AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
"Firavunun elinde Asiye olmak"

Abdülkadir Geylani Hazretleri bir hükümdarın iftar davetine katılır. Yemekler yenilir. Namazlar kılınır. Sohbet meclisi kurulur. Söz döner dolaşır ahir zaman alametlerine ve ahir zamanda Müslümanlar'ın durumuna gelir. Hz. Geylani ahir zaman üzerine uzun uzun konuştuktan sonra "öyle bir zaman gelecek ki, o zamanın imanlı kişileri geçmiş zamanın evliyası ile bir tutulacak" der.

Hükümdar "Bu söylediğine hiç aklım yatmadı. Bize bu hususta bir keramet gösterebilir misin?" diye sorar.

Abdülkadir Geylani "Keramet ilahi izne bağlıdır" der. "Hz. Peygamber bile, müşrikler Ay'ı ikiye ayırmasını istedikleri vakit izin istemiştir."

Sohbet meclisi henüz dağılmadan muhafızlardan biri içeri girerek "Kırk Anahtar çetesi"nin yakalandığını söyler.

Hükümdar aylardır uykularını kaçıran çeteyi derhal görmek ister.

Saçları kazınmış, kolları dövmeli, bıyıkları ağzının içinde kırk kişi, elleri arkadan bağlanmış olarak hükümdarın huzuruna çıkarılır.

Çetenin reisi hükümdarın ayaklarına kapanır. "Söyleyin adamlarınıza endişe etmesinler. Biz kendimiz teslim olduk. Cezamıza razıyız. Affederseniz köpek misali sadık köleniz oluruz."

Hükümdar "Halka bu kadar zulmetmeye utanmadınız mı?" diye bağırır.

Çetenin reisi "Yanılmamak Allah'a mahsus, tövbe etmemek şeytana mahsus. Sefalet bizi bu yola sürükledi. Ama içimizde toydan bir kişi var o aynı zamanda hafızdır. Bize doğru yolu, tövbenin yolunu o gösterdi" der.

Hükümdar bir çetenin içinde bir hafızın bulunmasına iyice şaşırır. Çeteye dikkatli bakınca onların içinde onlardan tamamen farklı, üstü başı düzgün bir delikanlı dikkatini çeker.

Hükümdar ile göz göze gelen delikanlı çetenin içinden öne çıkar:

"Bunların arasında olmam sizi şaşırtmasın. Beni on yaşımda bir medrese talebesi iken çaldılar. Usta bir hırsız yetiştirmek için çok uğraştılar. On altı yaşında iken soyduğumuz bir yolcunun torbasında bulduğum Kur'an-ı Kerim ve kitapları aldım. Boş kaldıkça okudum. Öğrendim. Öğrendikçe açıldım. Nihayet yolumu değiştirdim. Hayatımı göz hapsine aldılar. Ama dört yıldır tövbe etmeleri, teslim olmaları için çalıştım. Nihayet bu gece ikna oldular."

Abdulkadir Geylani gözünde yaşlarla ayağa kalkar:

"Sözlerime delil ve keramet istiyordunuz. İşte bu Kırk Anahtarlar çetesi ahir zaman ümmeti ve bu çileli hafız ara yerde benek gibi dinini güçlükle öğrenip, imanını canı pahasına koruyan kişiyi temsil eder. Benim dergahımda benim himmetimle hakikate açılmak ne kadar kolaysa, onun durumunda hakikate açılmak o kadar zordur. Tehlikelidir. Firavunun elinde Asiye olmak ne büyük feragat ister."


8 Ağustos 2003
Cuma
 
FATMA K. BARBAROSOĞLU


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED