|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bizlerin böyle bir özelliğimiz var; –genellikle– kritik anları değerlendirip üzerimize düşen görevi yerine getirebiliyoruz. Önemsiz dalgalarda sarsılsak bile kasırgalarda hayatiyetimizi sürdürmeyi beceriyoruz. Son 100 yılın tarihi bu tespitin sayısız örnekleriyle dolu. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması, hür dünya üyeliğini sağlayan çok partili sisteme geçiş önemi az olaylar değildi. Avrupa Birliği (AB) üyeliği de hayati bir proje Türkiye için ve biz o yolda da kimselerin öngöremediği adımları atmayı bildik... Meclis'te kabul edilen son uyum paketiyle Türkiye'nin farklı bir ülke haline dönüşme kararlılığı vurgulanmış oldu. Bu yolda atılan çok önemli olduğu kuşkusuz öncü adımı da kayıtlara geçirmemiz gerekiyor: Geçen Meclis, hem de gider ayak, 3 Ağustos 2002 tarihinde çıkardığı yasalarla bugünlerin önünü açmış oldu. Şimdiki Meclis ise, daha önce cesaret edilemeyen cesamette bir değişim paketini, bütünlüğünü bozma girişimlerini boşa çıkartarak, yasalaştırdı. Çankaya'ya çıkmadan önce Anayasa Mahkemesi başkanı sıfatıyla yaptığı konuşmalarda, daha 'demokrat' ve 'hukukun üstünlüğü' ilkesine sahip çıkan bir ülke tasavvurunu dile getirdiği ve AB üyeliğini gönülden tasvip ettiği bilindiği için, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in önünde bulunan yasaları onaylamada fazla zorlanmayacağını tahmin ediyoruz. En dikenli görünen Milli Güvenlik Kurulu genel sekreterliği konusu, siyasiler kadar Cumhurbaşkanı Sezer'i de rahatsız etmesi gereken bir anormallikti. Devletin parsellendiği, iktidarın paylaşıldığı görüntüsünün ortadan kalkmasına yarayacak her yenilik, umarız, bundan böyle de Çankaya'dan destek görmeye devam eder. Yasa çıkarmak ciddi bir niyet belirtisi, ancak esas kararlı olunması gereken çıkarılan yasaların uygulanmasıdır. Türkiye'de bürokrasi, hemen her alanda bildiğini okuma eğilimini kolay terk etmez; nasılsa elde ettiği yetkilerini paylaşmaya yanaşmaz. Aşırı davranışlar bir 'kimlik' haline dönüşmüştür bazı kurumlarda; yetki daraltılmasının, hukuk içerisinde hareket edilmesi talebinin etkinliği azaltacağı sanılır ve bunu kabullenmeye direnir o kurumlar... Oysa, devlet, kendine ait olan güç kullanımını özellikle sınırlamayı bilmek zorundadır. Anayasada çerçevesi çizilmiş haklar ve özgürlüklere getirilen hukukilikten yoksun yapay kısıtlamalardan bütünüyle vazgeçildiğini görene kadar, güvenlik ve yargı alanındaki uygulamalar noktasındaki eksikliklerin yakın tâkibi sürdürülmelidir. Türkiye'yi AB'ye hazırlayan yasal değişikliklerin Batı'da olumlu tepkilerle karşılandığı fark ediliyor. Ne kadar bildiklerini sansalar da, Batılılar bizim insanımızın kritik anlarda doğru karar alma özelliğini tam kavramaktan yoksunlar; bunun için şaşkınlıklarını doğal karşılıyoruz. Türkiye'de kendilerinin 'doğal müttefiki' sandıkları kişi ve kurumların 'tutucu', 'gerici' bellediklerinin ise 'değişimden yana' olduğunu fark etmeleri onlar için herhalde gerçek bir sürpriz olmuştur. Köklü değişiklikler, devrim niteliğindeki dönüşüm, Türkiye'nin AB üyeliği önündeki engelleri ortadan kaldırmak için gerçekleştirildi. Kopenhag Zirvesi'nde (Aralık 2002) Türkiye'ye verilen ev ödevinin en zor bölümü böylece yerine getirilmiş oldu. Pürüzlü görünen tek konu Kıbrıs; onda da hükümetin geleneksel politikada elle tutulur değişiklikler yaptığı ve 'iyi niyetli çabalar gösterdiği' herhalde gözden kaçmıyor. Rum kesiminde uzlaşmasız bilinen bir yönetimin işbaşında bulunması çözümü zorlaştırıyor; ancak yine de kalıcı ve barıştan yana bir çözüme doğru adımlar atıldığı kesin... Şimdi görev Türkiye'nin Avrupalı dostlarına düşüyor... Helsinki Zirvesi'yle (Aralık 1999) başlayan Türkiye'nin 'aday adaylığı' süreci beklenenin ötesinde bir başarıyla belli bir noktaya geldi; Avrupa da, gerçekten Türkiye'yi birliğine eşit ortak almayı düşünüyorsa, bunu, vakit geçirmeden deklare etmelidir. Türkiye'nin Bulgaristan ve Romanya ile birlikte aynı tarihte tam üye olabileceğini ilân etmek eskisinden daha kolay şimdi. Biz değişen zamana uyabildiğimizi ispat ettik; şimdi sıra Washington'dan bakıldığında 'ihtiyar' görünen Avrupa'nın reflekslerinin sınanmasında...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |