|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Küreselleşme: Gerçek mi seçenek mi?
İsrail'in Filistin topraklarında yıllardır estirdiği ve son günlerde bıçağı kemiğe dayayan tutumu, mitleşen 'globalleşme'yi her boyutuyla yeniden gözden geçirmeyi zorunlu kılıyor. Doğu-Batı da son sayısında bunu yapıyor ve 'küreselleşme'nin 'ne'liğini tartışıyor. İsrail'in Filistin topraklarında yıllardır estirdiği ve son haftalarda bıçağı kemiğe dayayan tutumu, yıllardır tartışılan "globalleşme"yi her boyutuyla yeniden gözden geçirmeyi zorunlu kılıyor. Üç ayda bir yayınlanan düşünce dergisi Doğu-Batı da, bu gereklilikten hareketle "Dünya Neyi Tartışıyor: Globalleşme" kapağıyla bir sayı hazırladı. Doğu-Batı'nın son sayısını okuyucuya sunan yazısında küreselleşmeyi 'fantastik bir festival'e benzeten yayın yönetmeni Taşkın Takış, küreselleşmenin esas vurgusunun tek kelime ile ekonomi olduğunu ısrarla belirterek ekonomik küreselleşmenin, kültürel küreselleşmeyi yarattığını vurguluyor. Bir 'mit'i sorgulamak
Dergi, dünyayı sarsan küreselleşme kavramını ondokuz yazıdan oluşan geniş bir yelpaze etrafında inceliyor. Küreselleşmenin şu an dünya halklarına zorla benimsetildiğinin altının çizildiği makalelerde, bunun globalleşme ya da küreselleşmeyi daha da sorgular ve kabul edilemez hale getirdiği vurgulanıyor. "Mit"leştirilen küreselleşmenin sorgulandığı Doğu-Batı'da konuyu Mehmet Ali Kılıçbay, Halil İnalcık, Haluk Tözüm, Uğur Kömeçoğlu, Fuat Keyman, Hayri Kozanoğlu, Hatice Nur Erkızan, Nalan Yetim, Cem Somel, Hayriye Erbaş, Nurgün Oktik, Güliz Uluç, Ali Ulvi Türkbağ, Yasin Ceylan, Durmuş Özdemir, Zeynep Yıldırım, Sübidey Togan ve Ali Kantur tartışıyor. Küreselleşme, her biri konularında uzman isimlerce doğuşu, yayılışı ve dünyaya yansımaları ile, modernleşme, kültürel benzeşme, göç, yüksek öğrenim, medya, adalet, çokuluslu şirketler ve kriz etrafında ele alınıyor. Anlamak da değiştirmektir
Haluk Tözüm "Küreselleşme: Gerçek mi, Seçenek mi?" başlığıyla yazdığı makalesinde küreselleşmenin "ne"liğini tartışıyor. Küreselleşmenin dünyanın tanıştığı yeni bir olgu olmadığını, 1800'lerden 1920'lere kadar geçen dönemde de benzer bir sürecin yaşandığını hatırlatan Tözüm, küreselleşmenin iktisadi rasyonalitesini tarttıktan sonra yaşananların geri dönüşü olan bir süreç olup olmadığını açmayı deniyor ve "anlama"nın altını çiziyor: "Dünyayı değiştirmek kadar onu anlamak da önemlidir. Anlamadan değiştirmek nasıl mümkün ve ne kadar sağlıklı olabilecek? Hem anlamak değiştirmektir de. Küreselleşme dünyayı öyle veya böyle değiştiriyor ama ne yazık ki, onu anlama çabası oldukça geride kalıyor. Anlayamayanlar ise sadece değiş(tiril)ir ama asla değiştiremez!" Günümüzde tüm dünyanın elektronik medya sistemlerine ulaşan küresel izleyicilerle birbirine bağlandığını ifade eden Güliz Uluç ise, medyanın küreselleşmesi sürecini geniş bir şekilde anlatıyor. Uluç, küresel emperyalizmi yoğun bir şekilde uygulayan ABD'nin sinema gibi kültürel öğeleri de sonuna kadar kullandığını vurguluyor. Ancak, bu ülkenin yabancı filmlere karşı uyguladığı kota sonucu, ülkede yabancı filmlerin gösterildiği salonların yüzde 3'ü geçmediğini anlatan Güliz Uluç, küresel medyanın Türkiye ayağını da örnekleyerek aktarıyor. Huntington yanılıyor
Kültür etkileşimi ve küreselleşme üzerine yazan ve kültürel geçişliği boyutlarıyla anlatan Prof. Dr. Halil İnalcık, yazısında medeniyetler çatışmasına da değiniyor. Batı Medeniyeti ile diğer dünya milletleri arasında ortaya çıkacak çatışmaları tarihin başlangıcı olarak gören Samuel Huntington'dan ilginç kesitler aktararak bunlar üzerinde yorumlarda bulunar İnalcık, Huntington'un çelişkiye düştüğü noktaları açıklıyor.
Küreselleşmenin tarihsel ve düşünsel temelleri üzerine bir makale yazan Hatice Nur Erkızan ise "global etik"i sorguluyor. Yazar, Batılı düşünür Wallerstein'in küreselleşmeye ilişkin çözümlemesinin aslında köle-efendi ilişkisinin sosyolojik ve uluslar boyutuna taşınmasından başka bir şey olmadığını ifade ediyor. Doğu-Batı / Tel: 0 312 229 86 72 ÖMER ÇAKKAL
|
|
|
|
|
|
|
|