T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

P O L İ T İ K A
AB için tam saha pres

  CENGİZ ÇANDAR
AK Parti lideri Tayyip Erdoğan'ın ikinci Avrupa turu -spor terimlerini sevdiğine göre, biz de spor terimi ile ifade edelim– AB'den müzakere tarihi almak için tam anlamıyla bir "tam saha pres"e dönüştü.

Finlandiya Başbakanı Lipponen, bir gün önce Portekiz Başbakanı Barrosso'nun olumlu mesajları gibi, o da olumlu mesajlar verdi.

Karlar içindeki Helsinki'yi ardımıza bırakıp Kopenhag'a vardığımızda Erdoğan'ın "Avrupa turu" şimdiye kadar "2'de 2" sonuç verdi duygusu içindeydik.

Ve, Tayyip Erdoğan bu kez AB'nin "Dönem Başkanı" Danimarka'nın Başbakanı Rasmussen ile birlikte karşımızdaydı. Rasmussen, Erdoğan ile görüşmesini "çok iyi bir görüşme" olarak niteledi. Bununla birlikte, Kopenhang Zirvesi'nden Türkiye'ye tarih verilip verilmeyeceği konusunda kendini bağlayacak söz sarfetmemeye özen gösterdi. Bununla birlikte, "çıkacak karar hem Türkiye hem de AB için iyi olacaktır" sözleriyle yoruma açık bir "kopya" verdi.

Rasmussen'in açıklamalarındaki en önemli husus, Erdoğan'ın sunduğu "demokratikleşme vaadleri" üzerine, Türk hükümetinden bunların hangi takvim içinde ve nasıl uygulanacağına dair "yol haritası"nın Ankara'dan istendiğini duyurması oldu.

Erdoğan 12 Aralık tarihine kadar dahi önemli kanunlar çıkarılabileceği kanısını ifade etti. Bunu söylerken, yine partisinin 363 kişilik bir güçle TBMM'ni temsil ediyor olmasından güven duyduğunu ortaya koydu.

Erdoğan'dan ilginç ve yeni bir "niyet" de duyduk. O da AK Parti'nin CHP, TBMM'de temsil edilmeyen diğer partiler ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte "Anayasa'yı gözden geçirme çalışmasına girişeceğini" ilan etmesiydi.

Erdoğan, Kopenhag'ta da kararlı biçimde ve ses tonundaki kararlılığı jest ve mimikle destekleyerek "işkencenin mutlaka en kısa zamanda sona erdirileceği" sözünü verdi. Avrupa'lı liderler, karşılarında böylesine enerjik ve karizmatik bir Tayyip Erdoğan görünce besbelli ki 12 Aralık Kopenhag Zirvesi öncesinde hem olumlu yönde etkileniyorlar.

Erdoğan bir ara "Kasımpaşalı" eda takındı. Rasmussen bir soruya cevap verdikten sonra, "Excuse me" diye lafı kaptı ve "biz bütün şartları yerine getirdiğimiz halde el altından Kıbrıs konusu tarih almamızın önüne çıkarılırsa; kusura bakmayın ama biz bunu suyu bulandırmak olarak görürüz" dedi.




27 Kasım 2002
Çarşamba
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Ramazan| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED