|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Anayasa ve diğer yasalar; herkesin aklına geldiği gibi ve rastgele hazırlanmaz. Uzun araştırma ve tartışmalarla sosyal mutabakattan sonra yazılırlar. Bunun için de, sosyal hayatta çok etkili ve düzenleyici olurlar. Bunun bir örneğini, son idam krizinde gördük. Merhum Özal "Anayasa bir kere delinirse ne olur?" demişti de, haklı olarak kıyametler kopmuştu. Özal yönetiminin özelliği gereği o zaman için, bir şey olmadı. Şimdi oluyor. Neler olduğunu, hep beraber görelim: Şimdi, Ecevit "ne olur?" demekten öteye Anayasa'yı deliyor. Kıyamet falan koparan yok! Niye?.. Niyesini anlamak mümkün değil. Anayasa'nın 138. maddesinde "Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiç bir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez" diyor. Bu açık hükme rağmen, Yargıtay'ca da onandıktan sonra geciktirilmeden TBMM'ne gönderilmesi gerekirken, teröristbaşı nam APO'nun idam cezası ile ilgili tezkereyi Başbakan Ecevit aylardır TBMM'ne gönderemeyip çekmecesinde tutuyor ve Anayasa'yı ihlal ediyor. Eğer; Anayasa hükmü gereği, idam cezasının Yargıtay'da onaylanmasından sonra, geciktirilmeden TBMM'ne gönderilse ve TBMM'de de bu konuda karar verilip infaz yapılsa idi, şimdi (idam sorunu dolayısıyla) AB kapıları yüzümüze kapanmayacaktı. Çünkü; ortada böyle bir sorun kalmayacaktı. APO sorunu kalmadığından, "imzamıza ve taahhütlerimize sadık kalarak AB. normlarına uyuyoruz ve idam cezasını kaldırıyoruz" diyebilirdik. Hiçbir sorun da kalmazdı. Gördünüz mü? Anayasal suç boyutu bir yana, Anayasa'yı ihlalin devlet yönetimindeki, sosyal hayattaki olumsuzluğunu... Demek ki; 138. madde hükmü, bir şeyler düşünülüp de konulmuş. Buraya kadar belirttiklerimiz, yapılan hataları ve hataların vahim sonuçlarını ortaya koymak niteliğinde oldu. Şimdi, bu durumda ne yapmalı? Yanlışın neresinden dönülürse kârdır. Hiç olmazsa şimdi, hemen Anayasa hükmünü uygulayalım. O ne der?, bu ne derden önce, Anayasamız ne diyor? Öncelikle Anayasamızın dediğini yapalım. APO'nun idam tezkeresi TBMM'ne gönderilsin, TBMM'de de Anayasa gereği geciktirilmeden görüşülsün. Milletvekillerinin hür iradesi ile idam kararı çıkarsa, infaz hemen yapılsın. Ondans onra da APOsorunu kalmadığından, Taahhütlerimize ve AB. normlarına bağlı kalarak, idamı kaldıralım. Bunun dışında; bir takım göz boyayıcı formüllerle APO'yu kim ipten alacak? Binlerce şehidin kanını kim yerde koyacak? Görelim!.. Binlerce şehidin kanını, millete, onbinlerce şehit analarının-babalarının, kardeşlerinin-karılarının, yetim yavrularının gözyaşlarına ve gazabına rağmen kim yapacak?.. Görelim bakalım: APO'yu bir takım göz boyayıcı formüllerle ipten alabilecekler mi?.. Avrupa Birliği deyecekler. En başta Anayasa'nın gereğini yapmadınız da, şimdi bizi Avrupa Birliği ile karşı karşıya bıraktınız? Haa! Niye?..
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |