|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
OSMAN AKKUŞAK
Bakıyorsunuz, hem zekâ, hem görgü, hem bilgi özürlülerin eline kalem verip gazete köşelerini açıyorlar.. Onlar da, köşelerinden sağa sola bulaşıp, jurnalcilik ederek, yazdıkları gazetelerin düzeyini aşağıya çekiyorlar.. Bu indirilen düzeyin de, (mâkul çoğunluk)un zekâ ve kültür düzeyi olduğu iddia ediliyor.. Pazar günleri (aşk) ve haftanın diğer günleri (nefret) dolu köşelerle, toplumun ufku karartılıyor.." Tecrübeli yazarın tesbitleri yerindedir, isabetlidir.. Fakat yazısının sonuna doğru şöyle bir cümle sarfetmiş: "Davos'ta Özal, Papandreu ile buluştu diye, ne kıyâmetler kopmamış mıydı 1987'de?" Bu bozuk cümlenin doğrusunun: 1- "Davos'ta Özal, Papandreu ile buluştu, diye ne kıyametler kopmuştu." Yahut: 2- "Davos'ta Özal, Papandreu ile buluştu diye kıyametler kopmamış mıydı?" şeklinde olması gerekmiyor mu?
Aceleyle de olsa usta bir yazarın, kendisine tahsis edilen sütuna hatâlı bir cümle sevketmeye hakkı yoktur.. Tekrar tekrar okuması gerekir.. Bir yazar, hele başka yazarları eleştirirken kendisi hatâ yapmamaya mecburdur.. Dizgi hatâsı olmuşsa, akabinde doğrusunu yazarak düzeltmek ve itizar beyan etmek icab eder.
|
|
|
|
|
|
|