T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Yerinde saymak, değişmeyen bir kader midir?

Osmanlı'nın Amerika'ya silah yardımı olarak, siparişlerine ilaveten iki deve hediye gönderdiğini yazmıştık geçen gün.

Bugün de Basiretçi Ali Efendi'nin İstanbul Mektupları'ndan "Amerika'dan silah alınması" bahsine göz atalım. Şöyle yazmış Ali Efendi:

"Rusya devleti tarafından Amerika'nın en meşhur silah fabrikasına sipariş olunan revolverler, zabitan-ı askeriyyesine tevzi olunmak üzere gayet güzel ve pek muntazam surette olduğu halde, devlet-i müşarünileyha tarafından bunların tekasiti, vakit ve zamanıyla verilemediğinden revolverlerin dahi fabrikatör tarafından teslim olunmamış olduğunu, bazı gazeteler yazmış idi.

İşbu mezkur revolverlerden zabitan-ı asakir-i şahaneye tevzi olunmak üzere yedi bin adedi, beheri altmış franga olmak üzere taraf-ı Devlet-i Aliyye'den iştira olunmuş olmakla, ol miktar revolverin maa-fişenk Dersaadet'e vürut eylediğini kemal-i memnuniyyetle işittiğimden, mektubumun en başına yazdım.

İşte Rusya devleti tarafından sipariş olunup da tekasiti verilemeyen eslihanın, bu gün saye-i muvaffakiyyet-vaye-i hazret-i şehen-şahide, taraf-ı Devlet-i Aliyye'den akçesi bili'ta iştira olunup zabitan-ı askeriyyenin meyan-ı gayretlerini tezyin etmesi, Osmanlıları fevkalade memnun edecek mevaddandır."

Değişen bir şey yok

1838-1910 arasında yaşamış olan Basiretçi Ali Efendi'nin kitabını hazırlayan Nuri Sağlam, İstanbul üzerine yazılar yazan Ahmet Rasim'den kıyasen şu şekilde bahsediyor takdiminde:

"Ahmet Rasim, üslup bakımından elbette üstündür. Çoğu zaman gülümseyerek okuduğumuz bu yazılarda sosyal realitenin acılığını tatma imkanı pek bulamayız. Fakat Ali Efendi'nin yazıları gülümsenerek okunabilecek bir lükse sahip değildir. Düşündüren, düşündürdükçe de insanın canını sıkan yazılardır. Onca yıldır hemen her bakımdan yerimizde saydığımızı yüzümüze çarpan yazılardır. Fert, toplum ve nihayet devlet olarak asırlardır bir uçuruma yahut dipsiz bir kuyuya bakmaktan korkar gibi, kendimize, kendi içimize bakmaktan korktuğumuzu hatırlatan yazılardır."

İstanbul Mektupları'nda en çok işlenen konular

Askere yardım, (26 yazı); Caddelerde at ve araba koşturmak, (13 yazı); Çökme tehlikesi olan bina ve duvarlar, (22 yazı); Dilenciler, (12 yazı); Hilekarlık ve dolandırıcılık, (11 yazı); Hırsızlık, (15 yazı); İstanbul kaldırımları, (18 yazı); İstanbul sokakları, (28 yazı); Kitap mütalaası, (58 yazı); Muhacirler, (19 yazı); Pahalılık, (7 yazı); Şirket-i Hayriye ve vapurlar, (16 yazı); Yerli mallar ve sanayi, (14 yazı)...

PAHALILIK

Basiretçi Ali Efendi'nin gazetesinde birçok defa ele aldığı konulardan birisi de pahalılık.

"Mukaddemki mektubumda zikrolunduğu üzere liranın fiyatı tenezzül etti. Hala yüz on iki ve on dörtten ziyadeye gitmiyor. Herkes tutturabildiğine alıyor. Es'ar ise yine evvelki gibi belki daha fırlaktır. Herşeyin fiyatı akçe nispetinde olur. Mesela bir bakkal yahut kasap şekerin yahut etin kıyyesini, lira yüz yirmi kuruşa iken altı kuruşa veriyor ise lira tenezzül ettikten sonra beş buçuk kuruşa vermek lazım gelir. Halbuki şimdi bilakis etin kıyyesi yediden sekiz buçuğa kadar satılıyor. Bir iki gün havanın bozulmasından ise bu sebeple o kadar fırlamaz. Her ne ise herşeyin fiyatı yine eskisi gibidir. Terakki etti tenezzül etmedi...

Ey bu nasıl olur? Bunda ahali aldanmaz mı, elbette aldanır. Çaresi her ne ise bulmak, hükumetin vazifesidir. Binaenaleyh bu bapta Şehremanet-i behiyyesinin nazarıdikkatini davet ederiz. Lütfen bir gün evvel icabına himmet buyursun..."

GÜNÜN ATASÖZÜ

Tatsız aşa su neylesin, akılsız başa söz neylesin?


22 Ocak 2002
Salı
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED