T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Peruklu demokrasi

Şu an Türkiye'de kaç bayanın çantasında veya başında peruk taşıdığını kestirmek kolay değil. Çantasında veya başında... Çünkü onlar, peruğu bir hayat tarzı olarak seçmiş değiller. "Peruk mahkumu" onlar. Kelepçe yerine taşınan... Çantalarında taşıyacaklar ve kimi yerlerden geçerken veya kimi alanlara girerken çıkarıp başlarına koyacaklar.

İğrenecekler gerçekte peruktan..

Ama başlarına koyacaklar.

Gidecekler bir peruk satıcısına ve seçecekler. Bir insan üzerine giysi seçerken "en güzel"ini arar. Ama onlar peruklar arasında "en güzel"i olsun diye bir kaygı taşımayacaklar. Olsun, yeter ki olsun. Birilerini tatmin edecek kadar olsun.

Bir insan, yeni bir giysi aldığında sevinç duyar. Ama peruk satıcısından çıkarken onların içlerine sevinç değil, hüzün dolar. Aldıklarını arkadaşlarına göstermekten çekinirler, utanırlar.

Bir insan, yeni bir elbiseyi giyerken sevinçle buluşur. Ama onlar için peruk, gönüllerine yüktür.

Her insan giysiyi kendisi için satın alır. Ama onlar, peruğu başkalarını tatmin için alırlar.

Onlar... Kimine peruklu görünmek zorundadırlar, kimine peruklu görünmemek zorunda... Korkunç bir ikilemin içinde yaşarlar. İğrenirler gerçekte peruktan, "mahkumiyet" alanından çıkıp da atsa başından, ah bir atsa...

Herkes için "Kamu alanı" diye bilinen yer, onlar için "mahkumiyet alanı" haline dönüştürülmüştür.

Ya o "kamu alanı"na girerken üzerinizde yoğunlaşan dedektör gibi bakışların kahrediciliği... Acaba başınızda gerçek saçınız mı var peruk mu? Yoksa peruğu başörtüsü gibi mi kullanıyorsunuz? Bir el uzanır mı başınızdakinin ne olduğunu ayrıştırmak için?

Her gün çantasında veya başında peruk taşıyan bayan sayısı artıyor bu ülkede...

Ya peruğunuz olacak, ya da başınız veya başörtünüz olmayacak.

Diyelim bir otobüse doluştunuz ve kalktınız geldiniz bir grup lise son sınıf öğrencisi olarak Boğazici Üniversitesini gezmeye... Kapıda ayrıştırılmak aklınıza gelir miydi? "Başörtülüler giremez." Ah, arkadaşlardan ayrılmanın acısı. Lise son sınıftasınız ve ülkenizin gerçekliği, yüzünüzde bir şamar gibi patlıyor. Çantanızda peruğunuz da yok... Bekle kapıda, arkadaşların girsin, gezsin üniversiteyi ve döndükten sonra sana bilgi versin!

Diyelim oğlunuzun, kardeşinizin, yeğeninizin düğünü var Orduevinde... Davetlisiniz. Çıktınız geldiniz ve kapıda çevrildiniz. Bu kıyafetle içeri giremezsiniz. Hangi kıyafetle? Başörtülü kıyafetle... Peruğunuz var mı? Ya da güzelim tülbentinizi başınızdan çıkarma noktasında "değişim" iradeniz, veya oğlunuzun, kardeşinizin, yeğeninizin düğününe katılmama kararlığınız? Tavırlardan tavır beğenin.

Bugün sizin çok demokratik, çok bilime saygılı, çok entel özel okulunuzda-üniversitenizde de yasak başladı, ya terk, ya peruk!

-Yaşın kaç kızım?
-13. İlk öğretim öğrencisi...
-Başındaki ne?
-Peruk.
-Yaşlarınız kaç kızım.
-17, 20, 23... Lise üniversite öğrencileri...
-Başınızdaki ne?
-Peruk...
Yaşınız kaç hanımefendi?
-40. Kamu görevlisi...
-Başınızdaki peruk değil mi?

Peruk, peruk, peruk! Öğrencisiniz, peruğa sığınacaksınız, kamu görevlisisiniz peruğa sığınacaksınız.

Kimbilir yarın milletvekili olacaksınız, gene peruğa sığınacaksınız.

Merve Kavakçı peruk taksaydı ne olurdu? Kimbilir belki de peruk takıp, oturmalıydı Meclis sıralarına... Türkiye demokrasisinin kalite standardını dünyaya sergilemek için...

Ya yarın 100 başörtülü bayan, milletvekili seçilip, başörtüsünün üzerinden peruk takarak Meclis'e girerse... Kapıya kadar başörtülü geliyor, ellerinde sallayarak getirdikleri peruğu kapıda başlarına alıyorlar, "peruk takılacaaak, tak" komutundan sonra içeri giriliyor... Sonra çıkarken "Peruklar çıkarılacaaak, çıkar" komutu... Dünya medyası kapıda dizilmiş görüntüler alıyor... Alın size peruklu demokrasi... İnsanların kimliklerini Meclis içinde bile açıklayamadığı bir statü... Dünyada eşi menendi bulunmaz bir uygulama... Ecevit, -şayet o zaman da hala Meclis'te olursa- kürsüye gelip kükrüyor: "Bu peruklu bir başkaldırıdır. Bu çatının altında bu peruklu başkaldırıya izin verilemez... Haddini bildirin bu bayanlara!" Demirel öteden "provokasyon" çığlığı atıyor. İster misiniz, Başsavcılık dava açsın, Anayasa Mahkemesi karar versin: Bayan Milletvekilleri Meclis'e perukla giren falanca partinin kapatılmasına... Ve AİHM'ye itiraz: Meclis'e perukla girme hakkımızı istiyoruz!

Çantasında veya başında peruk taşıyan bayan sayısı her geçen gün artıyor Türkiye'de...

Demokrasi standardımız açısından çok ibret verici bir noktadayız.

* * *

Bir anekdot anlatacağım.

Vaktiyle "Eşek" isimli bir mizah dergisi çıkarılıyor ve bundan zamanın yöneticileri çok rahatsız oluyor. "Eşek"i kapatıyorlar. "Hımar" çıkıyor. Onu kapatıyorlar "Merkep" çıkıyor. Onu kapatıyorlar "Har" çıkıyor. Onu da kapatıyorlar. En sonunda dergi yöneticileri başlık yerine "iki kulak" resmi koyup, "O'dur O" yazıyorlar.

İnsanların inançları ve kimlikleri kolay kolay yokedilemiyor. Baskı yaptıkça gülünçleşen ve çirkinleşen siz oluyorsunuz.

* * *

Başörtüsü için çok zarif tepkiler ortaya koydular genç kızlar. Başta veya çantada taşınan peruk bile çok zarif bir tepkidir aslında... Ama kimse anlamak istemiyor bu yasağın ne kadar kabaca olduğunu... Yasakçılar ellerini kollarını bağlamışlar, öyle ki yasağı isteseler bile kaldıramayacak hale getirmişler. Şu garipliğe bakın. Başkasının elini bağlamak isterken, kendi ellerinizi zincirliyorsunuz. Bir bakıma "yasağa mahkumiyet" yasakçıların özelliği haline gelmiş. Bu da tıpkı "peruklu demokrasi" gibi bir garabet. Bir gün, inanıyorum, yasakçılar öyle bir utanç içine gömülecekler ki, "gelin kurtarın bizi bu kelepçelerden" diye seslenecekler başörtü mağdurlarına... Kimileri vardır, kelepçe içinde özgürdürler, kimileri de vardır kendini mahkuma kelepçelemiştir. Başörtüsü sorunu, gittikçe daha çok bu niteliğe bürünüyor. Yasakçılar kendileri ile birlikte ne yazık ki Türkiye'yi de kelepçeliyor.

Zarif direnişçiler direnin, sizin onurlu duruşunuz size kelepçelenen yasakçılar için bile umuttur. Hele Türkiye için...


30 Nisan 2002
Salı
 
AHMET TAŞGETİREN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED