|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kim ne derse desin ülke "erken seçim sathı mailine" girmiş durumda. Çünkü "dalgalı kur" adı altında, Türkiye ekonomisi ile "geçilen dalganın" sonuna gelindi. Artık başka "kaçış yolu" yok. Onun için Kemal Derviş, Amerika'nın ve IMF'nin desteği ile geldiği Türkiye'de hem "ekonomik başarısızlıktan" kendini kurtarmak, hem de bu arada politikaya atılıp "başbakan" olmak istiyor. Yaptığı "gizli" ve açık görüşmelerde bu konuda Amerika'nın ve IMF'nin onayını almış gözüküyor. Her ne kadar ABD Büyükelçisi Robert Pearson, Kemal Derviş'le "baş başa gizli bir yemek" yemiş ve bu birliktelik ortaya çıkınca da, daha sonra Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan ile görüşerek "görüşme konusunun Boeing uçakları satışı" olarak açıklanmasını sağlamış olsa da gerçek başka. "Ankara kulisi" olaylara hiç de o açıdan yaklaşmıyor. Pearson daha önce de, sanki bir "eyalet valisi" gibi bizim liderlerle görüşüp, liderler arasındaki anlaşmazlıkların çözümünde önemli roller oynamış bir kişi. Sıradan bir "Boeing satışı" için Kemal Derviş'le baş başa gizli bir görüşme yapmasına gerek yok. Demek ki ortada başka nedenler var. Amerika daha önceleri olduğu gibi "kendisine yakın" siyasi parti liderlerini tercih etmekte haklıdır. Hele Ecevit'in "varlığı ile yokluğu" arasında hiç fark kalmadığı şu günlerde "Ecevit'in yerine" geçebilecek bir Kemal Derviş'in her bakımdan Amerika'nın işine geleceği açıktır. Kemal Derviş, bu sonbaharda yapılacak bir erken seçimin, kendisine, "başbakanlığa gidecek yolu" açacağını biliyor. Ya bu sonbaharda seçim olacak ya da daha sonra patlayacak olan "dalgalı kur fiyaskosu" Kemal Derviş'i Amerika'da yeniden "ikamet zorunluğu" ile karşı karşıya bırakacak. Kemal Derviş, o "Arnavut inadı" ile "Türkiye'de Başbakan olmak" hevesini devam ettiriyor. Bunun için "Türkiye'de seçimlerden etkilenmeyecek güçlü ekonomik kurumlar oluşturuldu. Türkiye'de ekonomik tahminlerde hedef tutturuldu. Ekonomik dengeler güçlendi, enflasyon ve faizler tahmin edilen hedeflerin altına indi" gibi sözlerle "seçimin gerekçesini" hazırlıyor. Demokratik ülkelerde seçim ve ekonomi arasında bağlantı kurulmadığını, ekonomik kurumların güçlendirilmesiyle Türkiye'nin de bu seviyeye geldiğini öne sürüyor. Ben Kemal Derviş'e yalnız bir noktada, "ekonominin seçimlerden etkilenmeyeceği" konusundaki görüşüne katılıyorum. Öteki konularda, "ekonominin iyiye gittiği" konularında "kesinlikle" aynı görüşte değilim. Ekonomi iyiye gitseydi, iktidar ortakları Kemal Derviş'e seçim istedi diye veryansın ederler miydi? TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan, iş dünyasının görüşünü yansıtarak, Kemal Derviş'in seçim isteğine karşı çıkıyor. Erken seçimin Türk ekonomisindeki bütün makro dengeleri bozacağını söyleyerek "erken seçimde izlenecek bir seçim ekonomisi yüzünden yaşanacak yeni bir kriz Türkiye'yi Arjantin'e çevirir" diyor. Ben Türkiye'de bir "seçim ekonomisi" uygulanamayacağı kanısındayım. Çünkü Türkiye'de seçim ekonomisi uygulayacak kaynaklar ve kurumlar yok. Ekonomi hükümetin değil IMF'nin emrinde. Ekonomi bürokratları hükümetten, bakanlardan çok IMF'yi dinliyor. Öyle olmasaydı, "IMF'ye karşı çıktılar" diye bir sürü bakanın bakanlıkları ellerinden alınır mıydı? Erken seçim, yeni bir heyecan demektir Türkiye'de hâlâ "bitmez tükenmez" bir "güven bunalımı" var. Ecevit'in doktorların kollarında evinden çıkışı, hastaneye gidişi, muayenesi falan insanı korkutuyor. Zaten iktidara olan güvensizlik, böylece had safhaya çıkıyor. Ankara Sanayi Odası'nın üyeleri arasında yaptığı bir anket "güvensizliğin" her geçen gün arttığını gösteriyor. 2001'in son üç ayında "dalgalı kur" programının başarısız olacağını düşünenlerin oranı yüzde 55 iken, bu yılın ilk üç ayında bu oran yüzde 64'e yükseliyor. Bu güvensizliği kırmanın, ülkeye yeni bir heyecan katmanın, ekonomik büyümeyi sağlamanın yolu bir erken seçimdir. Ama bu yasalarla değil. Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Yasası mutlaka çağa uygun olarak çıkarılmalı, Türkiye'yi "aydınlık günlere götürecek yollar" bu seçimin sonunda açılmalıdır.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |