Bunca zamandır spor yazarlığı yaparım, Ankara'da böyle bir kepazeliği ilk kez gördüm.

Maçın ilk yarısının bitiş düdüğüyle birlikte Diyarbakırspor'un kavga konusundaki sabıkalı kalecisi Şenol, Augustine'in üzerine gidip saha içinde tartışmaya başladı. Olay araya girenler tarafından önlenirken bu kez tartışma şeref tribününe sıçradı. Şeref tribününde bulunan bazı Diyarbakırlı yöneticiler Ankaragücü yöneticisi Ortopedist Doktor Salim Türker'i yumruklamaya başladı.

Saha içindeki çirkinlik bu kez şeref tribününe taşınmıştı. 5 dakikalık yumruklu tartışmanın sonucunda olay yatıştı.

Yani iş imam-cemaat meselesine döndü.

Burada bir kaç kelime de kaleci Şenol için söyleyeceğim. Bugüne kadar birçok maçta psikolojik bozukluğunu hep ön plana çıkartan Şenol, dünkü maçın çirkin adamlarının başında geliyordu. Bu durumunu düzeltmediği müddetçe çirkinliği ile başbaşa kalacağı bir gerçek.

Ankaragücü'nün golünü atan Yılmaz için de bir paragraf açmak zorundayım. Attığı gole yine şapka çıkartırım ama profesyonelliğini çoğu zaman olduğu gibi yine unuttu. Dün gece yine sarı kart gördü ve Samsunspor maçında oynamayacağını dosta düşmana ilan etti.

Maça gelince; eksiklerine rağmen Diyarbakırspor taş gibi bir takım. Eğer Fazlı yüzde yüzlük gol pozisyonlarını değerlendirmiş olsaydı A.Gücü'nün işi iyice zora girerdi.

Bu durum kaptan Deniz'in son dakikalarda attığı beraberlik golüyle de bir kez daha ortaya çıktı.

Maçın genç hakemi Cüneyt Çakır ise eksikliklerini çok koşmayla kapatmaya çalıştı. Ancak sahada parlamaya yüz tutan bir yıldız olarak görüntü verdi.

Son olarak dünkü maçta o çirkinlikler olmasaydı keşke. Sporu "spor için" yapmak isteyenlerin tadı kaçtı.

GÜRAY SOYSAL

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu