T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

K Ü L T Ü R

Zekanın keskin uçlarında

1994 Nobel Ekonomi Ödülü sahibi matematikçi John Forbes Nash'ın gerilim yüklü hayatını anlatan 'Akıl Oyunları' gösterimde. Russel Crowe filmde yine alkışlanacak bir performans sergiliyor.

Otobiyografik yaşam öykülerini konu alan filmler her zaman izleyiciyi sinemanın büyülü dünyasına çekemez ancak Ron Howard'ın yönetmenliğini yaptığı, Russell Crowe'un başrolünü oynadığı, ünlü matematikçi John Forbes Nash'ın hayatını konu alan "Akıl Oyunları-A Beautıful Mınd" sinema izleyicisinin ilgisine layık otobiyografik bir film. Daha önce Sylvıa Nasar'ın John Nash'ı anlattığı aynı adlı otobiyogrofik romanı bestsellerlar listesine girmişti. Sıra dışı bir dahinin dokunaklı yaşam öyküsünü anlatan 4 dalda Altın Küre alan ve 8 dalda Oscar adayı film, zekanın sınırlarını zorlayan bir matematikçinin gerilim yüklü hayatından kesitler sunuyor.

Dehanın sınırlarında

ABD'nin 1950'li yılların başında en prestijli üniversitelerinden biri olan Princeton Üniversitesi Matematik Bölümü'nde okuyan John Nash, okulun dikkat çeken öğrencileri arasında yer alır. Ünlü matematikçilerin kuramlarını inceleyerek günlerini geçiren Nash, farklı bir kuram ortaya atmaya kararlıdır. Bir gün arkadaşlarıyla gittiği barda karşılaştığı bir kızdan yola çıkarak 'oyun teorisi'nin temellerini atar ve bulduğu bu orjinal teoriyle akademik camiadaki itibarını arttırır. Yalnız, kaprisli, bencil ve asosyal bir tip olan Nash'ın yaşamı, kendisini belki de hayatta en çok seven kişi olan öğrencisi Alicia'yla evlenmesiyle değişir. Ancak onun yaşamın tüm güzelliklerini görmesini sağlayan bu değişim, şizofreniye yakalanmasıyla Avrupa'nın ünlü ressamlarının cehennem tasvirlerine döner.

50 yıl sonra gelen ödül

II. Dünya Savaşı sırasında savaşın gidişatının değişmesinde önemli bir yere sahip olan ABD'li bilimadamları arasında yer alan Nash'ın şizofroniye yakalanmasında Pentegon'da aldığı gizli görevlerin de etkisi büyüktür. CIA adına çalıştığını zanneden Nash, artık bütün vaktini gazete ve dergilerde yer alan haberlerde yer alan gizli şifreleri çözmeye ayırır. Hayalinde canlandırdığı arkadaşları dışında kimseyle ilgilenmeyen Nash'ın bu sıkıntılı günlerinde hep yanında olan tek kişi ise Alicia'dır.

30 yıl süren hastalığını kendi kendine yenen Nash'ın öğrencilik yıllarında ortaya attığı teorisi ise yaklaşık 50 yıl sonra Nobel Ekonomi ödülüne layık görülür. 1994 yılında Nobel Ekonomi Ödülü'nü almak için kürsüye çıkan 72 yaşındaki ihtiyar bilimadamı, artık 30 yıllık bir kabustan sonra yeniden hayata dönen ve örnek gösterilecek bir aileye sahip olan dünya çapında tanınmış bir dahidir.

Hayatın matematikle gerilimli dansı

Gladyatör'le önemli bir çıkış yakalayan Russel Crowe, Akıl Oyunları'ndaki başarılı oyunculuğuyla hayranlarını bir kez daha şaşırtacak. Crowe, dehanın sınırlarını zorlayan bir matematikçinin hayatını başarıyla canlandırıyor. Oscar adayı film, sinema izleyicisinin çoktandır hasretini çektiği tüm öğeleri bünyesinde barındırıyor. Sıra dışı bir dahinin dokunaklı yaşamöyküsünü anlatan Akıl Oyunları, zekanın sınırlarını zorlayan bir matematik dahisinin gerilim yüklü hayatından kesitler sunuyor. Görkemli kariyerini ve toplum nezdindeki itibarını kaybeden bir dahinin yeniden dönüşünü irdeliyen film, etkileyici senaryosuyla izleyiciyi akıl hastalarının deprasyon, yalnızlık ve çaresizliklerle örülü yaşamına çekiyor. Hayata en tepeden başlayan bir dahinin bütün birikimlerini elinden alan hastalığını konu alan film, aşk, sevgi, gerilim yüklü bir psikolojik drama aynı zamanda.

 
Fantastik edebiyata atılan Virgül
Ödüllü kitap eleştirisi dergisi Virgül'de bu ay din sosyolojisini tartışan üç yazı var: Mahmut Aydın, Mustafa Köylü'nün Dinler Arası Diyalog adlı kitabını değerlendirirken son yıllarda farklı dinlere inanan insanların bir arada yaşaması ve dinsel düşmanlığın kaldırılması için gerekli teorik çerçevenin nasıl kurulabileceğini tartışıyor. Kemal İnal, Nilüfer Göle'nin İslam ve modernite ilişkilerini incelediği kitaplarını eleştirirken "İslamcı ideolojinin" modernleşme imkânlarını sorguluyor. Göksel Aymaz Clifford Geertz'in iki İslam ülkesi hakkındaki gözlemlerini inceliyor. Dergide yer alan eleştiri ve inceleme yazıları ise şöyle: René Girard çağımızın önde gelen roman eleştirmenlerinden biri. Girard'ın Romantik Yalan ve Romansal Hakikat: Edebi Yapıda Ben ve Öteki adlı kitabını Nurdan Gürbilek değerlendiriyor. Son yıllarda fantastik edebiyatın başyapıtları birer birer Türkçeye kazandırılıyor. Bu yapıtların filmlerinin de sinemalarda gösterilmesi bu edebi türe olan ilgiyi arttırdı. Linda Stark fantastik edebiyatın başyapıtları sayılan Yüzüklerin Efendisi, Harry Potter ve Fatih Conan'ı değerlendiriyor. İki ay önce ölen Fransız sosyolog P. Bourdieu'nun Televizyon Üzerine adlı kitabını Hüseyin Köse, değerlendiriyor. Virgül'ün son sayısında şiir kitapları üzerine de iki yazı var: Mehmet Can Doğan, Hece dergisinin geçtiğimiz yıl yayımlanan "şiir özel sayısı"na da dikkat çekerken şiir okurlarının binlerce şiir kitabı arasında iyi şiiri nasıl seçilebilecekleri konusunda yol gösteriyor. Hilmi Haşal şair Haydar Ergülen'in Karton Valiz adlı kitabında topladığı şiirlerini değerlendirdi. Derginin söyleşileri ise genç yazar Fidan Terzioğlu ve Arsen Yarman ile. Virgül / Tel: 0 212 252 42 80
9 Mart 2002
Cumartesi
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED