T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Vatandaşın kimliği: Oy!..

Her ne kadar, yasal bir zorunluluk olarak, her beş yılda bir sandığa gitmek gerekiyorsa da, Türkiye'de, yarım asırdan fazladır, teamül bu, her dört yılda bir seçimler yapılıyor.

Şimdi de öyle... Herkes için, yasal zorunluluk olarak, "oy" kullanmak gerekir. Kazak Abdal'ın şu "taşlaması"nı okuyunca, acaba, "oy kullanmayanın" üzerine ne tür dörtlükler düzerdi, bir düşünün bakalım:

"Eşeği saldım çayıra
Otlıya karnın doyura!
"Gördüğü düşü hayıra
Yoranın da ............"
"Münkir, münafıkın soyu
Yıktı harap etti köyü
Mezarına bir tas suyu
Dökenin de ............"
"Derince kazın kuyusun
İnim, inim inilesin.
Kefen dikmeye iğnesin
Verenin de ............"
"Dağdan tahta endirenin
Iskatına oturanın.
Hizmetini bitirenin
İmamın da ............"
"Müfsidin, bir de gammazın
Malı var da yemezin.
İkisinin meyt namazın
Kılanın da ............"
"Kazak Abdal söz söyledi
Cümle halkı dahleyledi.
Sorarlarsa kim söyledi
Soranın da ............"
(Bütün Eşref, F. Uzun, sh: 22)

Kazak Abdal'ın dilinden kurtulmak için, hemen sandık başına koşun. Ve de "Ozan"ın dediği gibi, yarın "of aman aman!"dememek için, "Yorganı başınızdan atar atmaz, sandık başına" koşun:

Aman!
Aman efendim, aman!
Galiba Ahir Zaman?
Manzarası yurdumun,
Tufan gününden yaman;
Göz görmez aydınlıkta;
Asümana dek duman.
Yer dumanmış, ne çıkar?
Duman dolu âsüman.
Türk evi delik deşik;
Yıkık dökük, hânüman.
Duraksız itiş, kakış;
Süresiz karman çorman.
Anne, çocuk doğurur,
Köpek soyundan azman,
Beyinler zıpzıp kadar,
Mideler koskocaman.
Aziz fikir buğdayı,
Katıra mahsus saman.
Boş lâf, hep dalga dalga;
Uçsuz, bucaksız umman.
Hayvanlık orkestrası;
Eşek, birinci keman.
Orman keleş, nebat kel;
Nebat adamlar orman.
Midelerde ihracat,
Günde beş milyon batman.
Millî servet, matbaa;
Yedi milyarda harman.
Yangın evinde satranç;
Pilân, reform ve uzman.
Tam birbuçuk asırdır,
Maymunlardan eleman.
Bizdeki hale nispet,
Maymun taklitten pişman.
Hangi yol Türke uygun,
Hangi parti tercüman?
Çıkamaz meydanlara;
Câmide mahpus iman!
Silâh küfrün belinde,
Küfrün elinde ferman.
Cehle sorarsan, ilim;
Zehre sorarsan, derman.
Rahmet, meçhul kelime;
Bilinmez isim, Rahmân.
Kutsal kitaptır fuhuş;
Ahlâk, okunmaz roman.
Tarih, kontra gerçeğe;
Hürriyet hakka düşman.
Millete kasdedenin
İsmi millî kahraman.
Yere batsın bu dünya,
Bu dünyadan hayr uman!
Genç adam, at yorganı!
Sana haram, uyuman!
Aman efendim, aman!
Efendim, aman, aman!
OZAN (*)

İşte böyle, aziz "seçmen"... Bu ahval ve şerait içinde, "uyuman sana haram" diyen "ozan"ın sözünü dinle ve sandık başına git!..

Sonra da "Türkiye nasıl bir demokratikleşme yolu" izleyeceğini, oyunu verdiklerinden bekle!..

Bu tür tarihî kararların verilmesi, hakkı ne anlamlıdır ki, vatandaşa dört yılda bir gelir!..

————————-

(*) Ozan'ın kim olduğunu öğrenmek istiyor ve merak ediyorsanız, o zaman, açınız arşivinizi ve "Büyük Doğu"nun 22 Eylül 1965 tarih ve 22. yıl, c.1, sayı: 1'in manşetine bakınız! Bu kadar "kopya"dan da bir şey anlamamışsanız, size bir şey diyemeyiz, ki o zaman "yasalar" da size oy kullanma sorumluluğunu yüklemez (!)... S.A.


www.sadikalbayrak.com

3 Kasım 2002
Pazar
 
SADIK ALBAYRAK


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED