|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Sinha: Mistik bir roman
Mehmet Ali Bulut, Bilge Yayınları'ndan çıkan romanı Sinha'da, maddeyle içiçe olmasına rağmen maddeye hakim olamayan, ibadete yönelik ayrıntılarla oyalanırken iman zayıflığı yaşayan günümüz insanını düşünmeye davet ediyor.
İnsana dair gerçeklerin, problemlerin en rahat ve detaylı bir şekilde işlenebildiği roman, son yılların en çok okunan türleri arasında yer aldı. Polisiye-gerilim, bilim-kurgu, macera, tarih konulu romanlarda Fransız Devrimi, Sanayi Devrimi gibi insanların yaptığı büyük reformların yanı sıra asırları devirip bugünlere ulaşan destansı aşkların, şiddetin kol gezdiği korkunç savaşların konu edildiği roman, insan ruhunu en iyi tanımlayan bir tür oldu hep. İslam felsefesinden esintiler Mehmet Ali Bulut'un Bilge Yayınları'ndan çıkan Sinha adlı romanı, romanın insana ait her sorunu dile getirmede en ideal anlatım aracı olduğunu ispatlar nitelikte. Bugüne kadar İslâmiyet eksenli, dini meseleleri konu alan sayısız roman yazıldı ancak kelam ilminin alanına giren, içerisinde İslâm felsefesinden esintiler olduğu bir roman kaleme alınmadı. Romanı hiçbir hazırlık yapmadan kaleme aldığını söyleyen M. Ali Bulut, yarı bilim-kurgu tarzındaki romanında modern insanın tıkandığı noktalara parmak basarken, detaylarla oyalanmaktan iman esaslarını unutan, maddeyle insanlık tarihi boyunca hiç olmadığı kadar haşırneşir olmasına rağmen maddenin özüne hakim olamayan, amentü esaslarından uzaklaşmış günümüz insanlarına sesleniyor. Eşyanın dili unutuldu Kur'an-ı Kerim'i defalarca okuduğunu ve okudukça bilgi seviyesinin geliştiğini, Kur'an-ı her okuyuşunda daha önce farkedemediği şeyleri keşfettiğini söyleyen Bulut, Sinha'nın aslında bugüne kadar okuduğu kitapların bir sentezi olduğunu söylüyor. Mevlana Sufli'nin Asr-ı Saadet'i, Marting Lings'in İslam Peygamberi Hz. Muhammed ve Bediüzzaman'ın 19. Lem'a'sının, Hz. Muhammed'in öğretilerini anlamasında çok etkili olduğunu söyleyen Bulut, soru-cevaplar şeklinde kurguladığı Sinha'da, Bilge ve Gönül adlı arayışta olan yeni evli bir çiftin 250 bin ışık yılı uzaklıktaki yıldızlar kümesinden kendilerine konuk olan nurani bir varlıkla olan diyaloglarından oluşuyor. Hem Hz. Musa dönemini, hem Hz. İsa dönemini görmüş, hem de 21. yüzyıldaki gelişmelere hakim olan bir kahramana ihtiyaç duyması üzerine Sinha adlı varlık üstü bir kahramanın doğduğunu söyleyen Bulut, kitapta, herkesin aklına geldiği ama zihnindeki çözümlenemeyen konular derebeyliğine hapsettiği 'kafa kurcalayan' soruların üzerine gidiyor. Kafa kurcalayan sorular Bulut'un kendine özgü kıvrak zekası, eşyaya olan hakimiyeti ve felsefe yapma yeteneğiyle zaman zaman güncel konulara saplanmasına rağmen ortaya okuru amentü esaslarına dayalı beyin fırtınasına davet eden bir eser çıkmış. Kimi yerlerinde romanın içeriği ağırlığını yitirip hafiflerken, romanın kimi yerlerinde okur daha önce hiçbir yerde karşılaşmadığı özgün fikirlere tanık oluyor. Zaman ve mekan mefhumunun onun için geçerli olmadığı, gönül gözü açık, madde ötesi bir varlık olan Sinha ile roman kahramanları arasında evrenin gizleri, Allah'ın kullarıyla olan ilişkileri, ölüm sonrası, mesih gibi konular ekseninde gelişen diyaloglardan oluşan kitapta, okurun doğru bildiği tüm kavramlara yüklenen yazar, okurun zihinsel temellerini oluşturan taşların sarsılmasını sağladıktan sonra, sarsılan taşları okurun kendi zihinsel yetieriyle yerine oturtmasını sağlıyor. Tüm dünyada çok okunan Sofi'nin Dünyası, felsefe tarihinin roman türünde yazılabileceğini göstermişti. Mehmet Ali Bulut da kelam ilminin sınırlarına giren meseleleri roman kıvamında veriyor ancak bilginin yer yer romanın önüne geçtiğini belirtmek lazım. Sinha, ikinci romanda görünmeyip konuşacakSinha'nın maceralarını anlatan ikinci bir roman yazacağını belirten Bulut, birinci romanda görüntü olarak yer alan Sinha'nın ikinci bölümde sadece ses olarak yer alacağını belirtiyor. "Sinha'nın ikinci bölümde birinci kısımda gazeteci Rahmi olarak bahsi geçen karakterin Ermeni bir papazla arasında kurulan dostluk ve ikisinin diyalogları işlenecek. Mesela Allah'ın dilemesi mutlak bir hüküm müdür, değil midir konusu değerlendirilecek. Eğer Allah'ın dilemesi mutlak bir hükümse, 'iyilik yapan iyilik, kötülük yapan kötülük bulur' gibi şartlı önermeler ne anlama geliyor? bunları tartışacağım" diyen Bulut, bir toplumun kendisi değişmek istemedikçe Allah'ın o toplumu değiştirmeyeceğini söylüyor. İkinci roman için hazırlanan yazar, gelecekte vahiy kaynaklı imanın yeni açılımının olacağına inanıyor.
|
|
|
|
|
|
|
|