İş adamlarının ekonomik krizden çıkmak için işçi çıkarma yoluna gitmesi ile çığ gibi büyüyen işsizlik artık iş dünyasını da korkutur hale geldi. Çalışma Bakanlığı'nın hazırladığı rapor, işsizliğin sosyal hayatı tehdit edici boyutlara kadar çıktığı uyarısı yapıldı. Yoksulluğun ortadan kaldırılması, yaşam düzeyinin yükseltilmesi, dengeli gelir dağılımının sağlanması, işsizlik ve istihdam sorunlarına çözümler üretilmesiyle mümkün. Ancak, Türkiye'nin 2001 yılında yaşadığı 2 ekonomik kriz gelir dağılımındaki adaletsizliği artırırken, ciddi bir işsizlik soruna da neden oldu.

1 milyon 500 bin kayıtlı işsiz var

Çalışma Bakanlığı'nın tespitine göre 2001 yılı sonuçları Türkiye genelinde 1 milyon 567 bin kişinin işsiz olduğunu gösteriyor. Türkiye genelinde işsizlerin % 25'ini yani 390 bin kişiyi işten çıkartılanlar oluşturyor. 376 bin kişiye denk gelen % 24'lük bölümü ise ilk kez iş arayanlar oluşturuyor. Verilere göre, gelir azlığı nedeniyle iş arayanlar % 79 'luk bir bölümü, kendi mesleğinde çalışmadığı için iş arayanlar ise % 3'lük bir bölümü oluşturuyor.

Raporda, işsizlik oranının Türkiye genelinde erkeklerde % 7, kadınlarda ise % 6,7 olduğuna dikkat çekiliyor. Eğitim düzeyi düşük, vasıfsız insanların iş bulma şanslarının gittikçe azaldığna işaret ediliyor.

AÇ İNSAN HER ŞEYİ YAPMAYI GÖZE ALIR

2002 yılına ilişkin beklentilerinin de bugünden daha kötümser olduğunu dile getiren Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, özellikle tarımın yok sayıldığını bildirdi. Tarımsal üretimin azalmasıyla, sosyal dengelerin daha da bozulacağını ifade eden Aygün, "Her ne kadar Türk toplumunun birbirine bağlılığı konuşulsa da burada bir açık kapı bırakmak gerekir. İnsanlar aç ve sefil dolaşıyor, çok büyük sıkıntılar içinde. Aç insan herşeyi göze alabilir" diye konuştu. Ülkenin içinde bulunduğu sıkıntıların çözümünün kendi kaynaklarına dönmesi ve dinamiklerini harekete geçirmesi olarak değerlendiren Aygün, "Türkiye bağıra bağıra daha kötüye gidiyor" ifadelerini kullandı. Aygün, ayrıca işadamlarının hükümete güvenmediğini de kaydederek, sabit kur politikasına güvenerek batan tüccar ve esnaf kesimi şimdi kendi politikasını kendi çiziyor.