T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

T E L E V İ Z Y O N

Kasap da reklam çekebilir

Reklamcı olmadan reklamcılık yapmakla suçlanan Sinan Çetin, insanlığın parlayan yıldızları söndürme eğiliminin olduğunu söylüyor.

Reklamcılığa yeni bir soluk getiren ve bütün reklam filmleri başarıya ulaşan Sinan Çetin'in en çok konuşulan reklamlarından biri de Doğuş Çay oldu. "Çay bu midur?" sloganı dillere pelesenk olan reklam, Çetin'e övgülerle birlikte, eleştiri de getirdi. Ali Atıf Bir, köşesinden Çetin'i reklamcı olmadan reklamcılık yapmakla suçladı. Ünlü yönetmenle reklamcılık mesleğini küçümsediğine dair eleştirileri ve reklamcılığı konuştuk.

Çektiğiniz Doğuş Çay reklamıyla çay sektörü kadar reklam sektörünü de hareketlendirdiniz. Bazı reklamcıları kızdırdınız. Ali Atıf Bir'in eleştirilerine ne diyorsunuz?

Ali Atıf Bir'in bana karşı saldırgan tutumunu anlamış değilim. Eğer reklamcıları kışkırtıp bana karşı taarruza geçirtmeyi umuyorsa çok bekler. O şunu unutuyor. Ben 20 yıllık reklamcıyım. Reklam ajanslarında çalışan çaycıyı, ofisboyu reklamcı kabul edip beni reklamcı kabul etmemek onların kendi kaybı olur. 1000'in üzerinde reklam kampanyasının içinde bulundum, filmini çektim. Ben reklamcı değilsem, reklamcı kim? Kaldı ki ben manifaturacı olarak da reklam filmi çekebilirdim. Önemli olan, bunu yapıp yapamadığımdır. Ben film yönetmeni olarak değil, manav, kasap, nalbant olarak da reklam filmi çekebilirim. Bu kimseyi ilgilendirmez.

Buradaki endişe şu galiba: "Reklam kampanyasında firmalar ajansları pas geçerek, film yönetmenlerine gidebilir."

Eğer karşılarında Sinan Çetin gibi bir yönetmen bulurlarsa neden olmasın? Reklamveren istediği insana reklam yaptırır. Dünyada direkt reklamverenden gelen reklamı çeken yönetmenler vardır. Onların çok beğendiği 'Traktör' grubu öyledir mesela. En son BMW'nin şu an internet ortamında yayınlanan 4 reklam filmi, reklam ajansına gidilmeden 4 yönetmene sipariş edilmiştir. Ama şunu söyleyeyim. Reklam ajansına gidilmesini tercih ederim. Ajanslar güzel senaryolar yazsa ve onları çeksem daha iyi olur.

Senaryolar güzel olsa dediniz. Bu konuda da 'Ajanslardan gelen senaryoları ben düzeltiyorum' sözünüz eleştirildi.

Senaryoları düzeltmek zorunda kaldığım için düzeltiyorum. Ama, düzeltmek zorunda kalmak istemem. Gelen bütün senaryoları da düzeltmiyorum ayrıca. Bazıları çok güzel oluyor, ki onları da aynen çekmiyorum. Çünkü dünyada aynen çekilmiş senaryo yoktur. Kendi senaryomda bile... Mesele de bu değil zaten, mesele doğru dürüst kampanya yapmak ya da yapmamaktır.

Siz doğaçlama çekim yapmanızla tanınıyorsunuz. Doğuş Çay reklamının konusunu, ayak üstü belirlemeniz de sektöre bir aşağılama olarak değerlendirildi.

Benim asansörlerde çözdüğüm, toplantıya giderken merdivenlerde konusuna karar verdiğim reklam filmleri oldu. Bu reklam ajanslarını küçümsemek değildir. Benim kendi yaptığım işi hızlı ve pratik yapmış olmamdır. Burada sorulması gereken, "reklam ajansları acaba muhteşem çalışmalar yapıp da, bazı insanların ayaküstü yaptıkları şeyi mi yapamıyorlar?" sorusudur.

Reklam ajansları hakkındaki düşünceleriniz..?

Reklam ajanslarının gerekli olduğunu, reklamcılık diye bir mesleğin varolduğunu düşünüyorum. Ben 20 yıldır bu sektörde bir çok ajansın kurulmasına, birçok ajansın büyümesine sebep oldum. Gelen teşekkür mektuplarını Ali Atıf'a göstersem, ajansların bana neden saldırmadığını anlar. Ajanslar bana saldırmazlar çünkü ben onların sağ bacağıyım. Beni kesemezler. O bacağı keserlerse kendi bacaklarını kesmiş olurlar. Ali Atıf bu kavgayı çok bekler. Sonuç olarak ben reklam ajanslarına hizmet ediyorum. Bir hasetle karalama yapmaya kalkılmasını anlayamıyorum.

Sizce bu eleştirilerin sebebi nedir?

İnsanlığın parlayan yıldızları söndürme gibi bir eğilimi var. İnsanlık fazla parlayan yıldızı sevmiyor, onu karartmak istiyor. Ben bu duygudan uzak bir insan olduğum, başarılı, yaratıcı insanları sevdiğim için bunu anlayamıyorum.

Müzeyyenli İstikbal, Total ve Yataş reklamları da çok popüler. Başarınızın sırrı ne?

Bunu samimiyete bağlıyorum. İçtenlikle, ruhumu koyarak çekiyorum. Bu işi, para kazanmaktan çok, inandığım için yapıyorum.

Para da kazanıyorsunuz tabi...

Tabi ki kazanacağım. Yönetmenlik gibi sanatsal mesleklerde hem ticari zekanız, hem de sanatsal ruhunuz varsa, para kazanırsınız. İkisinden biri olmazsa, olmaz. Türkiye'de para kazanan herkese sahtekâr gözüyle bakılır ama gerçek öyle değil. Ancak ruhlarını ortaya koyan insanlar kazanır.

Reklamlarınızda neden 'ünlülerin şehadeti' tekniğini kullanmak yerine daha çok sıradan insanları oynatmayı tercih ediyorsunuz?

Olur mu? Kemal Sunal, Türkan Şoray, Okan Bayülgen, Gazanfer Özcan, M. Ali Erbil, Tarkan dahil olmak üzere Türkiye'de bir çok ünlünün reklamlarını ben çektim. Ben ya büyük starları oynatıyorum, ya da hiç tanınmamış insanları. Ama sıradan insanlardan daha iyi sonuç alıyorum. Çay içmeye gelmiş İngilizi oynayan bir Türk oyuncu istemiyorum, İngilizin kendisini istiyorum. Bu da çok zor olan bir iş. 20 yıldır bu sakalları oyuncu olmayan insanları oynatmakla ağarttım.

Bir "reklam filmi yönetmeni" olarak kendinizi nasıl buluyorsunuz?

İyi buluyorum ve reklam filmi çekmeyi, uzun metrajdan daha çok seviyorum. Dünyanın bir kaç iyi reklam filmi yönetmeninden biriyim. Dünyanın her yerinde reklam çekebileceğime ve başarılı olabileceğime inanıyorum.


SEYRİ ŞAHANE Seyri Şahane
Spesifik bir tartışma
Söz sırası Ertan Türer'de: "AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki akşam Habertürk'te yayınlanan "Basın Kulübü"nde spesifik (bir şeye has, özellikli) bir tartışmanın içine girdi. Hakan Aygün, Can Ataklı, Deniz Arman ve Taki Doğan dörtlüsünün 'kasıtlı' sorularına maruz kalan Erdoğan, 2,5 saatlik programda "Hanımımız başını açsa müsaade eder misiniz?", "Hanımınızın erkeklerle tokalaşmasına müsaade ediyor musunuz?", "Bayramda Erbakan'ı ziyaret edecek misiniz?", "İşyeriniz ve arabanızın toplam fiyatı 1 milyon dolar eder mi?", "Seçim olsa Alibeyköy'den oy alacağınız belli, ama Bağdat Caddesi'nden oy almanız mümkün mü? Hem buradan niye oy alacaksınız ki?" gibi ipe-sapa gelmez sorulara cevap vermek zorunda bırakıldı, ayrıca mahkum olduğu Ziya Gökalp'in şiirini zorla okuması istendi. Düşünce ve ifade hürriyetinin önündeki engelleri kaldırmak üzere anayasada değişiklik yapılmasına rağmen, 312. ve 159. madddelerde düzenlemelerin Avrupa Birliği tarafından yeterli bulunmadığı, insan hakları ile ekonomik ve sosyal haklara yönelik bazı düzenmelerin de yerine getirilemediği ülkemizde bu tür soruları soranlara ceza verilmeyip, cevaplandıranlara ceza verilmesi de düşündürücü. Erdoğan da bunun bilinci içindeydi. Ve "Sorularınız çok spesifik. Aynı soruları sormaktan bıkmadınız mı?" gibi bir serzenişte bulundu."

 
Hollyvood'dan sıkı bir medya eleştirisi
Robert de Niro ve Dustin Hoffman gibi yıldız aktörlerden oluşan dev bir kadrodan politik komedi geliyor ekrana. ABD Başkanı'nın bulaştığı skandalı unutturmak için başkanın gözde danışmanı Brean, sahte bir savaş senaryosu ile gündemi değiştirmek ister. Bunun için de Hollywood'un önde gelen yapımcılarından Motss'la işbirliği yapar. Medya ve kamuoyu bu numarayı yutmuş gibi görünürken olay kontrolden çıkar. D. Hoffman bu filmdeki oyunuyla En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar'a aday olmuştu.
BAŞKANIN ADAMLARI
Yön: Barry Levinson Oyn: Robert de Niro, Dustin Hoffman, Woody Harrelson TELEON - 22.15

Medeniyetler canlı yayında buluşuyor
Avrupa Birliği ve İslam Konferansı Örgütü İstanbul Zirvesi CNN Türk, NTV ve TRT 2 tarafından canlı yayınlarla ekranlara taşınıyor. Avrupa Birliği ve İslam Konferansı Örgütü ülkeleri Dışişleri bakanlarıyla iki taraftan düşünürlerin katılacağı zirve, sabah saatlerinden başlayarak tüm gün boyunca bu üç kanal tarafından canlı yayınlarla izleyenlere ulaştırılıyor.
Chomsky gelmiş bize...
Cüneyt Özdemir'in sunduğu BeşN BirK'ya Amerika'nın muhalif düşünürü Noam Chomsky konuk oluyor. Yargılanan kitabı için DGM'de ifade vermek üzere Türkiye'ye gelen Chomsky, programda, "Amerikan sistemini neden eleştirdiği", "11 Eylül sonrası değişen dengelerde Amerika'nın etkisinin ne olduğu" gibi soruları yanıtlıyor. Cnn Türk / 21.10
12 Şubat 2002
Salı
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED