T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

H A Y A T

Mantar Rus ruletinden daha tehlikeli

Kulaktan dolma bilgilerle mantarları tanımaya çalışmanın ciddi sorunlar doğuracağı uyarısında bulunan uzmanlar, bu yanlış inanışlar nedeniyle her yıl çok sayıda kişinin zehirlendiğini kaydettiler.

Yağışlı geçen ekim ve kasım aylarında mantar zehirlenmelerinin daha sık görüldüğünü belirten uzmanlar, halk arasında 'yanlış düşünce ve inanışlar' nedeniyle ciddi sonuçlar doğuran zehirlenmelerin her yıl tekrarlandığına dikkat çekti. Bir mantarın zehirli ya da zehirsiz olduğuna karar vermek için hiçbir kuralın bulunmadığını ifade eden uzmanlar, her mantarı tek tek tanımaktan başka bir seçeneğin bulunmadığını söylediler.

Mantarın, Rus ruletinden daha tehlikeli olduğunu savunan doktorlar, Rus ruletinde 6'da 1 ölme şansı varken, mantarda ise bu riskin 6'da 5 olduğuna dikkat çekiyor.

Bu nedenle kulaktan dolma bilgilerle, kocakarı yöntemleriyle mantarları tanımaya ve yorumlamaya çalışmanın çok ciddi sonuçlar doğuracağını söyleyen uzmanlar, "Ağaçlıklar arasında, kırlarda, kendiliğinden yetişen mantarların zehirsizlerini zehirlilerinden ayırmak çok zordur. Bu sebeple, zehirsiz olduğundan emin olmadıkça mantar toplayıp yememelidir. En garantisi, seralarda özel olarak yetiştirilen ve marketlerde ambalaj içinde satılan, firma adı ve adresi belli olan mantarlardan alıp yemelidir. Siz siz olun, bilmediğiniz mantarı kesinlikle yemeyin" uyarısında bulunuyor.

Zehirlenmelerde yapılması gerekenler

Yapılacak ilk iş; hiç zaman kaybetmeden bir doktora görünmektir. Eğer imkan varsa doktordan önce hasta kusturulmalıdır. Hasta ateşli ise, alnına ve beline buz kompresi konulmalıdır. Gerekirse kalp faaliyeti, kuvvetli koyu kahve ile veya tuzlar koklatılarak tahrik edilmelidir. Hasta baygın ya da şuursuz ise yüzüne soğuk su serpmeli veya amonyak buharı teneffüs ettirilmelidir. Hastayı ayıltmak için asla alkollü içki kullanılmamalıdır. Laboratuvar incelemeleri için mide kusmuklarını muhafaza etmek gerekir.

Protein ihtiyacı için çözüm 'kavak mantarı'

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Öğretim Üyesi ve Beslenme Uzmanı Doç. Dr. Funda Elmacıoğlu, "kavak mantarı"nın (Pleurotus spp.), protein açığı olan ülkelerde hastalık ve gıdasızlık problemlerini çözebileceğini" söyledi. Elmacıoğlu, kavak mantarının protein içeriğinin baklagillerden sonra geldiğini ve baklagillerle et arasında bir değere sahip olduğunu kaydetti. Bu mantarların insan vücudu için gerekli olan kalsiyum, fosfat ve demir gibi mineral tuzlar bakımından tavuk ve sığır etleri içeriğinin 2 katı içeriğe sahip olduğunu bildiren Elmacıoğlu,"Tüm mantar varyeteleri içinde en yüksek vitamin B1 ve B2 içeriğine sahip türdür.

Sebzelerin 5-10 katı B3 (niasin) içermektedir. Yüksek besin değeri ve tıbbi özellikleri bakımından kavak mantarı, protein açığı olan ülkelerde hastalık ve gıdasızlık problemlerinin çözebilir" dedi. OMÜ Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Aysun Pekşen ise kavak mantarının tarımsal, orman ve gıda endüstrisi atıkları üzerinde yetiştirilebilmesi nedeniyle çevre dostu olduğunu ve bu mantarın üretimi için Karadeniz Bölgesi'nin son derece uygun ekolojik özelliklere sahip olduğunu söyledi. Yrd. Doç. Dr. Pekşen, bu mantarın fındık ve çay tarımı dışında ek gelir getirecek yeni tarım dalları arayan kişilere cazip gelebileceğini söyledi.

YANLIŞ İNANIŞLAR VE DOĞRULARI

  • Canlı odunda gelişen mantarlar zehirsiz, ölü odundakiler zehirlidir: Her iki çeşit odun üzerinde hem zehirli hem de zehirsiz mantarlar rahatça gelişebilmektedir. Örneğin; canlı ağaçlar üzerinde büyüyen mantarlardan istiridye mantarı, bal mantarı, biftek mantarı yenebilir,

  • Kolayca soyulabilen, pişirilirken gümüş kaşığı karartmayan, çayırlıkta yetişen mantarlar zehirsizdir: Bu inanış doğru değildir. Zehirli mantarlar içinde yukarıda söylenenlere uygun türler bulunmaktadır.

  • İlkbaharda çıkan mantarlar yenebilir: Yanlış bir inanıştır. İlkbaharda yetişen ve zehirli olan mantar türleri vardır.

  • Tuzlu ve sirkeli su ile yıkanırsa mantarın zehiri gider: Zehirli bir mantar türü herhangi bir muamele ile hiçbir zaman yenebilir hale getirilemez.

  • Böcek vs. hayvanların yediği mantarlar zehirsizdir: Pek doğru değildir. Böcek gibi hayvanlar ile insanların biyolojisi farklı olduğu için, insanı öldüren bir mantar böceklere veya diğer hayvanlara bir şey yapmayabilir.

  • Yüzeyi yapışkan olan mantarlar zehirlidir: Genelleme yapılamaz. Çam kabara mantarı ve çörek mantarı gibi yenilebilen mantarların şapkası yapışkandır.

  • Kırıldığı veya ezildiği zaman süt gibi sıvı akıtan mantarlar zehirlidir: Genelleme yapılamaz. Lezzetli mantarlardan olan Kanlıca mantarı turuncu bir sıvı çıkarır. Zehirli olup, sıvı çıkarmayan mantar türleri de vardır.

  • Suda kaynatıldığında mantarın zehiri gider: Bazı türler için kısmen doğru olabilir, ancak genelde zehirli bir mantar kaynatmayla zehirinden arındırılamaz.

  •  
    Çöpünü ayırmadan atma!
    Çöpten gübre ve elektrik üretecek fabrikaların devreye girecek olması nedeniyle İstanbul'da çöp toplanmasına yeni bir düzen getirilecek. Belediyeler, çöplerin kaynağında ayrı toplanmasına yönelik olarak teşkilatlanıp, halkı bu konuda bilinçlendirecek.
    AİHM ötenazi başvurusunu reddetti
    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), iyileşme umudu olmayan felçli bir İngiliz kadının ötanazi talebine ilişkin başvuruyu reddetti. AİHM'ye geçen ay, "acil dava" süreci kullanılarak yapılan başvuruda, 43 yaşındaki Diane Pretty'nin, eşinin yardımıyla yaşamına son verme isteğini reddeden İngiltere'nin insan hakları ihlalinde bulunduğu ileri sürülmüştü. Pretty'nin avukatları, İngiltere'nin ötanaziye izin vermemekle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 3. maddesini ihlal ettiğini öne sürerek, müvekkillerinin, eşinin yardımıyla yaşamını sonlandırma talebinin kabul edilmesini istemişlerdi. İngiliz yasalarına göre intihar suç sayılmazken, başka birinin intihar etmesine yardımcı olmak suç sayılıyor.
    YÜKSEKTEKİ KADINLAR ERKEN YAŞLANIYOR
    Yüksek bölgelerde yaşayan kadınların daha hızlı yaşlandığı bildirildi. Peru'daki And dağlarında yaşayan kadınlar üzerinde yapılan araştırmada, sağlık ve gençliği korumada önemli olan hormonların, yüksek bölgelerde yaşayan kadınlarda düşük olduğu görüldü. Dr. Gustavo Gonzales başkanlığındaki ekip, And dağlarında 4 bin metre irtifada yaşayan 210 kadının hormon seviyelerini ölçtü. Araştırmacılar, bu hormonların yüksek bölgelerde yaşayan kadınlarda, hiçbir zaman deniz seviyesinde yaşayandakilerin seviyesine ulaşmadığını saptadılar. Araştırmada yükseklerde yaşayan 60-70 yaşındaki kadınlardaki DHEA seviyesinin, konrol grubundakilerin yalnızca yüzde 40'ı seviyesine ulaştığı görüldü. Dr. Gonzales, "Bu durum, yükseklerde yaşayan kadınların daha erken yaşlanabileceğini gösteriyor" dedi.
    30 Nisan 2002
    Salı
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Reklam Tarifesi
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
    Bilişim
    | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED