T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R

Benim adım Hıdır...

Galatasaray'a 6 gol atmakla bahar gelmiyor. Fenerbahçeliler bu farkla bir 15 gün idare ettiler. Ama hayatın gerçekleri yüzlerine dün akşam Yunanistan'da bir şamar gibi çarptı.

Galatasaray maçıyla Lorant sezonu garantiledi ama Sarı-lacivertli kulübün Avrupa Kupaları'nda başarılı olmak için takıma yatırdığı milyon dolarlar Panathinaikos Stadı'nın bozuk çimleri arasına gömüldü gitti.

Sanki savaşa giderlermiş gibi 15 gündür gazetelerimizle, televizyonlarımızla, kamuoyumuzla futbolcular gerildikçe gerildi.

Hepimizce malum aşağılık komplekslerini bir türlü yenemeyen, komşularımızla abartılı emniyet tedbirleri ve ucuz numaralarla her türlü hileye başvurmayı ihmal etmemişler.

Günlerdir yağmur yağmayan Atina'da stat çamur haline getirilmiş. Ayakta durabilene aşk olsun.

Peki bütün bu baheneler böylesine bir mağlubiyet için geçerli miydi? Elbetteki hayır. Tek tek kıyaslandığında herşeyiyle on gömlek daha üstün olan Sarı-lacivertli futbolcular turla dönebilirdi.

Rüştü'nün yılda birkaç kez tekrarladığı nazar boncukları bu maça denk gelmeseydi.

Herr Lorant işin ciddiyetini anlayıp bir taktik maçı anlayışıyla takımı sahaya sürseydi.

Dün akşam Atina'da Fenerbahçe sanki bir Avrupa Kupası maçı değil de adeta antreman maçı oynar gibi ruhsuz ve güçsüzdü.

Maç 3-1 olduktan sonra bile ileride iki top yapmaktan uzak bir takım hem de kalesinde büyük gedikler veriyor. Yok böyle birşey.

Bunun adı inançsızlıktır. Bunun adına yazık denir.

Dün akşam Sarı-lacivertliler sahada "Benim adım hıdır. Elimden gelen budur" der gibiydiler!.


15 Kasım 2002
Cuma
 
YUNUS AKGÜL


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED