T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

H A Y A T

Sevgililer gününün cemaziyelevveli

Aşk sözcüklerinin en çok tüketildiği, sevgi mesajlarının havada uçuştuğu ve bir güne sığdırılmaya çalışılan aşkın başlayıp bittiği 14 Şubat Sevgililer Günü'nün hikayesi, Roma'ya kadar uzanıyor.

Bu günlerde sevgililer birbirlerine, ard arda sevgi mesajları yollayıp, içeriği sevgi ve aşk dolu e-mailler atıyorlar. Çiçekçiler bir anda sucu, tüpçü hatta fırınlar kadar dolup boşalırken, mağaza ve lokantalarda 'özel sevgi indirimi' uygulanıyor. Bir yandan da aşk şiiri antolojileri satış rekorları kırıyor. Karşılıklı aşk şarkıları söyleniyor ve bir anda cadde ve sokaklarda el ele tutuşarak gezen çiftlerin sayısında artış yaşanıyor. Hatta sevgiyi dile getirmek için en hünerli cümleler karşılıklı olarak fısıldanırken, gün boyu cep telefonlarından romantik müzikler yükseliyor. Çünkü artık tüm dünyada olduğu gibi bizde de toplum olarak 14 Şubat Sevgililer Günü'nü yaşamanın coşku ve heyecanı yaşanıyor.

Neden sadece bir gün?

Peki ama bir anda millet olarak 'sevgi' üzerine en güzel cümleleri sarfedip, beynimizin en ince kıvrımlarına sığınmış cümle ve mesajları hatırlamak için çaba sarfettiğimiz bu özel günü neden bu kadar sevdik? Niye sevgi üzerine bir gün boyunca ama sadece bir gün boyunca bu denli düşünüp, sevginin yoğunluğunu hücrelerimizde hissetmeye çalıştık? Mesela on yıl önce tüm dünya yine Sevgililer Günü'nü kutlarken biz neredeydik? Bir anda bizi kuşatan, üzerimizde otoritesini kuran şu Sevgililer Günü neydi? Niye kutlanıyordu? Süpriz hediye için uykusu kaçan, bu gün sevgilisiyle romantik bir macerayla geçirmek için çaba sarfedenlere bir 'Sevgililer Günü' gerçeği.

TİCARİ BİR GÜN

14 Şubat Sevgililer Günü'yle ilgili İtiraf.com'da düzenlenen ankette bu günle ilgili gençlerin görüşleri sorulmuş.

İşte ankete katılan 138 kişinin görüşü:

Ticari bir gün, önem vermiyorum %39
Herhangi bir gün, fikirsizim %34
Anlamlı bir gün, önem veriyorum %27

SEVGİLİLER GÜNÜ ROMA'DA BAŞLADI

Başlangıç tarihi Roma İmparatorluğu ilk dönemlerine kadar uzanan Sevgililer Günü, Eski Roma'da bütün halk için önemli bir gündü. Bu günde Roma tanrı ve tanrıçalarının kraliçesi olan Juno'ya duyulan saygıdan ötürü tatil yapılırdı. Juno ayrıca Roma halkı tarafından kadınlık ve evlilik tanrıçası olarak da biliniyordu.

Bu bayram halkın genç nüfusu için büyük önem taşıyordu. Birliktelik yaşama şansı olmayan gençler, sadece bu bayram süresince bile olsa birbirlerinin partneri oluyorlardı. Bu birliktelikler birbirine aşık olan çiftler için bayram süresinin dışına taşınıp genellikle evlilikle sonlanıyordu.

EVLİLİĞE CEZA

İmparator 2. Claudius'un en büyük problemi savaşacak asker bulamamaktı ve bu durumun tek sebebi, Romalı erkeklerin aşklarını ve ailelerini bırakmak istememeleriydi. Bu yüzden Roma'daki tüm nişan ve evlilikleri kaldırdı. Bu yasağa rağmen Aziz Valentine adında bir papaz, gizlice çiftleri evlendirmeye devam etti. Cladius bu durumu öğrendi. Valentine tutuklandı ve sopa ile dövülerek öldürüldü. Milattan sonra 270 yılının 14 Şubat'ında gömüldü. Aynı zamanlarda Roma'daki putperestler, şubat ayı içinde kutlanan Lupercalia Bayramı'nı kendi putperest tanrıları için kutluyorlardı. Daha sonra Lupercalia Bayramı'nın başladığı günü Aziz Valentine Günü olarak kutlamaya başladılar.

AZİZ VALENTINE AŞKINA

Milattan sonra ilk yüzyıllardan beri her yıl şubat ayının ondördünde kutlanan Sevgililer Günü bazı kaynaklara göre ise Hristiyanlığı seçtiği ve bu inancından vazgeçmediği için öldürülen Romalı Aziz Valentine anısına düzenlenmeye başlandı. Çünkü 14 Şubat 270 yılında Valentine'nin öldürüldüğü biliniyor. Bu olaydan 226 yıl sonra 496'da Papa Gelasius Aziz Valentine'i onurlandırmak için Şubat 14'ü Aziz Valentine Günü olarak belirlemiş. Sevgililer Günü, 1800 yıllardan sonra Amerika'da Esther Howland'ın ilk Sevgililer Günü kartını yollamasından bu yana toplumsal bir olay haline geldi.

14 Şubat Ermeniler için Diyarnıntaraç bayramı

14 Şubat gençler arasında Sevgililer günü olarak kutlanırken, bu gün Ermeniler için bambaşka bir anlam taşıyor. İsa'nın doğumunun 40. gününü ve tapınağa sunuluşunu 14 Şubat'ta kutlayan Ermenilerin Diyarnıntaraç bayramının ortaya çıkışı şöyle: "Eski Ahit'te 'İlk doğan her erkek çocuk Rab'be adanmış sayılacak' denir. İsa da buna uygun olarak sünnet edildi ve kırkında Kudüs'teki tapınağa götürüldü. Ermeniler, İsa'nın doğumunun 40. gününü ve tapınağa sunuluşunu 14 Şubat'ta kutlar. Yortu arefesinde, gün batımında, kilisedeki kutsal sofra üzerindeki mumdan alınan ışık, ellerinde mum tutan halka dağıtılır. Bu ışığın tüm uluslara yönelik olduğunu vurgulamak için doğu, batı, kuzey ve güneye dönülürek kutsama yapılır. Halk kilisede yaktığı mumu söndürmeden götürür ve evindeki mumu onunla yakar. Bu, o ailenin Rab İsa tarafından aydınlatıldığını ifade eder. Diyarnıntaraç, halk arasında "ateş gecesi" olarak da bilinir. Bu günün Hıristiyanlık öncesinde bir tür Hıdırellez olarak kutlandığı söylenir."


 
Felce 'neştersiz' yöntem
Türkiye'de ilk defa beyne giden şah damarının içine yerleştirilen çelik madde ile damar açarak felç önleniyor.
Yalnızken kalp krizi nasıl atlatılır?
Kriz anındaki ilk 10 saniye hayati önem taşıyor. Uzmanlar, kriz anında şiddetli öksürmeyi öneriyor.
Sağlıkla oynuyorlar
Sağlık Bakanlığı yıl başında itibaren hastaların sağlık malzemelerinin hastaneler tarafından karşılanması için genelge yayınladı. Yayınlanan genelge hastaneleri, hastayı ve medikal şirketleri zor durumda bıraktı. Sağlık Bakanlığı'nın genelgesinden doğan külfete katlanmak istemeyen hastaneler kalp pili, katader gibi tıbbi malzemeleri almakta tereddüt ederken, bu malzemelerin satışını yapan firmalar ise paralarını geç alma endişesiyle satış yapmaktan kaçınıyorlar. Bu nedenle pil kullanmak zorunda kalan kalp hastaları başta olmak üzere binlerce hasta ihtiyaçları olan tıbbi malzemeleri temin edemediği için ölümle pençeleşiyor. Hastaneler ve medikal firmalar Sağlık Bakanlığı'nın genelgeyi değiştirmemesi halinde bu sıkıntıların devam edeceği uyarısında bulunuyor. Tıbbi malzeme sıkıntısını değerlendiren Hacettepe Hastanesi Başhekimi Prof.Dr. Uğur Erdener, "Bir genelge yayınlıyorsunuz hastanelere trilyonlarca lira yük getiriyor. Tıbbi malzemelerin hastaneler tarafından karşılanması doğru. Fakat alt yapı oluşturulmadan böyle bir zorunluluk getirilmesi büyük sorunları beraberinde getirdi" dedi. Erdener, bu konudaki sıkıntılarını Sağlık Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı'na ilettiklerini belirtirken, söz konusu bakanlıkların biran önce bu konuda çözüm geliştirmesi gerektiğini ifade etti. Hastalar malzeme temin edemediği için ölüm ile burun buluna kalırken, Sağlık Bakanlığı da Maliye Bakanlığı da sorunun çözümü konusunda ciddi bir adım atmıyor.
NİKOTİNE KARŞI MÜZİK
Fransız doktorlar, nikotin bağımlılığına son vermek için özel bir müzik CD'si hazırladılar. Fransa'nın Calvados bölgesindeki Caen kentinde yaşayan Dr. Jean-Jacques Sibireff ve Dr. Denis Mauger, müzik tedavisi ile nikotin bağımlılığının önüne geçilebileceğine inanıyorlar. Doktorların 2 yıllık çalışması sonucunda ortaya çıkan "Sigarasız Yaşam" isimli CD, müzik ve gevşeme yöntemiyle nikotin bağımlılığına son verilmesini amaçlıyor. Fransız doktorlar, CD'nin, nikotin bağımlılığını birkaç gün içinde çözemeyeceğini, ancak zamanla bağımlılıktan kurtulmaya yarayacağını belirttiler. Dr. Jean-Jacques Sibireff, Caen kentinde kurduğu merkezde, 25 yıldır gevşeme yöntemiyle alkol bağımlılarını tedavi ediyor. Aynı zamanda Caen Konservatuarı klarnet bölümü mezunu olan Dr. Denis Mauger ise CD'deki müziklerin bestecisi ve uzun zamandır müziğin hipnoz tekniği olarak kullanılması üzerinde çalışıyor.
12 Şubat 2002
Salı
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED