T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

K Ü L T Ü R

Türkü dedi, türkü söyledi

Çıktığı günden beri hanımefendi halleri, sade yaşamı ve ağırbaşlılığıyla hem türkülerin sultanı, hem de 'ailemizden biri' gibi oldu Zara. Otantik kıyafetleri, çarpıcı sesiyle kültürümüzün gücünü yeniden anımsattı. Sesi ve yorumuyla ayrıksı bir yeri olan ve Türk Sanat Müziği kaseti çıkarmaya hazırlanan Zara'yla kültürümüzün temel taşı olan türkülerimizi konuştuk.

Sesini duyup yüzünü gördüğümüz ilk anda zihinlerimize ve kulaklarımıza işledi Zara. Türküleri özgün formlarıyla söylüyor, söylediği türkünün yöresine göre giydiği kıyafetlerle sanki 'oraların kızı'ymış gibi hissettiriyordu. Aradan geçen zaman içinde de bu intibayı korumayı başardı ve ayrı bir yer edindi kendine.

"Türküler tarihî belge gibidir"

Ulus Müzik'ten yeni çıkan "Misafir" adlı albümünde birbirinden güzel 19 parçaya yer veren Zara, kendi kültürümüzden ve kimliğimizin oluşmasını sağlayan temel unsurlardan kopulmaması amacıyla yeni nesillere bir şeyler bırakabilmek için çırpınan bir sanatçı. Bu nedenle de evlendikten sonra müzik piyasasına veda etmeyi düşünmesine rağmen, Anadolu kültürünü ayakta tutan türkülerimizi seslendirmekten vazgeçememiş.

Türküleri yeniden hayatın bir parçası haline getirirken sevgi ve saygıyı temele alan sanatçı, şöhret ve paranın amaç değil, araç olduğu bir dünya düşlüyor. Türküleri, Türk kültürünü en iyi tanımlayan tarihî vesikalardan biri olarak gören sanatçı, türkü formunda besteler yaptığını ancak henüz yeterli düzeyde bulmadığı için albümlerine koymadığını söylüyor. Sanatçıların yorumlarının sürekli değişim kaydedeceğini belirten Zara, son albümü Misafir'in, bugüne kadar ulaştığı noktada diğer albümleriyle karşılaştırıldığında ustalık dönemini temsil ettiğini ve kendisini en çok tatmin eden albüm olduğunu söylüyor.

Türküleri mahalli ağıza en yakın şekilde söylediğini belirten Zara, son yıllarda türkülerin yeni eserler üretemeyen müzisyenler tarafından hazır malzeme olarak algılanmasına da olumsuz gözle bakmıyor: "Türkiye değişiyor, dünya değişiyor, teknoloji değişiyor. Her şey değişiyorsa türküler de deneysel araştırmalara konu olabilir. Ticari amaç güdülmediği takdirde ben bu tür çalışmalara olumsuz gözle bakmıyorum. Ama ben kendim en güzel, en otantik ve en doğru haliyle türküleri yorumlamaya çalışıyorum."

Bütün yörelerin türkülerini büyük bir sevgiyle seslendirdiğini söyleyen Zara, halet-i ruhiyesine göre türkü seçimi yaptığını belirtiyor: "Türkülerimizin hepsini çok seviyorum çünkü hepsi yaşanmış şeyler. Sabah kalktığımda çok iyiyimdir 'Zeytinyağlı'yı söylerim. Akşam yatarken kendimi kötü hissederim 'Gurbet Elde Bir Hal Geldi' başımayı söylerim. O gün içerisinde ölümü hissedersem elimi kolumu duvarlara vura türkü söylerim."

İngiltere, Amerika ve Japonya'dan albüm çıkarma teklifleri aldığını söyleyen Zara, görsel açıdan zengin klipler çekmesini ise, kültürümüzü yaşatma çabasının ve bu işe yatırım yaptığının bir göstergesi olarak yorumluyor.

Bu piyasa bu gidişle yakında biter

Zara, devletin korsan kasetçilerin önüne geçememesine oldukça tepkili yaklaşıyor: "Biz bu işe gerçekten gönül verdik ama artık kaset sektörü neredeyse bitmek üzere. Korsan satışlar belimizi büktü. İnsanlar haklı ya da değil, korsan kaset aldığında masraflardan kısmak zorunda kalıyoruz. O zaman da işin kültüre katkısı olmuyor. Elif Dedim klibime 40 bin dolar para harcadım, belki bir kişi için bir ömürlük bir para bu. Bunu sanat için harcıyoruz ama korsan kasetçilerin ekmeğine yağ sürülüyor. Fakat artık devletin bize sahip çıkması lazım.

Kasetlerimiz 200 bin satıyor, korsanda ise 800 bin adet satılıyor. Oysa 1 milyon kasetin vergisini verecektir devlete. Korsanın önüne geçilmezse kaset piyasası kesinlikle biter. Piyasadan ayrılmayı çok düşündüm. On kişi daha ayrılsa bu piyasa kimlere kalır? Ama bu paralar o insanlara da kalmaz. Haksız kazanca Allah izin vermez çünkü!"

 
Unutma suskunluksun sen
Ömer Erdem'in "Yarım Ağaçlar" adlı son şiir kitabı Kitabevi'nden çıktı.
Dillerden düşmeyen Kıbrıs
Adını 1971'den beri İstanbul ve Lefkoşa'daki çeşitli gazete ve dergilerde Kıbrıs sorunu ve Kıbrıs Türkleri'nin siyasal, kültürel, tarihsel geçmişi üzerine yazdığı makalelerinden tanıdığımız Ahmet An'ın "Kıbrıs Nereye Gidiyor" adlı kitabı Everest Yayınları'ndan çıktı. Yaklaşık 50 yıldır Türk dış politikasının gündeminden hiç düşmeyen Kıbrıs sorununu inceleyen kitap, Güney Kıbrıs'ın AB'ye alınmasının ve bütün adanın geleceğinin yeniden gündemin odağına yerleştiği şu günlerde önemli bir boşluğu dolduruyor.
Bir din projesi: Moonculuk
Mooncular, medyada daha önce de görünmelerine rağmen, Türk kamuoyunda ilk defa Ankara Sheraton Otel'deki toplantıları ile büyük yankı uyandırmış ve faaliyetleri haftalarca tartışılmıştı. Mustafa Bıyık'ın bu konudaki kafa karışıklığını giderecek nitelikteki kitabı "Küresel Bir Din Projesi Olarak Moonculuk" adlı kitabı Birey Yayınları'ndan çıktı. Kitap kendisini bütün dinlerin kurtarıcı mesihi ve eşiyle birlikte insanlığın "Gerçek Ebeveynleri" olarak gören Moon'u ve Moonculuğa ait kafalardaki tüm soruları cevaplıyor.
Dünyanın oyuncusu Ankara'ya geliyor
6. Uluslararası Ankara Halkoyunları ve Gençlik Festivali, 8-13 Temmuz 2002 tarihleri arasında Ankara'nın çeşitli ilçelerinde gerçekleştirilecek. Yapılan açıklamada, festivalin, Anadolu Folk Dans Gençlik Derneği tarafından ve TBMM, Kültür Bakanlığı, Ankara Valiliği ile Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü katkılarıyla, farklı kültür ve dansların buluşturulması amacıyla düzenlendiği kaydedildi. Bulgaristan, Bosna-Hersek, Gürcistan, KKTC, Romanya ve Türkiye'den yaklaşık 300 dansçının katılacağı festival, Ankara'nın ilçelerinde gerçekleştirilecek.
5 Temmuz 2002
Cuma
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED