T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Sıradan zırdeliliklerimiz

Milli takım için ısmarlanan şarkıdaki "Zır deliyiz biz!" nitelemesi, şarkıdan haberi olmayan Yomiuri Shimbun adlı Japon gazetesinin de aklına yatmış olacak ki, Türkiye ile Güney Kore'nin final oynama ihtimali karşısında şöyle yazıyordu: "Dünya Kupası başlamadan önce Türkiye ile Güney Kore'nin final oynayacağı tahmininde bulunsaydınız, ya Koreli, ya Türk, ya kötü bir kumarbaz ya da daha zırdeli olduğunuz söylenirdi."

CNN (aslı) de zaten günler öncesinden "Yeni dünya düzeni: Türkiye ile Kore yarı finalde" dememiş miydi? Doğrusu bu başlığı ben de sevmiştim; karşımızdaki tablo tam da bir "Yeni dünya düzeni" tablosu değil miydi? Ancak her zaman olduğu gibi bu yeni durumu anlamayanlar yine eksik değildi. Bir Fransız yorumcu bu yılın "çılgın Dünya Kupası" sonuçlarına bakarak "İnanılır gibi değil, futbolun büyük milletlerinden hiçbirisi finalde yok!" diyordu. Bu yorumcu farkında değil ki, "büyük milletler" türü nitelemeler "Yeni dünya düzeni"nde artık çoook geride kalmıştır! Amma yorum yani... "Yeni dünya düzeni"ni siz istediğinize göre, sonuçlarına da önce tabii ki siz katlanacaksınız!

Neyse, sonuç malûm... Tahminler çok yaklaşmasına rağmen doğru çıkmadı ve "zır deli" bir "Yeni dünya düzeni"nin hiç değilse futbolda gün ışığına çıkması başka bir bahara kaldı... Ve biz yine kaldık "sıradan zırdeliliklerimiz"le başbaşa...

Önümde birkaç gün öncesinin bir haberi var: "Belediyelere laiklik dersi"(!) (Radikal, 22 Haziran) Projenin sahibi İçişleri Bakanlığı beni bağışlasın ama tam bir "zır delilik" örneği! Bakanlık belediye başkanlıklarına gönderdiği bir genelgeyle bütün personele zorunlu "din ve laiklik" eğitimi verilmesini istemiş. Ayrıca görünen o ki bizim dünyadan haberimiz yok, çünkü bu eğitim çalışmaları İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde son altı aydır zaten verilmekteymiş. Bakanlık talimatıyla İstanbul Valiliği'nden Büyükşehir'e gönderilen genelgede personele verilecek eğitimin "bölücü ve irticai faaliyetlere karşı mücadele kapsamında titizlikle uygulanması" istenmiş. Bakanlık bu işi çok da ciddi tutmuş; verilen eğitimle ilgili olarak belediyelerden her ay rapor istiyor. Bu gidişle yakında Bakanlığın ilgili dairesine her ay şuna benzer raporların yağması pek muhtemel: "Belediyemizdeki personel verilen eğitim sonucu bölücülüğe ve irticai faaliyetlere karşı mücadeleye karşı her gün daha da donanımlı hale gelmektedir. Bakanlığımızın himmetiyle birkaç aya kadar bu işe tamam gözüyle bakabilirsiniz. Tanrı belediyeleri bölücülük ve irticai faaliyetlerden korusun! Arzederim."

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin genelge doğrultusunda hazırladığı (ne yapsın, el mahkûm!) bir yıllık programın konu başlıklarını da gözden geçirdim. Tahmin ettiğiniz gibi hiçbir yenilik yok. Şöyle konular var: Üç ay süreyle ayda en az bir ders saati, "Türk Devrimi'nin temeli, laiklik" dersi; iki ay süreyle ayda en az bir ders saati "Laiklik ve din ilişkisi" dersi. (Tedbirler, hoşgörü, birlik ve beraberlik vs.); iki ay süreyle ayda en az bir ders saati, "Toplumda din ve laiklik süreci" dersi; iki ay süreyle ayda en az bir ders saati, "İrticai faaliyetler" dersi. (Yurtiçi ve yurtdışından örneklerle.); iki ay süreyle ayda en az bir ders saati "Siyasal İslam ve amaçları" dersi. (Bu arada temel sorunlarımızdan olan "başörtüsü ve istismarı" konusu.)...

Gördüğünüz gibi, "normal" bir ülkede "zır delilik" olarak nitelenebilecek bir eğitim faaliyeti! Yurdun bütün belediyelerini sarmış nedeniyse bir "millet mektebi" heyecanı... Dersler, tartışmalar, sorular/cevaplar, vesaire... Dikkat ettiyseniz, Bakanlılığın genelgesi uyarınca hazırlanan "ders programı"nda söz konusu -hepsi birbirinin aynı!- dersler için ayrılan zaman "ayda en az bir saat" olarak tespit edilmiş; yani ucu açık. Eğer personelinizin daha da donanımlı olmasını istiyorsanız, ders saatlerini "ayda yirmi"ye kadar bile çıkarabilirsiniz! Bu yönde iyi çalışan bir belediyede hoş manzaralarla karşılaşılacağını şimdiden tahmin edebiliriz. Mesela diyelim ki belediyede bir işiniz çıkıyor ve ilgili birime gidiyorsunuz. Ancak karşınızda hiçbir memur bulamıyorsunuz. "Nereye gitti bu memurlar?" filan diye söylenirken gözünüz orta yere yerleştirilmiş bir panoda yer alan şu satırlara ilişiyor: "Vatandaş! Bugün hizmet alamıyorsun, çünkü bugün personelin 'bölücülük ve irticai faaliyetlere karşı mücadele' günlerinden birisi. Kızma, öfkelenme, bağırıp çağırma! Unutma ki bu eğitim senin laik geleceğin için veriliyor..."

Ne diyordu Tarkan: "Zırdeliyiz biz!" Ama takdir edersiniz ki, futboldaki "zırdeliliğimiz" ile "sıradan zırdeliliğimiz" arasında dağlar kadar fark var!


1 Temmuz 2002
Pazartesi
 
KÜRŞAD BUMİN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED