T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Korkmak yok

Korku, yabancıdır. Hep ilk defa karşılaşıyor hissini verir, sarıp sarmalamışken seni. Son sözün söylendiği yerden bitiverir yanında, geri kalan herşeyi sürgün ederek bünyenden.

Kötülük gibidir korku, acımasız ve biraz da hayasız galiba. Direnci sıfırlar, şimdiye kadar kendin adına geliştirdiğin ne varsa, çıkar üzerine şöyle gerile gerile, bir uçtan bir uca gide gele cambazlık yapmaya başlar çünkü, bir taraftan da sana nanik yaparak...

Sen korkuyorsundur şimdi. Damarlarında binlerce küçük solucanın dayanılmaz bir harala güreleyle cirit attığını hissediyor, aldığın her nefesin sihirli bir sıvı gibi o solucanlara dans iştahı verdiğini duyumsuyorsun belki de.

Kalbin şehiriçi hız sınırını çoktan aşmış görünüyor, yanaklarında peydahlanan pembelikten belli.

Simurg'un kanatlarına tutunan hayallerin yerini yine hayallerin aldığı yaştasın sen çünkü, ancak kafesteki bir kuş kadar anlatacak şeyin var. Başının üstündeki umuttan müteşekkil o hale de cabası...

Ancak bir yandan da ebeveynin alttan alta başlattığı "evladın kazanacağı/kazanması gereken okuluyla böbürlen, bununla da kalma 'transcriptte'leri göstere göstere hava at" kampanyasının start noktasındasındır. Kasavet yüklü bu pistteki "bir buçuk milyon rakibi sollama yarışı"nı organize eden otorite de tependedir hatta.

Gönüllü bir şaşkınsındır yani.

İşte bu yüzden seyircinin ıslıklayıp yuhalamaya hazırlandığı bir sözsüz gösteri kadar alıksındır şimdi sen, beklemenin alıklığı...

Oysa böyle olmayacaktı değil mi?

Belleğin sanki humuslandı birden, allegoriler dolanıyor zihninde değil mi?. "Türkiye'nin en kısa sınırı olan komşusu hangisiydi? mc2 neydi?" düşüncelerindesin.

Evet, hayatla ilk çarpışmanın şaşkınlık noktasını yaşıyorsun sen...

Hayatın ilk "hoşgeldin partisi"dir bu sana.

Sana göre, özgürlüğün şiirli dili olan 'Üniversite'de, hiç istemediğin halde saçını göstermeni isteyecekler senden, coplarla ilk 'özgür' temasını burada yaşayacaksın daha... Sonra 'Yüksek' için 'hocayla arayı iyi tutma' yarışları başlayacak, sonra iş ve sair...

Hayat yarışları sürüp gidecek, ta ki 'ben çekiliyorum' diyene dek.

Oysa dünyanın tek nefeslik alanı senin yaşların. Ortaya çıkılıp insanlık için iyi şeyler yapılacak dönemlerin tohumları bu seneler.

O yüzden korkmak yok, kendine dolmak var.


15 Haziran 2002
Cumartesi
 
ÖZLEM ALBAYRAK


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED