|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Doğdu, büyüdü, iktidara geldi, maşallah ilk icraatına da başladı ama, bir isim bulamadık şu çocuğa... Muhafazakar mı diyeceğiz?
Abdullah Gül, "Müslüman demokrat" lafını doğru bulmuyor, onun yerine "muhafazakar demokrat"ı öneriyor. Önerme doğru. Yani, bana da "kabul edilebilir" gibi geldi. Çünkü "Müslüman" sıfatı sanki "dışlayıcı" bir eleman gibi duruyor o tanımlamada.. Öyle ya, AK Parti'ye "Müslüman demokrat" diyeceksek, aynı dine mensup insanların kurduğu diğer partileri (ANAP'ı, DYP'yi, MHP'yi) nasıl adlandıracağız? Tabii Nuray Mert'in soruları geçerliliğini koruyor yine de: Türkiye'de Müslümanlık'la muhafazakarlık arasındaki ayrım ne? Bu biliniyor mu? Kim "Müslüman", kim "muhafazakar"? Bunun tartışması yapılmış mı? Ya da, AKP'yi geçmiş muhafazakar partilerden ayıran nedir? Bu konuşulmuş mu? Naçizane, AK Parti için, merkezci, ılımlı, dindar, demokrat, icraatcı nitelemelerini uygun buluyorum. Aynı zamanda "muhafazakar" bir parti... Muhafazakar zaten yeterince açıklayıcı bir kavram. Ama değerli şair, yazar, gazeteci, çevirmen Özdemir İnce bu kadarını "yeterli" görmüyor. Hayır, elbette Nuray Mert kendi sorununu çözecek zekavette. İkinci bir paragraf açmam gerekir mi bilmiyorum... Nuray Mert Türkiye'de isimlendirmelerin, tanımlamaların, hele de "tasniflerin" işe yaramadığı, daha doğrusu meseleyi anlamamıza yardımcı olmadığı görüşünde. Haklı. İsimlendirme, tanım kolaylığı getiriyor. Olguyu anlamamıza yetmiyor. Neyse... Özdemir İnce'ye göre AKP bir düzen partisi; "düzen partisi"ni marksist ve olumsuz anlamda değil, "devletin anayasasına ve yapısal düzenine karşı olmayan" parti anlamında kullanıyor. Madem bütün çaba, "Siyasal İslam"ı anayasa çizgisine çekmekti ve bu (AKP örneğinde olduğu gibi) başarıldı, mesele nedir o halde? Meselenin ne olduğunu İnce de bilmiyor. İsim arıyor ama "İslam demokrasisi" ve "Müslüman demokrat" nitelemelerinden de hazzetmiyor. İslam demokrasisi kavramına "İslam'a göre bir demokrasi anlamını içerdiği" ve İslam'a göre bir demokrasi olamayacağı için hep karşı çıkmış... Hem "içeriyor", hem "olamıyor..." Peki bu nasıl oluyor? Bir şey içeriyorsa, oluyordur da... Neyse, kafasını karıştırmayalım adamın. "Demokratik İslam" kavramına da, İslam'ın demokratiği antidemokratiği olamayacağı; İslam bir siyasi kategori değil, dinsel kategori olduğu için itiraz edegelmiş... Haklı ama, biraz aşağıda "Dinin Avrupa'da geçirdiği evrimi unutmayalım" diye hatırlatıyor. İslam'ın da bir evrim geçirmesi gerektiğini mi savunuyor, belli değil. Bir din siyasal iddialarından vazgeçtikten ve evrim geçirip "dinsel kategori"den çıktıktan sonra mı "demokrat" takısını hakediyor? Aslında ne anlatmaya çalıştığını seziyorum ama, o ne dediğini bilmiyor... Kafası da oldukça karışık... Ona yardımcı olmak isterdim. Gelgelelim, adamın ait olduğu toprakla hiçbir ilişkisi yok. "İhya" ve "tecdit" nedir, duymamış... Abduh, Efgani, İkbal, Fazlurrahman, Akif kimdir, bilmiyor... Adı geçen eşhası tanısa, onların "ne demiş olduğunu" bilse, oturup güzel güzel tartışacağız...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |