|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Değişik merkezlerde vatandaşlar ve sivil toplum örgütleri tarafından kurulan aşevlerinde yemek veriliyor, yoksullara yardım yapılıyor. Ramazan ayı dolayısıyla değişik merkezlerde aşevleri kuruluyor ve yoksullara yardım yapılıyor. Şanlıurfa'da, Gönüllü Kuruluşlar Aşevi'nde Ramazan boyunca hergün bin 200 aileye yemek veriliyor. Aşevi sorumlusu Emin Demirkol, organizasyona destek veren eczacı ve doktorların da yardımlardan yararlanan herkesi muayene ederek, ilaç ihtiyaçlarını karşıladığını söyledi. Nevşehir'in Ürgüp İlçesi Belediye Başkanı Bekir Ödemiş, Ramazan dolayısıyla 350 yoksul aileye gıda malzemesi dağıtıldığını, 60 aileye de para yardımı yaptıklarını söyledi. YARDIM YARIŞI Kars'ın Akyaka İlçesi'nde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı kaynaklarından, 120 aileye gıda yardımı yapıldı. Sivas Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Osman Yıldırım, oda üyelerinin iftar yemeği vermeyeceğini, buna ayrılacak parayla yoksullara gıda maddesi dağıtılacağını söyledi. Sivas'ın Kangal İlçesi'nde de Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'nca 800 aileye yakacak ve gıda yardımı, 900 öğrenciye de para yardımı yapıldı. Edirne'de, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı kaynaklarından yardıma muhtaç 15 bin kişiye 548 milyar liralık destek sağlandı. BİR SOFRA DA SİZ KURUN İstanbul Büyükşehir Belediyesi imkan sahibi kişi ve kuruluşların desteğini de sağlayarak ihtiyaç sahibi ailelere, kimsesiz, yaşlı, sokak çocuğu, öğrenci ve özürlülere yardım amacı taşıyan "İstanbullu Paylaşıyor" kampanyası başlattı. "Aşını, ilacını, dostluk, şefkat, ilgi ve sevgini İstanbul halkıyla paylaş, bir sofrada sen kur " çağrısına az sayıda İstanbullu cevap verdi. Geçtiğimiz yıllarda tanınan birçok iş adamı ve sanatçı kampanyaya destek vermesine rağmen bu yıl "bir sofra da sen kur" kampanyası banka hesaplarına yatırılan paraların azlığı dikkat çekti. KAMİL OĞUZ
Kimse görmeden tavuğu kim kesecek? Üsküdarlı Aziz Mahmud Hüdaî Hazretleri, Üstazı Üftade (k.s.) Hazretleri'nin hizmetinde daha ilk yıllarında talebe iken birçok talebe arkadaşlarının arasında, üstazının yanında ayrı bir yeri vardı. Üftade Hazretleri, müridleri arasında en çok onunla ilgilenir, birçok iltifatlar eder ve onun yetişmesine ayrı bir ihtimam gösterirdi. Üstazın o talebesi ile, fazla meşgul olmasını etraftan hissedenler ve birçok talebesi çekemezler ve Üftada Hazretleri'ne derler ki: -Biz de talebeyiz, onun bizden ne farkı var? Talebelerin ve bazı müridlerin bu halini sezen Hazreti Üftade, onları imtihan etmek istedi. Hepsini huzuruna çağırdı, ellerine birer bıçak ve birer de tavuk verip: -Bunu, gidip kimsenin görmediği bir yerde kesip geleceksiniz. Tek şartım, keserken kimsenin sizi görmemesi ve yalnız olmanızdır. Kim daha çabuk gelirse, benim en çok takdirimi o talebem kazanmış olur, buyurdular. Bıçakla tavuğu alan talebeler sür'atle etrafa yayıldılar ve kendilerine göre, gizli birer yer bularak kesip getirdiler. Fakat o hakkında dedi-kodu yaptıkları "Onun bizden ne farkı var" dedikleri talebe, hayli zaman olmasına rağmen ortalıklarda yoktu. Erken gelenler, kendi aralarında konuşuyorlardı: -Hocanın huzuruna çıkmaya yüzü yok ki, kesip de gelsin. Kimbilir şimdi nerelerde dolaşıyor, diyorlardı. O talebe, hayli zaman sonra elinde canlı tavuk olduğu halde kesmeden çıkıp geldi. Tavuğu kesip gelenler ona gülmeye başladılar: -Bir tavuğu kesmeyi becerememiş, diyorlardı, kendi kendilerine. Üftade sordu: -Herkes kesip geldiği halde, sen nerede kaldın? Hep seni bekliyoruz. Bu zamana kadar nerdesin? diye... O zaman daha talebelik yıllarını yaşamakta olan, daha sonra büyük bir mürşid olacak olan Aziz Mahmud Hüdaî Hazretleri, şöyle cevap verdi: -Hocam, sizi beklettiğim için ayrıca özür dilerim. Lâkin ben, nereye gitti isem beni kimsenin göremeyeceği bir yer bulamadım. En kapalı bir yer dahi bulsam, iyi biliyordum ki Allah (C.C) beni mutlaka görüyordu. Ve böylece, ordan oraya-ordan oraya koştum, sizin emrinizi yerine getiremedim geldim, dedi. Tabii bu hâdiseden sonra, anladılar diğer talebeler, hocasının neden en çok onu sevdiğini ve onunla daha fazla niçin alâkadar olduğunu... Başlarını önlerine eğip hata ettiklerini anladılar. Çünkü Allah'a gizli olan hiçbir mekân ve zaman yoktu. İFTARA NE HAZIRLAYALIM? Kişnişli sebze çorbası, galetalı tavuk, zeytinyağlı enginar, osmanlı çöreği ZEYTİNYAĞLI ENGİNAR MALZEMELER: 5 adet enginar, 3 adet soğan, 1 demet dereotu, 1 çay bardağı sıvıyağ, 1 kg. iç bakla. YAPILIŞI: Enginarın kabukları ve içi ayıklanıp tuzlu, limonlu suya atılır. Soğanın kabuğu soyulup doğranır. Tencereye sıvıyağ ve soğan konulup kavrulur. Parçalara bölünmüş enginar ilave edilerek bir miktar kavrulur. Baklalar ayıklanıp içleri tencereye katılır. Tuz ve su ilave edilip pişmeye bırakılır. Pişmeye yakın doğranmış dereotu ilave edilir. Suyu azalıp enginar iyice pişince ateşten alınır. RAMAZAN ETKİNLİKLERİ Feshane'de, saat 20.00'de başlayacak programda Hacivat-Karagöz oyunu, meddah ve sihirbaz yer alıyor. Bayrampaşa Belediye Kültür Salonu'nda, saat 20.00'de İbrahim Sadri konuk olacak. Üsküdar Ramazan Çadırı'ndaki etkinliklerde, Şeker Otobüs Çocuk Eğlenceleri, Karagöz ve Akrobat gösterisi yeralacak. Eyüp Ramazan Çadırı'nda, saat 20.00'de Mehteran-ı Eyüp Sultan'ın rock-mehter konseri olacak. Bozanın 2500 yıllık tadı değişti Uludağ Üniversitesi'nce (U.Ü) Bursa çevresinde yapılan araştırmada, Türkler'in 2500 yıllık geleneksel içeceği olan bozanın tadının, "tüketici talepleri" doğrultusunda değiştirildiği saptandı. U.Ü Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü tarafından Bursa'daki 17 farklı satış noktasından örnek alınarak yapılan araştırmada, bozalardan hiçbirinin gerçek bozanın tat ve diğer özelliklerini taşımadığı belirlendi. U.Ü Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. İsmet Şahin, bozanın eş zamanlı olarak laktik asit ve alkol fermantasyonuna (mayalanma) uğratılmış hafif ekşi (mayhoş) bir tahıl içeceği olduğunu, diğer mayalı ürünler gibi sağlığı koruyucu ve iyileştirici özelliği bulunduğunu belirtti. Mısır, darı, pirinç ve şekerden üretilebilen bozanın nişasta, şeker içeriğinin sindirim salgılarını artırdığını kaydeden Prof. Dr. Şahin, bozanın bu sayede sindirimi kolaylaştırıcı, ayrıca kolon kanserini önleyici özelliğinin de olduğunu söyledi. "Kim zerre kadar bir iyilik işlerse onun mükafatını görecek, kim de zerre kadar kötülük işlerse onun cezasını görecektir:" Zilzal, 7-8
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Ramazan| Arşiv Bilişim| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
|
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |