|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bir toplumun ekonomik, siyasal ve kültürel yapısında örgütler vazgeçilmez bir yer tutar. Örgütler toplumların hem dönüştürücüleri hem de mimarlarıdır. Örgütleri yönetenler, örgütleriyle birlikte toplumları da biçimlendirirler. Günümüzde toplumun sağlıklı bir kültürel yapıya, güçlü bir ekonomik dokuya kavuşabilmesi için örgütlerin takım çalışmasına yatkın liderler tarafından yönetilmesinin önemi giderek artıyor. Örgütlerin yönetiminde bugüne kadar değişmez örnek, emir ve kumanda zinciri içinde çalışan ordular oldu. İnsana ne kadar ters gelirse gelsin, ordu tipi örgütler baskı ve şiddetle yönetilir. Yöneticiler cezalandırma korkusuyla düzen sağlama peşindedir. Saygı ve sevgiden daha çok suç ve cezaya dayalı bir bağlılık oluşturulur. Kin ve intikam hırslarını besleyen bir itaat beklentisiyle örgüt çalışmalarını sürdürür. Yönetim uzmanları Warren Bennis ile Robert Townsend "Reinventing Leadership" isimli kitaplarında, bütün örgütlerde eski hiyerarşik yönetim tarzından, takım çalışmasına ağırlık veren yeni yönetim tarzına geçişin önemini karşılıklı konuşarak tartışırlar. Yazarlar örgütlerde sağlanan getiriyi çalışanlarla birlikte paylaşmak için onlara arkadaş ya da ortaklar gözüyle bakmanın zamanının geldiğinin üzerinde önemle duruyorlar. Anadolu'nun önde gelen çok ortaklı şirketlerinden biri olan İttifak Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Mehmet Buğa bir sohbette "ekip çalışmasını en çarpıcı örneklerini verdikleri için çevresindekileri bireysel sporlardan daha çok takım sporlarına yönelmeyi teşvik ettiğini" söylemişti. Buğa yönetimindeki holding "Çok yatırım yapmaktan ziyade yapmış olduğu yatırımların kalitede uluslararası piyasalarda yarışabilen başarılı işletmeler olmasını hedeflemiştir." Örgütlerin örnek alabileceği değişik takımlar vardır. İster bir futbol takımı, ister bir ameliyat ekibi, isterse de bir senfoni orkestrası olsun, takım çalışmalarında amaç genellikle değişmez. Her kurum ve kuruluşta takım ruhu sinerji ve verimlilik kaynağıdır. Konusu ne olursa olsun, takım çalışmalarında iki kerre iki daima dörtten daha büyüktür. Büyüklük takım çalışmasından kaynaklanır. Tekrarlanan, kuralları açık seçik bir biçimde bilinen takım oyunlarında, takımın her üyesi, öncelikle kendi işini en güzel bir biçimde yapmaya özen gösterir. Bütün oyuncular herşeyden önce kendi işlerini en iyi yaparak birbirlerine yardımcı olur. Çünkü takım oyunlarında uyum ve düzen her oyuncunun kendi görevini kusursuz bir biçimde yaptığı zaman sağlanır. Takımın başarısını en güçlü değil, en zayıf oyuncu belirler. Sanayi Devrimi'nin simgesi olan Henry Ford'un ünlü "yürüyen montaj hattı"nı verimli ve güçlü kılan takım ruhudur. Montaj bandında çalışan birinin işini zamanında yapmaması bütün bir sistemi aksatarak verimliliği düşürür. Ford'un ünlü buluşu sanayi toplumunun olduğu kadar bilgi toplumunun da odak noktasını oluşturur. İster ürün, ister hizmet, isterse bilgi üretilsin sinerji birlikte çalışmanın sağladığı verimlilikten kaynaklanır. Takımlarda oyuncuların görevleri belirlidir. Ancak bu kimse kimseye yardım etmez anlamına gelmez. Futbol takımında kaleci gol atmaya kalkışmaz ama görevini mükemmel yaparak, takım arkadaşlarına verilebilecek en büyük desteği verir. Ayrıca her takımın güçlü bir lidere de ihtiyacı vardır. Lider oyuncular arasındaki koordinasyonu baskı ve şiddetle değil, bilgi ve sevgiyle sağlar. O yönetmez yönlendirir. Lider aynı anda birkaç işi birden yapar. Gücü de buradan kaynaklanır.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |