AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

D Ü N Y A
Rusya'da bir şeyler değişiyor

  • Osman Sönmez
    Evet Rusya'da bir şeylerin değiştiği muhakkak. Her ne kadar işin içinde siyasi atraksiyon olsa da gelecek adına önemli adımlar atılıyor. Ba adımın başlangıç noktası ise, Rusya'nın İslam Konferansı Örgütü (İKÖ)'ne üye olmak için kolları sıvaması. Putin Malezya'da yapılacak olan İKÖ toplantısından önce Malezyalı yetkililerle dirsek temasına geçti. Bu gelişmeleri Rusya'nın siyasi ve ekonomik tercihinin sağlam temellere oturtma operasyonu olarak görmek mümkün. Yeltsin ile başlayan ''İslam'la barışma'' hareketi Putin ile devam ediyor. Yeltsin'in tepkilere rağmen anayasa değişikliği sırasında Hiristiyanlık ve Budizm'den sonra resmi din olarak kabul edilen İslam'ı tercih ettirmesi ise manidar.

    Rusya'nın öncelikle İslam'ı bir din kabul etmesi ve daha sonra bu çerçevede ilişkiler kurması öncelikle Türkiye ve Müslüman ülkeleri açısından önem kazanmakta. Çünkü Ruslar İslam'ı bir din olarak tanımamışlar. Ruslar, kilisenin ve ünlü klasik yazarların desteğiyle (Tosltoy gibi ) İslam'ın Hıristiyanlık'tan kopan ve kaynağını İncil'den alan bir tür tarikat olduğuna inanıyorlar. Zaten Tolstoy notlarında İslam'ı Muhammedi tarikat olarak ele alıyor. Hatta bir yerde, 'Ben ne kötü Hiristiyanım ne de iyi bir ateistim. Ben sıradan bir Muhammediyim'' der.

    İşte bu açıdan Ruslar'ın İslam dinine yaklaşımı önem kazanmakta. Yani Rusya'nın tarih kitaplarındaki ve klasiklerindeki anlayış değişiyor. Bundan böyle tarikat kisvesinden arındırılarak, din kategorisine alınıyor. Zaten anayasaya girdiği gün bu anlayış değişmişti. Şimdi de ikinci defa İKÖ'ye müracaatla perçimleştiriliyor.

    Peki bunların sebebi ne? Aslına bakılırsa gelişlemeleri üç ayrı kategoride değerlendirmek mümkün. Bunlardan biri uluslararası konjönktür. İkincisi iç siyaseteki gelişmeler. Sonuncusu ise, uluslararası ekonomik gelişmeler.

    Rusya 90 öncesi Rusya değil. Artık kutuptan çok dünyanın bir parçası. Müslümanlar'ın yaşadığı hinterlanddaki gelişmeleri günbe gün izliyor. İbrenin bu sıcak bölgeye kaydığını ve dünya politikalarının bu bölgelerde oluşturulduğuna da şahit oluyor. Bu kaynaktan uzak kalmaktansa, kaynağın içinde olmayı tercih ediyor. Bunun için elinde 25 milyon gibi bir Müslüman kitle var.

    İç siyasetteki gelişmelere gelince, bunun da iki yönüne bakmak lazım. Birincisi önümüzdeki yıl başkanlık seçimleri var. Putin Müslüman kitlenin tüm oyunu almak için böyle bir atraksiyon başlattı. İkinci yönü ise, federasyonda bulunan Müslümanlar'ın sesi her geçen gün biraz daha yükseliyor. Müslüman kitle kendisini dünya Müslümanları'nın dahilinde görmüyor. Bu da Putin ve ekibini zora sokuyor. Zaten Putin açıklamasında da, ''Rusya'daki Müslümanlar kendisini dünya Müslümanları'nın içinde olduğunu hissetmek istiyor. Bunun için İKÖ Rusya'yı bünyesine almalı. Bu da bizim Müslüman halkın hakkıdır'' diyerek deklare ediyor.

    Ekonomik yönüne gelince, Müslüman ülkelerin halen büyük bir ekonomik kaynak olduğunu ve potansiyelin bu bölgelerde devam ettiğini bilen Putin, tercihini buna göre ayarlıyor. Çünkü Amerika politikalarına paralel olarak hareket ediyor. Amerika'nın bir adım önüne geçmek için kolları sıvıyan Putin destek arayışı içinde. Desteğide İKÖ üyelerinden almaya çalışıyor.

    Aslında meseleyi uzun vadeli politikalar açısından ele alacak olursak, Rusya'nın İKÖ bünyesine alınması birçok açıdan olumlu olacak. Hem konjönktür açısından hem de sosyo-ekonomik açıdan güçlü bir ülkenin dahil olması İKÖ adına da iyi bir gelişme. Bunun için Türkiye Rusya'yı desteklemeli.



  • 18 Ağustos 2003
    Pazartesi
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Karikatür | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED