T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Dünya ötedünyanın işyeridir

Ülkelerin gücü dünyanın yeraltı ve yerüstü kaynaklarını en verimli bir biçimde değerlendirme bilgi ve becerilerinden kaynaklanır. Ekonomik ve kültürel üretim kapasitesi düşük ülkelerin, gelir ve refah seviyesinin yüksek olması mümkün değildir. Hayat standartlarını artırmak için dünyayı ötedünyanın bir işyeri olarak görmek gerekir.

Hece Dergisi, Türkiye'de Diriliş Dergisi ve yayınlarıyla düşünce ve sanatta büyük bir çığır açan, Sezai Karakoç'la ilgili özel bir sayı hazırlıyor. Cumhuriyet döneminin çok yönlü düşünürlerinden olan Karakoç, "İslam Toplumunun Ekonomik Strüktürü" ve "Diriliş Neslinin Amentüsü" isimli kitaplarıyla ekonomiyi de metafizik dünyaya açmanın öncülüğünü yapmıştır.

Karakoç için "ötedünya hayatın ve varoluşun anlamı"dır. Dünya ve ötedünya bir bütündür. Ötedünya'nın ışığı olmadan, dünya anlamlı kılınamadığı gibi, yaşanır da kılınamaz. Bu bağlamda, ötedünya, dünyayı hayatın ölümü içinde taşıdığı gibi taşır. Ötedünyasız dünya, dünyasız ötedünya olmaz. Dünya ötedünyanın tarlasıdır.

Dünyanın sınırlı kaynaklarını değerlendirirken, ticari getirisi yanında, bir de ötedünyaya dönük metafizik getirisinin hesaplanması gerekir. Dünyaya dönük getirisi yüksek olan bir üretim konusunun, metafizik getirisi de yüksek olmayabilir. Aynı şekilde metafizik getirisi yüksek olan bir üretim konusunun ticari getirisi beklenen seviyede gerçekleşmeyebilir.

Her iki getirinin altın bir oranda uyum ve düzen içinde bir arada ele alınabilmesi için, dünyayı hem kuşatan, hem de aşan aşkın, kutsal değerlere ihtiyaç vardır. Sözkonusu "kutsal ışık", Adam Smith'in "görünmeyen el"i gibi evrensel ahlak ve etik ilkeleri içinde kişisel yararların, toplumsal yararlara dönüşmesine öncülük ve kılavuzluk eder.

Dünyanın sınırlı kaynaklarını değerlendirmede, seküler kültürün "görünen eli" değil, aşkın kültürün "metafizik eli" ya da "kutsal ışığı"nın vazgeçilmez bir yeri ve önemi vardır. Ötedünyayı yok sayan seküler kültürün elinde, bütün dünya büyük bir yangın alanına dönüştü. Hindistan ya da İsrail'in başlatabileceği bir nükleer savaş Amerika'ya kadar uzanır.

Kutsal geleneğin en son ve en güçlü halkası İslam, Karakoç'un önemle vurguladığı gibi: "Bir ekonomi anlayışı, tutumu ve çerçevesi olan bir dünya görüşü, yaşayış ve medeniyet tarzıdır." Dünyanın kaynaklarını yalnızca beş duyunun sınırlarını aşmayan kriterlerle değerlendirmek, insanlığın sonu da olabilir.

Kutsal kültürle yoğrulmuş bir toplumda hiç kimse dünyaya ilgisiz kalamaz. Çünkü ötedünyadaki kurtuluş, bu dünyadaki kaynakları etkili, verimli ve yararlı bir biçimde kullanmaya bağlıdır.

Kötülük ekilen topraktan iyilik biçilmez.


20 Kasım 2002
Çarşamba
 
NAZİF GÜRDOĞAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED