T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R

Kazanan haklıdır (?)

Bu sözü sevmiyorum. Çünkü yanlış. Çünkü haksız kazanç da var. Dolayısıyla güç karşısında yelkenleri indiren bu sözü reddediyorum. Burada "Mağlupların zaferi"nden bahsedecek değilim, ama Lucescu'ya yapılan haksızlıklar, eleştiriler yüzünden şu anda içimden "Kazanan haklıdır" demek geçiyor.

Geçen yıldan ve bu sezon başından itibaren Lucescu'yu Terim'le kıyaslayan ve sürekli onu eleştirenlere katılmadım. Demek ki, ben gibi meslekten olmayan bir hikâyeci bile pek çok spor yazarı ve futbol yorumcusundan daha basiretli olabiliyormuş.

Şimdi bakıyorum da bunlar "Bükemedikleri eli öpme" kuyruğuna girmiş Lucescu'yu alkışlıyor. Bir de "inadım inat" diyenler var. Bu takım ise bir "züğürt tesellisi"ne yapışmış vaziyette.

O nedir?

O şudur: Lucescu'ya rağmen..

Yani ne olmuş?

Lucescu'nun ardındaki teknik adamlar; futbolcular ve yöneticiler biraraya gelmiş Lucescu'ya rağmen Galatasaray'ı şampiyon yapmışlar.

Tipik "züğürt tesellisi"...

Ancak içinde bir nebze hakikat var. Şöyle ki; Galatasaray herkesin bildiği gibias futbolcularını kaybetti. Mali meseleler yüzünden istenilen kalitede transfer yapamadı. Lucescu bu durumu bildiği için [Yönetimi zora sokmamak için] "transfer istemiyorum, bu takım bana yeter" demeyi seçti.

Zaten sessiz, gösterişten kaçınan, mütevazı bir adam.

Evet Galatasaray'ın eti gitmiş kemiği kalmıştı.

Bir iskelet yani.

Fatih Terim disiplininden gelen, Avrupa maçlarının gediklisi, şampiyonluklar yaşamış futbolcular. Bülent, Hasan Şaş, Ergün, Suat, Arif vb. Bu futbolcular profesyonelliğin gereğini yaptılar, kapasitelerinin üzerine çıktılar. Bunlara Mondragon'un üstün formu eklendi. Lucescu kendilerinden umut kesilen Sergen ile Ayhan'ı kazandı; onlardan azami istifade etti.

Kadro nisbeten adsız-ucuz transferler ile takviye edildi. Sakatlıklar-cezalar-çarşamba/pazar sürekli maç temposu Lucescu'yu yıldırmadı. Avrupa'da dahi bu kadro ile gelebileceği yere geldi.

Buna mukabil Fenerbahçe zengin kadrosu, maddî imkanları ve medya desteği ile ne yaptı?

Takıma bir iskelet bile kuramadı.

Beşiktaş genç-enerjik yönetim ve kadrosu ile hüsrana uğradı.

Demek ki Lucescu'nun hakkını vermek gerekiyor. İsterseniz vermeyin o bunu bileğinin hakkı ile aldı zaten.

Yazıya son verirken kendimi de eleştireyim.

Evet Lucescu'yu destekledim, lakin Galatasaray için şunları söyledim:

"İmparator gitti, imparatorluk çökecek."

Çökmedi ve ben yanıldım.

Hatasız kul olmaz denilmiş; yine de tezimde ısrar ediyorum:

İmparatorluklar ağır-ağır çöker.

İşte bir "züğürt tesellisi" daha.

Galatasaray'ı tebrik ediyor, Avrupa'da başarılarının devamını diliyorum.


30 Nisan 2002
Salı
 
MUSTAFA KUTLU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED