|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Böcekleri bile yargılamışlar
Ortaçağ Avrupası'nda hayvanlara karşı açılan davalarda yüzlerce at, eşek, inek, hakim karşısına çıkarıldı. Suçlu bulunan bazı hayvanlar idam edilirken bazıları ise diri diri yakıldı... Hayvan haklarını dünya gündemine sokan bazı Avrupa ülkelerinin, Ortaçağ'da hayvanlara karşı "zalim" olduğu kadar "komik" cezalar uyguladığı ortaya çıktı. Almanya, İsveç, Fransa ve Flamanlar'ın yoğun yaşadığı bölgelerde, 13. yüzyıldan itibaren hayvanlara karşı açılan davalarda, yüzlerce büyük ve küçükbaş hayvan hakim karşısına çıkarıldı. Geç Ortaçağ Avrupası'nda ürünlere verdikleri zararlar nedeniyle fare, çekirge, tırtıl, sümüklü böcek, mayıs böceği ve benzeri hayvanlar hakkında mahkemelerde davalar açıldı.
Avukat tayin edildi
Hukuki prosedüre uygun olarak görülen ve 19. yüzyıla kadar devam eden hayvan davalarında, eğitimli hukukçular görev aldı. Söz konusu davaların hukuki mahiyeti, yetkin profesörler tarafından tartışılırken, sanıklar için "savunma hakkının kutsallığı" gözönünde bulundurularak, davaya konu olan hayvanlara avukat bile tayin edildi. Geç Ortaçağ Avrupası'nda ise ürünlere verdikleri zararlar nedeniyle mahkemelerde haklarında dava açılan fare, çekirge, tırtıl benzeri hayvanların, gıyabında verilen cezaların infaz edilme şansının olmaması nedeniyle bu hayvanları "kazanmayı" amaçlayan kilise hukukçuları tarafından "vaftiz edilme" ve "kovma ayinleri" ile dualarla Tanrı'ya yakarma gibi başka yöntemler devreye sokuldu. "İnsanlarda olduğu gibi hayvanların da işledikleri suçlardan dolayı mahkemeye çıkarılarak yargılanması ve cezalandırılması" görüşünün hakim olduğu Ortaçağ Avrupası'nda 824-1845 yılları en az 144 hayvanın yargılandığı kayıtlara geçti.
En çok domuzlar suç işlemiş!
Bu dönemde, sivil mahkemelerde daha çok köpek gibi evcil veya kırsal kesim insanı için büyük önem taşıyan domuz, öküz, eşek gibi hayvanlara karşı davalar açıldı. Bunlar arasında hakim karşısına en çok, çocukları ısırdıkları gerekçesiyle domuzlar çıkarıldı. Bu konuda bilinen en eski dava, 1266 yılında Fransa'da görüldü. Bu davada, küçük bir çocuğu yiyen domuz, hakimin emriyle diri diri yakılmaya mahkum edildi. 1386'daki bir başka davada ise Fransa'nın Falaise Belediye Meclisi, bir çocuğu yaralayan domuzu ayakları ve başı kopartılmak suretiyle ölüme mahkum etmişti. Bu hayvanlara verilen cezalar genellikle ölüm olurken, infazlar "asılma, diri diri gömme veya yakılma" yöntemlerinden biriyle yerine getiriliyordu. Yargılama, eğer hayvan firarda değilse sanık huzurunda yapılıyor, suçlu bulunarak ölüme mahkum edilen hayvanlara infaz öncesinde elbise giydiriliyordu.
Tırtıllar mahkemeye çağrıldı
Fransa'nın Auvergne kenti, 1699 yılında büyük bir tırtıl istilasıyla karşı karşıya kaldı. Auvergne Parlamentosu, kent mahkemesinde zararlıların ıslahı amacıyla bir araştırma yaptırdı. Parlamentoya sunulan rapor, tırtılların "suç işlediğini" teyit ediyordu. "Başkalarının malına zarar vermekten" suçlu bulunan tırtıllar, prosedüre uygun olarak mahkemeye davet edildi. Hukuka uygun olarak mahkeme heyetince kendilerine bir avukat tayin edilen sanıklar, mahkemenin davetine icabet etmediler. Avukatın büyük bir çaba göstererek müvekkillerinin zararlı olarak gösterilen eylemlerinin, yasalar nezdinde suç sayılamayacağını, onların doğal güdülerle hareket ettiklerini belirterek beraatlarını talep etmesi de bir sonuç vermedi. Mahkeme, kendisinin tespit ettiği yer ve zamanda ortaya çıkmalarını istediği sanıkların, imha edilmelerine oy birliğiyle karar verdi. Bu karara rağmen, tırtıllar ortaya çıkmadı.
FARELER GELEMEDİ HAKİM BEY...
1488 yılında Autin'de farelere karşı açılan bir davada fareleri savunma görevini, yazdığı eserle bu alanda ün kazanan Chassaneux üstlendi. Avukat Chasseneux, müvekkillerine tek tek çıkarılan bir davetin, bu davada pratikte mümkün olamayacağını, müvekkillerinin sayılarının çok fazla olduğunu ve çevreye dağılmış olarak yaşadıklarını mahkemeye heyetine bildirdi. Mahkemenin bu talebi kabul etmemesi üzerine Chasseneux itirazını yineleyerek, müvekkilleri olan farelerin, "kendileri hakkında dava açıldığından haberdar olan" kediler tarafından parçalanacaklarını bildiklerini ve bu yüzden mahkemeye gelmelerinin mümkün olmadığını söyledi. Chasseneux, bu itirazı da kabul edilmeyince hakimin insanlığına ve adaletine sığınarak müvekkillerinin affedilmesini talep etti.
SANIK SANDALYESİNDE AT
1389 yılında Dijon'da bu kez sanık sandalyesinde bir at oturtuldu. Bu davada da sahibini yaralamaktan suçlu bulunan hayvan, başı kesilerek idam edildi. Fransa'da ülkenin en yüksek yargı organı olan Paris parlamentosu, 1546 yılında çevresine zarar vermekten suçlu bulduğu bir ineğin önce asılmasına, daha sonra bir şişe geçirilerek kızartılmasına karar verirken, 1604'de bir eşeği de asılarak ölüme mahkum etmişti. Fransa'da ünlü avukat Chasseneux da, hayvanların çevrelerine verdikleri zararlardan dolayı ceza mahkemelerinde yargılanabilmeleri görüşünü savunuyordu. 1487 yılında Beaume'da mayıs böceklerine, aynı yıl Autin'de ve Lyon'da sümüklüböceklere karşı açılan davalar, Chasseneux'ün başkanlığını yaptığı mahkemede görüldü.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv Bilişim| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
|
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |