T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
KONUŞMAK SANATTIR

Sırrı Er'i tanımıyorsanız bile, sesini mutlaka bilirsiniz. Radyolardan, televizyonlardan duymuşsunuzdur. Bugüne kadar TRT, TGRT, SHOW, ATV, CİNE5, Kanal 7, STV, Kanal 9 televizyonlarında ve birçok radyoda oyun, reklam, belgesel, haber program ve tanıtım filmi seslendiren, haber spikerliği yapan Sırrı Er, uzun zamandır Moral FM'de görev yapıyor.

Bunun yanısıra güzel konuşmayla ilgili eğitim seminerleri veriyor ve diksiyon öğretmenliği yapıyor.

"Deermişim" diye konuşan sunucuların çoğalmaması için gayret gösteriyor.

Son zamanlarda katarakt ameliyatıyla ilgili seslendirdiği bir hastane reklamında sesini sık sık duyduğumuzdan, rastlasam da kendisine şu katarakt ameliyatı yatarakt mı yapılıyor diye sorsam diyordum ki, geçen gün kendisi çıkageldi.

Elinde bir kitap.

Kendisi yazmış ve yazdığı kitaba "Konuşmak sanattır" ismini vermiş.

Doğru söylüyor, konuşmak sanat gerçekten. O yüzden herkes düzgün konuşamıyor. Ama bu kitaba "Konuşma sanatı" ismi daha çok yakışabilirdi.

"Dil varlık sebebimizdir, Söz söyleme sanatı ve diksiyon, sesin nitelikleri, beden dili, röportaj ve röportajcı tipleri" gibi bölümlerinden oluşan kitabın, ekmeğini konuşarak kazanmayı düşünenlere ve hatiplere faydalı olacağını düşünüyorum. (Nesil Yayınları, 0 212 520 70 72)

DAVET

Zaman zaman okullardan, öğrenci yurtlarından davet gelir, biz de vaktimiz müsaitse, seve seve kabul eder giderdik.

Sohbet eder, sorularla cevaplar arasında çayımızı içer dönerdik. Kimi zaman üniversite, kimi zaman lise veya ortaokul... Maksat muhabbet olsun.

Epeydir bir yere gittiğimiz yok. Çünkü son zamanlarda öğrencilerin kendileri bile okula giremiyor. Son gelen davette bakın neler yazıyor bir okurumuz:

"Eyüp Anadolu İmam Hatip Lisesi son sınıf öğrencisiyim. Yazılarınızı zevkle takip ediyoruz... (..) Eğer imkanınız olursa, sizi bir sabah okulumuza bekleriz. Daha doğrusu okulumuzun arka sokağına. Gelirseniz çok memnun oluruz."

Gördüğünüz gibi, o kadar yürekten çağırmış ki kardeşimiz, bir sabah ansızın gitmek lazım.

ŞAKA

K.Maraş Sütçü İmam Üniversitesi'nden Hüseyin Belet yazıyor...

İnanın beş kuruşum bile yok. Açım aç... Anladınız mı?

Şaşkınım... Çerden çöpten küçük bir baraka yaptım.

Her şeyim oydu. O da yıkıldı. Bir de çocuğum var.

Millet zevk ve sefa sürerken, ben istasyonların içinde yüzü koyun yatarak perişan halime ağlıyorum.

Nasıl da üzülürüm bu halime? Belki siz bugün yıkandınız. Ama ben ne zamandır banyo yüzü görmedim.

(Bir de sadece koyu yazılmış kısımları okuyun.)

TEK KİŞİLİK KÖY

Kayseri'ye 20 kilometre uzaklıkta bulunan Vatan Köyü'nde bir kişi yaşıyor.

Elektrik yok, şebeke suyu yok, telefon yok.

Yirmi sene öncesine kadar 300 kişinin yaşadığı köy, son sayımda 100 nüfusa sahipmiş. Bugün sadece bir kişinin yaşadığı köyle ilgili haberi görünce, Mustafa Kutlu'nun son kitabı "Beyhude Ömrüm" geldi aklımıza.

11 EYLÜL

ODTÜ İşletme'den İbrahim kardeşimizin bir 11 Eylül yorumu:

"Bence 11 Eylül'de Firavun'un burnuna sinek girdi. Şimdi Firavun bütün sinekleri öldürmeye başladı."

GÜNÜN SÖZÜ

Hiç kimseyi anlamadı diye ayıplama, senin de anlamadığın çok şey vardır.
Hz. Ali (r.a.)


14 Mart 2002
Perşembe
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED