T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Bir açıklama dolayısıyla...

Geçen haftaki yazımın dip notunda, "7. Bursa Edebiyat Günleri" programına katılmama gerekçemi ifade etmiştim.

Bunun üzerine, Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı Genel Sekreteri Banu Demirağ ile programı organize eden Edebiyat Kurulu'ndan Nahit Kayabaşı aradı ve söz konusu gelişmeyle ilgili tavrımı anlayamadıklarını, zira hiçbir art niyet taşımadıklarını, dolayısıyla da bu türden 'ağır' bir eleştiriyi hak etmediklerini ifade ettiler. Ben de kendilerine -özellikle Banu Hanım'a-, bu meseleye bakış açımı izah etmek fırsatı buldum.

Bu arada, 26 Mart tarihli "Bursa Hakimiyet"te, Cennet Cankılıç "adlı bir yazar"ın (Kendisi, benden bu şekilde bahsederek, beni tanımadığını söylüyor; hoş, ben de onu tanımıyorum. Zaten, kendimi bildim bileli Bursa "yerel" basınını takip etmem! Ama ihtiyaç duyarsa, Cennet Hanım'la tanışabiliriz..) "BKSTV'ye ağır suçlama!.." başlıklı imlâ yanlışı ve tashihlerle örülü yazısından, bir arkadaşın uyarısı üzerine haberdar oldum.

Ayrıca, Banu Demirağ'dan bana, bir de açıklama metni ulaştı. Kendisinin isteği üzerine, metni -kimi teferruatı dışında- aynen yayınlıyorum:

"Sayın İhsan Deniz,

25 Mart 2002 tarihli Yeni Şafak Gazetesi'nde 'Hangisi hangi kulvarda' başlıklı yazınızın sonunda yer alan bölüm; Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı'na yönelik suçlayıcı ifadeler içermektedir.

7. Bursa Edebiyat Günleri'ne özel yazılı materyallerimizde katılımcıların adını eksiksiz zikrettiğimiz halde, bu tür bir suçlamayla karşılaşmak bizi üzmüştür. Çarşamba günü de TKM önünden sarkıtılacak olan banner'de (büyük afiş) yine tüm katılımcıların adları vardır. Yalnızca üçgen panolarımızda ve Şubat ayında baskıya giren Mart ayı etkinlik genel programımızda, sizin gibi Bursalı diğer edebiyatçıların da adlarının geçmediğini belirtmek isterim. Çok kısıtlı ismi alabilecek bu panolarda da Bursa dışından edebiyatçıların adlarının -bir konukseverlik göstergesi olarak- yazılması sanıyorum doğal karşılanacaktır. Ayrıca Mart ayı genel etkinlik programımızda 7. Bursa Edebiyat Günleri'nin yer aldığı başlığın altında 'detaylı programı 15 Mart'tan itibaren TKM gişelerinden temin edebilirsiniz' ibaresi de yer almaktaydı. Nitekim 15 Mart'tan itibaren Tayyare Kültür Merkezi'nden dağıtımına başlanan afiş, etkinlik özel broşürlerinde sizinle birlikte Bursalı ve/veya Bursa dışından tüm katılımcıların isimleri bulunmaktadır. Yazınızda saplantı iddiasıyla zikrettiğiniz tanımlar Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı'nın yaklaşımıyla örtüşmemektedir. Esenlik dolu mesailer dilerim. Saygılarımla."

Önce şunu belirteyim: "Taşralılık" kompleksi içermediği sürece, Bursa Edebiyat Günleri'nin varlığına karşı değilim. 2 yıl, ben de bildiri sundum. Hatta bir ara, Adnan Özer ve "Edebiyat Kurulu" üyesi Ramis Dara'yla bu faaliyetin uluslararası çapta organize edilebilirliği üzerine konuşmuştuk. Bunun yanı sıra, bu yılki faaliyetin tanıtımı için elimden gelen yardımı esirgemeyeceğimi, örnekleriyle Nahit Kayabaşı'na da aktarmıştım. Ayrıca, bu köşede, BEG ile ilgili geçen yıl iki de yazı kaleme almıştım.

Esasen, bu yılki organizasyonda 40 kişilik katılımcılar listesine bakıldığında, "Edebiyat Kurulu"nun tercihlerinde, 'ideolojik' yaklaşımın hakim olduğunu görmemek mümkün değil! Bu durum, dün de böyleydi.. Elbette, kendileri bilirler.. Oysa, pek âlâ, daha farklı anlayışlara sahip şair ve yazarların katılımının sağlanması, BEG'ye hem zenginlik, hem renkli bir atmosfer, hem de yeni bir vizyon getirebilir(di).. Edebiyat adına, 'kapsayıcı' ve 'kuşatıcı' olmak varken; "Edebiyat Kurulu" olarak 'klik' görüntüsü vermenin gereği yok, diye düşünüyorum.

Sonradan, gerek afiş ve etkinlik özel broşürlerinde, gerekse bannerde, tüm katılımcıların yer alması; Mart ayı broşürleriyle üçgen panolardaki eksik isim listesinin doğurduğu ve "Bursalı edebiyatçılar"a (İşte, tipik "Taşralılık" sendromu; ne demek 'Bursalı edebiyatçı'!?) karşı, benim tepki göstermeme neden olan 'ayıp' ve 'çirkin'liği ortadan kaldırmıyor ne yazık ki! Hem, imkân varken, zamanında niye yazılmıyor tam liste? Kaldı ki, ben, söz konusu malûl tutuma yalnız kendi adıma itiraz ediyorum; diğer 12 "Bursalı edebiyatçı"nın meseleye -muhtemelen, 'olumlu' ve 'onaylayıcı'- bakışı beni hiç ilgilendirmiyor! Peki, bu tür bir faaliyet İstanbul'da olsaydı; İstanbul'da oturan ve kendileri "İstanbullu edebiyatçılar"(!) biçiminde yaftalanacak olanların isimleri listelerde yer almayacak mıydı? Böyle komedi olur mu? 'Yerimiz sınırlıydı' bahanesi ise, bana, oynamak istemeyen gelinin "yerim dar" deyişini hatırlattı.. Madem yeriniz dar, programla ilgisi olmayan İhsan Özkul isminin ne işi var eksik sunulan o broşürlerdeki listede?

Öte yandan, Mart ayı broşüründeki "ibare"yi elbette okudum. Detaylara girmek istemiyorum ama, Banu Hanım yanılıyor; zira sözünü ettiği tarih, 15 Mart olmakla birlikte, özel broşürlerin TKM gişelerinden dağıtımı, ancak 21 Mart'tan itibaren gerçekleşti.. Afişlerin ne zaman dağıtıldığını bilmiyorum; ancak kendisiyle görüştüğümüz ve bana "Bakın, göreceksiniz" dediği tarih olan 25 Mart'ta, TKM önünde, isim listesini içeren herhangi bir BEG afişine rastlamadım..

Bakın, eğer bir organizasyon yapıyorsanız; davet ettiğiniz katılımcılara 'eşit' muamelede bulunmak, her birinin hak ve hukukunu gözetmek, şuralı-buralı gibi tuhaflıklara düşmemek görev ve yükümlülüğü altındasınız demektir. Sözüm ona "Bursalı edebiyatçı" olmakla, ilk broşür ve üçgen panolarda yer almamanın ne alâkası var? Diğer şehirlerden geleceklere misafirperverliğinizi gösterin elbette, ama; eğer "Bursalı edebiyatçılar"ı gerçekten önemli sayıyor ve saygı duyuyorsanız, BKSTV olarak onların da kişilik haklarıyla edebî kimliklerine sahip çıkın.. İşgüzarlığın lüzumu yok!

Aslında daha önce de BEG organizasyonunda başıma gelen benzer tavrın bu yılki tekrarı, canımı sıktı. Keza, iki yıl önce, İstanbul'da "Taşkent-Lima Şiir Hattı" programında, Beyoğlu'ndaki Arkadaş Kitabevi'nin bize (Turan Koç'a ve bana) karşı takındığı 'ideolojik' taassup kokan, ayrımcı, sözde dışlayıcı, ama aslında kalın kafalı ve ahmak o 'sol' bakışın içeriği hâfızamdaki yerini koruyordu. Bunları Banu Hanım'a anlattım. Kendisi bu duruma oldukça üzüldüğünü, bir daha tüm katılımcıların listesinin eksiksiz yazılacağını, bu ve benzeri konularda daha fazla itina göstereceklerini söyledi ve özür diledi..

Neticede, benim açımdan, bunun bir 'hassasiyet' meselesi olduğunu zikretmeliyim. Yoksa ismim o broşürde yokmuş, bu broşürde varmış... hiç önemli değil! Unutmayalım ki; sinek küçüktür ama, her zaman mide bulandırır.. Ve bazen, pire için yorgan yakılır!..


1 Nisan 2002
Pazartesi
 
İHSAN DENİZ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED