|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
SON IRKÇI DEVLET
İsrail son üç günde 1967 savaşından bu yana Filistin'e karşı en şiddetli saldırıları yapıyor. Batı Şeria'daki 2 kampın 28 Şubat'ta İsrail ordusunca işgalinin ardından, İsrail-Filistin çatışmasının son 13 kanlı günü, 163'ü Filistinli olmak üzere toplam 223 kişinin ölümüyle tarihe geçti. İsrail ordusunun 28 Şubat'ta Cenin ve Balata'daki mülteci kamplarını işgaliyle, 13'ü Filistinli 14 kişinin ölümüyle kanlı olaylar başlarken, tırmanan şiddet olayları, 2 Mart'ta Kudüs'te düzenlenen intihar saldırısında 9 İsrailli'nin ölümüyle artmaya devam etti. 8 Mart Cuma günü, birinci İntifada hareketinin başladığı 1987'den bu yana Filistinliler adına en çok kayıp verilen kanlı gün olarak tarihe geçti ve 40 Filistinli öldü. Çatışmalarda, İsrail'in en çok kayıp verdiği gün olan 9 Mart'ta 14 İsrailli ölürken, 30 Filistinli'nin öldüğü 12 Mart, Filistinliler için bir başka kanlı gün oldu. Filistinliler'in ikinci İntifada hareketini başlattıkları 28 Eylül 2000'den bu yana 1513 kişi öldü, bunlardan 1168'i Filistinli. Ambulanslara bile saldırıyorlar
İsrail saldırıları dün de sürdü. İşgal altındaki Ramallah'ta İsrail saldırılarının ardı arkası kesilmezken, tanklarının ateş açması sonucu 3 Filistinli ağır yaralandı. İsrail tankları, Ramallah'ın merkezindeki El Manara meydanına girdi. Buradaki çatışmalarda bir İsrail subayı öldü. İsrail askerlerinin yaralıları taşıyan ambulanslara bile saldırı başlatmasının ardından Filistin Kızılayı Ramallah'ta ambulans hizmetlerini durdurdu. Ramallah bölgesinde Kızılhaç'a ait bir cipin kurşunlanmasından sonra, Kızılay'ın ambulans hizmetini durdurduğu açıklandı. Vahşet ABD ile planlandı
İsrail'in saldırılarını sert bir şekilde eleştiren ABD'nin aslında bu vahşete yeşil ışık yaktığı ortaya çıktı. Jerusalem Post gazetesi, "Şaron, ABD'nin Antony Zinni'yi bölgeye gönderme kararı üzerine askeri operasyonlarını tamamlamak için bir hafta süre istedi. ABD de bunu kabul etti" diye yazdı. Filistin Yönetimi, İsrail'in Ramallah'tan çekilmemesi halinde, bölgeye gelecek Zinni'nin görüşmeyi umduğu ateşkes anlaşmasının imkansız olacağını söyledi. Bu arada Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat'ın özel muhafız birliği 17. Kuvvet'in iki numaralı adamı, Albay Ebu Fadih'in Ramallah'taki çatışmada öldüğü bildirildi. Nazileri aratmayan uygulama
Yüzlerce Filistinli genci tutuklayıp elleri ve gözleri bağlı bilinmeyen bölgelere götüren İsrail, bu kişilere tam anlamıyla Nazi yöntemleri uyguluyor. Daha önce tutuklulara "savaş esiri" olduklarına dair belge imzalatmaya çalışan İsrail, Filistinli esirlerin kollarına dövmeyle kimlik numarası yazdırıyor. Arafat, "İsrailli askerlerin Tulkarim'deki tutsakların kollarına dövmeyle yazdıkları numaraları gördünüz mü?" diye sordu ve uygulamanın, Naziler'in Musevi tutsaklara yaptıklarıyla aynı olduğunu söyledi. Kızılhaç yetkilileri, tutsakların kollarına dövmeyle kimlik numarası yazıldığını doğruladı. Arafat, "İsrailliler buna ne diyecekler? Bu şey ırkçılık ve nazizmden başka bir şey değil" dedi.
İSRAİL ASKERLERİ GAZETECİ ÖLDÜRDÜ
Batı Şeria'daki Ramallah kenti yakınlarında dün sabah İsrail askerleri Raffaele Ciriello adında bir İtalyan gazeteciyi vurdular. Bağımsız çalışan İtalyan foto muhabiri ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı ancak kurtarılamadı. Foto muhabiri, Kadura mülteci kampı civarında mevzilenen bir İsrail tankından açılan ateşle vuruldu. Gazeteci, göğsünden 6 yara aldı. Bölgede yoğun ateş yüzünden ambulanslar çalışmadığı için, yaralı muhabir Filistinli gençler tarafından karga tulumba hastaneye götürüldü, ancak kurtarılamadı. İsrail askerleri, 42 yaşındaki İtalyan gazeteci Ciriello ve arkadaşlarına uyarı yapmadan ateş açtı. Ciriello, önceki sabah İsrail tankının ateş açtığı Ramalla'taki otelde bulunan 40 gazeteci arasındaydı. İtalya İsrail'den, gazeteci Raffaele Ciriello'nun öldürülmesiyle ilgili soruşturma yapmasını istedi. Dışişleri açıklamasında, Ciriello'nun vurularak öldüğü doğrulandı. Mısır TV muhabiri Tarık Abdülcebbar da, Ramallah'taki Manara meydanında kendisine isabet eden 2 kurşunla yaralandı. Mısırlı gazetecinin vurulduğu yerde, bir Fransız gazeteci yine İsrail ateşiyle yaralanmıştı. Bu arada İsrail saldırılarını izleyen 2 Türk gazeteci Ramallah'ta mahsur kaldı. Nursun Erel ve Ali Berber'den oluşan Kanal D televizyon ekibi, İsrail tanklarının ağır top ateşini sürdürdüğü Ramallah'ta 10 yabancı gazeteci ile birlikte bir televizyon stüdyosunda dün sabah mahsur kaldılar. Kudüs'teki Türk Konsolosluğu ve Tel Aviv'deki Türk Büyükelçiliği alarma geçti.
İSRAİL URANYUMLU MERMİ KULLANIYOR
Filistin lideri Yaser Arafat, İsrail Başbakan Ariel Şaron'u "Filistin halkını yok etmek istemekle" suçladı. İtalyan La Repubblica gazetesine demeç veren Arafat, Şaron'un dünyayı kandırmanın yollarını aradığını öne sürdü. İsrail'i uranyumlu mermiler kullanmakla da suçlayan Arafat, Arafat, Fransız Le Figaro gazetesine verdiği demeçte ise Şaron'un politikasını "aptalca" bulduğunu söyledi ve "Şaron, Ramallah'a tank yollarken gaddarca davrandı" dedi. Filistinliler'in aylardır kuşatma altında olduklarına işaret eden Arafat, "Pes etmek şöyle dursun, azmi daha da bilendi. Şaron çok ahmakça bir taktik izliyor. Sabrın da sonu var. Sabrımız taşmak üzere" diye konuştu. Çölde küresel savaş nutukları
Irak'a saldırı için koalisyon oluşturmak amacıyla İngiltere, İsrail, Türkiye ve Ortadoğu ülkelerine yönelik ikna turuna çıkan ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney, Ürdün'den Mısır'a geçti. ABD'nin küresel savaş senaryosunun patronu olan Cheney, 12 ülkeyi kapsayan turunun üçüncü ayağı Mısır'da, Amerikan askerlerine konuştu. 1979'da Mısır ile İsrail arasında varılan anlaşma kapsamında Sina Yarımadası'na yerleştirilen 865 Amerikan askerine hitap eden Cheney, "Afganistan'da görev yapan Amerikan askerlerinin uzun ve sürekli bir savaşın henüz başında olduklarını" söyledi. Cheney, Amerika'nın Ortadoğu'da siyasi, askeri ve ekonomik olarak önemli çıkarları bulunduğunu söyledi. Ceheney, Şarm El Şeyh'te Dışişleri Bakanı Ahmed Mahir tarafından karşılandı. Cehneney daha sonra Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek ile biraraya geldi. Mübarek'in de tıpkı Ürdün Kralı Abdullah gibi ABD'nin Irak'a saldırmasına karşı. 19 Mart'ta Cheney'yi konuk edecek olan Türkiye'de Irak müdahalesine karşı. Başbakan Bülent Ecevit, Türkiye'nin, Irak'a yönelik harekatı desteklemediğini bir kez daha vurguladı. Kuveyt, Irak'a Amerikan müdahalesinin kendi güvenliğini de riske atmasından endişe duyduğunu açıklarken başta Suudi Arabistan, bütünbölge ülkeleri 'görünüşte' Irak harekatına karşı çıkıyor. Katar, Körfez ülkelerine, Irak ile ilişkilerin yeniden kurma çağrısı yaptı.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv Bilişim| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
|
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |