|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bizim yerli kelle avcıları da, globalleşmeye karar verdiler.. İçeride yedikleri, karaladıkları, jurnalledikleri insanlar herhalde tükendi ki, şimdi sıra Avrupa Birliği Türkiye Temsilcisi Karen Fogg'a geldi.. Karen Fogg'u istemiyorlarmış.. "Karen Fogg hala neden Türkiye'de duruyor" diye, sinirleniyorlarmış.. Canlarım benim!. Çok haklısınız.. Siz istemeyince, bu topraklarda ne yerli, ne yabancı barınabilir.. Burası sizin babalarınızın tapulu malı zaten.. "Türkiye Avrupa Birliği'ne girmek için gereken reformları yapmalı.. Demokratikleşmeli.. Sivilleşmeli.. Hukuklaşmalı" diyen büyük çoğunluk da, sizlerin köleleri.. Sizler halinizden memnun olunca, tabiî ki herkese susmak düşer.. Koca koca adamlar, işler yapıp, matbaalar, tesisler, gazeteler, televizyon kanalları kurmuş.. Sonra sizlerin vücut salgılarınıza göre, öfkelerinizi yansıtasınız diye, köşeler, programlar vermişler size.. Derin derin devlet fonksiyonerleri, sizlerin ihbarlarınıza göre insanları gözaltına almış, susturmuş, bastırmış.. Bu kadar güce, Karen Fogg mu dayanabilecek yani? Ben sizin yerinizde olsam, işi Karen Fogg'la bırakmam.. Amerikan elçisi Pearson'u da sınır-dışı ettiririm.. Baksanıza adam ne dedi? - Size İMF'nin verdiği paranın, 17 milyar doları Amerikan vergi mükellefinin cebinden çıkıyor, dedi bu küstah Amerikalı.. Allah bilir, bu Pearson'un e-maillerinde de, başka neler vardır? Hatta ben olsam, işi bizim Misak-ı Milli sınırları içindeki kötü niyetli ecnebilerle de bırakmam.. Şu Avrupa Birliği'nin genişlemeden sorumlu Komiseri Verheugen'i de, güzel bir benzetirim.. Yok efendim, "anlaşma olmasa da Kıbrıs AB'ye girecek"miş.. Hatta AB Komisyonu Başkanı Romano Prodi'yi de, bir güzel benzetirdim, ben sizin kadar akıllı, bilgili ve etkili olsaydım.. Ya bu Soros'a ne demeli? "Açık Toplum" olsun diye, ona buna yüzlerce milyon dolar destek vermek ne demek yani? Bakın birşey söyleyeyim.. Aslında bu Başkan Bush da, biraz tehlikeli bir adam.. Fener Patriği Bartholomeos'la Beyaz Saray'da başbaşa olmak, ne anlama geliyor? Ben sizin yerinizde olsam, bu Başkan Bush'a da haddini bildirirdim.. "Ne yapabiliriz onlara" demeyin.. Sadece elinizin altındakileri karalamak, susturmak, jurnallemek yetmez.. İşi büyütün.. Nasıl sizlere yazdıran, sizleri konuşturan sermayenin New York'ta, Londra'da falan malları, mülkleri varsa, siz de Amerika'da, Avrupa'da yazılar yazın, programlar yapın.. Bizim gibi ileri ve mutlu olmayan o dünyanın insanlarının, gözünü açın.. Karen Fogg'un da, Verheugen'in de, Prodi'nin de, Soros'un da, Bush'un da ipliklerini, kendi toplumlarında pazara çıkartın.. Burada biz zaten sizlerin kölesiyiz.. Siz izin vermeden, burada kuşlar bile ötemez.. Artık açılın dünyaya.. Miloşeviç gibi, Saddam gibi düşünce arkadaşlarınızı yanınıza alıp, uygarlığa karşı 3'üncü Dünya Savaşı açın.. Size, 2'nci Kurtuluş Savaşı az gelir..
ŞAKA
Soyguncular depresyonda mı? Acaba bu banka soyguncularını Göksel'in "Depresyondayım"ı mı motive etti.. "Depresyondayım.. Sevgilimden ayrıldım çok yalnızım.. Düşündüm banka soymayı.. Uluorta soyunmayı.. Hayatımdaki herkesi vurmayı.." Eğer böyle bir motivasyon varsa, bundan sonra sıra, soyguncuların, banka şubelerinde uluorta soyunmalarına gelebilir..
İKİ KOMŞU DEVLET VAR
Birleşmiş Milletler'in Şaron'a tokadı!.
Güvenlik Konseyi'nin son Ortadoğu Kararı'nda "Filistin ve İsrail, tanınmış ve güvenli sınırlar içinde yanyana yaşayan iki devlettir" cümlesinin bulunması, şu anda fiilen bir anlam taşımasa da, belirli bir vadede, bölgeye büyük değişiklikler getirecektir.. İsrail'in Şaron'unun "Ben kendi egemenlik alanım içinde, istediğim herşeyi yaparım" anlayışı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı ile sert bir tokat yemiştir.. Üstelik bu kararı, Amerika veto edip, engellememiştir.. Şaron için bu gidişin sonu, Sırp Kasabı Miloşeviç'in Lahey'deki hücresinin komşusu olan hücredir.. Filistinliler gibi, İsrail halkı da barış ve birarada yaşamak istiyor. Ayrıca Yahudi diasporası da, Şaron'un devlet terörizminden bıktı, sıkıldı.. Bakın işte, son olarak İsviçre Yahudi Cemaatinin Onur Başkanı Sigi Feigel, "Ortadoğu'da barış için Şaron gitmeli" diye demeç verdi.. Ya Arafat'ın, İsrail'in tutukladığı Filistin'lilerin kollarına numara vurmasını, Hitler'in Yahudileri numaralaması ile mukayese etmesine ne denilebilir?. Özetle bu, Şaron için sonun başıdır..
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |