibi her derde deva bir iktidar üretebilmek mümkün değildi. Ne var ki, hesaplar tutmadı, Ecevit'in soluğu; siyaset dışı unsurların müthiş desteğine rağmen hükümetin bu haliyle devamına yetmedi. Sandık yaklaştı ve doğal olarak herkes şimdiden kendisini seçimlerde avantajlı kılacak manevralar için kolları sıvadı.
Bahçeli'nin hesabı
Elindeki kartların büyük bir kısmını göstererek durumu lehine çevirme konusunda en aceleci davranan, MHP lideri Bahçeli oldu. Bahçeli, başbakanlık görevinin "vekalet"le sürdürülmesine açıkça karşı çıkıyor ve Ecevit'in sağlık sorunu sürerse Cumhurbaşkanı'nın yeni bir görevlendirme yapmasını yani hükümetin bitmesini istiyor. İktidarda oylarının yarıya yakın kısmını kaybeden MHP böylelikle, ya başbakanlığı elde etmek ya da "idam" bahsini bahane ederek hükümet dışında kalıp seçimlere kadar bu kanaldan muhalefet geliştirmeyi hesaplıyor. Bahçeli, Türkiye'nin yıl sonuna kadar AB'yle üyelik müzakeresi yapan ülkeler sırasına girebilmesi için atması gereken adımların başında gelen idam konusunda direnç göstererek; barajı geçmek ya da iktidar seçeneklerinden önceliği birinciye verdiğini gösteriyor. Çünkü, anti-AB tavırla oylarını baraj üstüne taşıyabileceğini hesaplıyor. Ama, bu tavır nedeniyle seçimlerden sonra oluşacak yeni iktidar yapısında yer alamayacağını da pekala biliyor. Eğer Ecevit çekilir ve Cumhurbaşkanı görevi Bahçeli'ye verirse; MHP liderinin bir hükümet kurabilmesi mümkün değildir. Ayrıca, Bahçeli bu görüşmelerde idam konusunu bir uzlaşmazlık unsuru olarak bol bol kullanacaktır. Büyük ihtimalle bugünkü konuşmasında dile getireceği "önemli şey" de bu minval üzre AB'cilere rest çekmek olacaktır. Seçimler yaklaşırken hedefi açık: Biz Apo'yu asmak isterken, onlar kurtarmak istiyor!
Yılmaz'ın hesabı
AB konusunda Bahçeli'nin tuttuğu kutbun tam zıddında ANAP lideri duruyor ve onun da Ecevit sonrası gelişmeleri yönetirken manevralarını bu duruşu belirleyecek. Elbette, herhangi bir manevra ile başbakanlığı elde edebilmesi mümkün değil ancak Yılmaz için gerçekçi hedef zaten seçimlerde partisini baraj üstüne taşıyacak bir siyaset üretebilmektir. Bu siyasetin muhatabı da seçmen değil Avrupa!... Yılmaz'ın hem mevcut hükümetin devamı için, hem de kurulacak yeni hükümet için kılını kıpırdatmayacağını hep birlikte göreceğiz. Çünkü, ANAP lideri kurtuluşunun ite-kaka oluşturulan hükümetlerde olmadığını artık öğrenmiş bulunuyor. ANAP'ın yapacağı siyasal ittifaklara da bu gözle bakmakta yarar var. Ve diğer hesaplar... Türkiye'yi seçimlere götürecek hükümetin başkanlığını bir parti liderinin yapabilmesi uzak ihtimaldir. Eğer, bağımsız bir başbakan bulunamazsa da seçimlerin beklenenden kısa sürede olması yakın bir ihtimaldir. Üzerinde, üç aşağı-beş yukarı mutabık kalınabilecek tek bir senaryo bile üretilememesi bu konuda "derin devlet"in de zihninin karışık olduğunu gösteriyor. Ne denir? Kim bozduysa, o yapsın!...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |