T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Şövalye ruhlu başbakan

Yargıtay Başkanı Sami Selçuk emekliye ayrıldı.

Yaş haddinden.

Sapasağlam bir adam aslında.

Merdivenleri hızla inip çıkabiliyor.

Yürümesi için kimsenin kollarına girmesi gerekmiyor.

İstediği toplantıya katılabilir, kelimeleri ve kavramları karıştırmadan konuşabilir...

Her gün dokuz doktorun kontrolünden geçmiyor.

Buna rağmen Sami Selçuk görevi bırakırken, Bülent Bey devam etmekte kararlı.

Denebilir ki 'bürokratlarla siyasetçiler aynı kıstaslarla değerlendirilemez'.

Doğrudur.

O halde, siyasetçi kıstaslarına göre bakalım.

İsmet İnönü ve Cemal Gürsel, yeterince ikna edici örnekler değil midir?

Değil demek ki... En azından sayın Başbakanımıza göre.

Çünkü bu haliyle ülkeye zarar verdiğini anlamıyor.

Kendisine sorarsanız, kanının son damlasına kadar mücadele edecek, hizmet verecek.

Şövalye ruhlu.

8 milyar liralık hastane faturasını cebinden ödüyor ama, öte taraftan ülkeye verilen 8.2 milyar dolarlık zararın farkında değil.

Don Kişot da şövalye sanıyordu kendisini.

Ne var ki son günlerinde hasta yatağında yatarken gerçeklerin farkına varmış ve "insanın kendisini kandırmasının" ne kadar kötü bir şey olduğunu söylemiştir.

Bülent Bey de günün birinde şövalye olmadığını farkeder ve gerçekleri görür mü, bilmeyiz.

Şövalye ruhlu olduğunu biliyoruz ama, kendisini şövalye sanıp sanmadığından haberdar değiliz.

Yalnız, bir okurumuz ilginç bir noktaya dikkat çekti.

Niçin GATA'ya veya bir başka devlet hastanesine değil de Başkent Hastanesi'ne gittiği tartışılırken, okurumuz, hastanedeki doktorların açıklama yaptığı kürsünün ön yüzünde yer alan işaretin "Malta Şövalyeleri"nin kullandığı "haç"a çok benzediğini söyledi. Bir başka ifadeyle "Tapınak Şövalyeleri".

Her neyse, o benzerliği bir yere bağlamak bize düşmez. Ve her şey olacağına varır.

Sami Selçuk'un emekliliği hayırlı olsun.

Onu çok arayacağız gibi geliyor.

İlk olarak bugün öğleden sonra aramayı düşünüyorum.

Bakalım telefonu düşürebilecek miyim!..

Geçen gün bir defa düşürmüştüm, yan tarafından çatladı.

ÖSS YÖNERGESİNDEKİ YASAKLAR

Aylardır sınav heyecanı yaşayan öğrencilere sınav başlamadan okunacak kurallar manzumesinin ilk ve son cümlesi "yasaktır"la bitiyor.

"İptal edilecektir", "geçersiz sayılacaktır" gibi ifadeler bir yana, toplam 7 adet "yasaktır" ibaresi mevcut.

Anlaşılan öğrenciler üniversiteye adım atmadan "yasak" kavramıyla tanıştırılmak isteniyor.

Tecrübeli bir öğretmen olarak Çorum'dan A. Öztürk, sınava gireceklere bir tavsiyede bulunuyor: "Bu kurallar okunurken kulaklarınızı tıkayın."

Müdürlerden gelen talimatların anlamı
"Bu konuda düşüncelerini bana bildir."
Tercümesi: Ne yapacağımı bilemedim.
"Bu konuda bir toplantı yapalım."
Tercümesi: Konunun ne olduğunu anlamadım.
"Bunu imzala."
Tercümesi: İşler ters giderse senin başın ağrısın.
"Yönetim Kurulu'na sun."
Tercümesi: Genel Müdürle Yönetim Kurulu Başkanı bu konuda farklı düşünüyorlar, sen kendini feda et, ben duruma göre tavır takınayım.
"Uygun bir zamanda konuyu detaylı şekilde görüşmek için kapsamlı bir analiz hazırla."
Tercümesi: Sümen altı et, büyük patronun aklına gelmiş, belki ve inşallah unutur.
(Yasin Çörekçi)

FİYAT

Bir kalem ile silginin toplam fiyatı 110 TL'dir. Kalem, silgiden 100 TL pahalı olduğuna göre, her biri kaçar liradır?
İlk akla gelen cevap kalem 100 TL, silgi 10 TL olabilir ama bu doğru değil.
Çünkü öyle olsaydı, aradaki fark 90 TL olurdu.
(Serhan Büyükkeçeci, Paradokslar ve Mantık Oyunları, Timaş.)

YAĞMUR

Yağmurun, herkes tarafından bilinen ilginç özellikleri:
Yağmur damlaları, yere düşene kadar birbirlerine çarpmazlar.
Yüksekten bırakılan cisimler, gittikçe hızlanmaktayken, yağmur damlaları sabit hızla düşerler.


15 Haziran 2002
Cumartesi
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED