|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Nasıl başarılı olduğunu araştırabilir, yorum getirebilirsin. Ama başarıyı yakalamış bir takıma ya da kişiye "neden başarılı oldun" diye soramazsın. Bu saçmalığı sadece bizim spor medyamızda görüyoruz. Yazık, çok yazık... Maç bitmiş, muhabir soruyor: - O penaltıyı nasıl kurtardın? - Hangi köşeye vuracağını anladım. Kem küm.. Açık oturumda yönetici kulüp başkanına soruyor: - Takımın neredeyse yarısı satıldı, ama başarınız devam ediyor, nedir sırrı? - Valla ne diyim, iyi oynuyoruz. Kem küm.. Kırmızı kart görmüş oyuncuya soru: - Oyundan atılmayı haketmiş miydin? - Ben rakip oyuncuya dokunmadım bile. Hakemi vicdanıyla başbaşa bırakıyorum.. Canlı yayında ise muhabirden bir cevher daha: - Maç 5-0 oldu hakem içeri gitti. Ne diyeceksiniz? - Ne diyim kardeşim hakem içeri gitti işte. Bu tür sorulara en net ve doğru cevabı veren bir kişi tanıyorum. O da Fatih Terim. "Böyle soru olur mu kardeşim!.." Terim yanıtlarken eğitiyordu. Kaşlarını çatıyor, bozuyor, tersliyor ve muhabirin aynı saçmalığı yapmasını engelliyordu. Şimdi öylesini göremiyoruz. Çünkü sorular okşuyor. Cevap veren belki de kamera karşısında biraz daha kalmak, ya da soranı kırmamak adına bu büyük hataya katılıyor. Söylemesi biraz zor ama, soru üretmekten aciz muhabirlerimiz var. G.SARAY NE KADAR BAŞARILI
Başkan Cansun konuya açıklık getirmek için yanıtladı; - Galatasaray takımı Fatih Terim'in döneminden daha iyi. Böyle bir açıklama yapmaya neden gerek gördü, bilemiyoruz. Herşey ortada zaten. Yaptığı teklifin geri çevrilmesinden ötürü Terim'e sitem etmekse niyeti, bunda da haksız. Çünkü Terim'in ellerinde yükselmiş şampiyonluk kupaları, Avrupa'da kanıtlanmış bir başarı var. Lucescu başarısız demiyoruz. Ama Fatih Terim'in başarısı belgeli. Başkan Cansun'un takımıyla övünmesi çok normal. Ancak seçimler öncesi polemik çıkarması doğru değil diye düşünüyorum. TRABZONLU NE YAPIYOR?
Problemlerini tam çözmeye başlamışken, yeniden dert sahibi oldular. Böylesine öfke göstermenin önemli bir nedeni olmalı. Trabzonspor, adını büyükler arasına yazdırmış, köklü geçmişi olan iyi bir takım. Yurt içi ve dışında büyük işler yapmış. Anadolu-İstanbul ayrımı yapmak da doğru değil. Çünkü Bu ülkenin her yerinde Trabzonlu, en azından onunla övünen Karadenizlileri var. Hepsi de bizim Trabzonlularımız, bizim Karadenizlilerimiz... Hala anlamış değilim. At atı nasıl geçerse, takım takıma yenilebilir. Avni Aker'i harabe haline getirmenin nedeni, Beşiktaş'a 5-0 yenilmek değildi. Geçenlerde Hacettepe ve Selçuk üniversiteleri yaptığı araştırmalarla futbol seyircisinin neden agresif olduğunu ortaya koydu. Ortaya çıkan gerçek şuydu; Ekonomik sıkıntı. Maçlara, evinde, işinde, özel yaşamında mutsuz insanlar daha çok gidiyor. Belki de evinde eşine ve çocuklarına zarar vermek istemeyenler, öfkelerini tribünlerdeki koltuklardan çıkarıyor. Geçim derdi, hakeme küfürle hafifliyor. Ya da öyle sanıyorlar. Bizi, yakan, yıkan, kıran bir toplum haline getirenler utanmalı. Ve artık düşünmeliler. Çünkü bu işin sonu pek iyi görünmüyor. BEŞİKTAŞ ÇOK İYİ
Süper ligin ilk yarısı sonunda 7 maçlık bir galibiyet serisi yakalayan Beşiktaş çıkışını sürdürüyor. Yeni kalecileri Asper'i de beğendim. Galibiyette pay sahibi oldu. Başarıya birarada koşuyorlar. Takım oldular. Lorantlı Fenerbahçe'yi biraz daha beklemek lazım. Sigarayı bırakmak bile belli bir zamanı ve terapiyi gerektiriyor. Koca takımı kötü alışkanlıklarından kurtarmak kolay değil. NOT; Gerçek başarı ve yaşamın anlamı üzerine düşünen bir filozof şöyle demiş "Yaşamdaki en güzel dengelerden biri şudur; Hiç kimse kendine yardım edemeden, başkasına yardım edemez.
|
|
|
|
|
|
|