|
|
|
|
Lige heyecan geldi. Nasıl geldi? Herhalde holiganların savaşı ile değil. Bu savaşı bitirme yolunda bir türlü adım atamayan "irade" ve "idare"ye yazıklar olsun. Konuya dönelim. Efendim şöyle olmaktadır: Üç veya dört büyükler artık eskisi gibi "banko galip" sayılamıyor. Kendisi Brezilya'dan, Romanya'dan futbolcu transfer ediyorsa; karşısındaki Anadolu takımı da Güney Afrika'dan, Ukrayna'dan getirtiyor. Ve böylece ligde "kendi ölçeği dahilinde bir denge" kurulmaya başlıyor. Artık hiçbir takım için "kolay lokma" tabiri kullanılmıyor. Gerek içeride, gerekse dışarıda oynanan maçlar kora-kor geçiyor. İstanbulspor-Fenerbahçe maçı örnektir. Sadece o mu? Samsun-Beşiktaş, Diyarbakır-Galatasaray, Konya-Trabzon, Elazığ-Gençlerbirliği maçları da böyle geçti. Diyarbakır ile Samsun az-biraz becerikli olsalardı şöhretli rakiplerini yeneceklerdi. Bu haftanın görüntüsü de değişmedi. Antep karşısında Galatasaray amiyane tabir ile "öldü öldü dirildi". Üç büyük dediğimiz takımlarda -şurası kesin ki- "maçı çevirecek" futbolcular var. Hasan Şaş bunlardan biri olduğunu gösterdi. Bursaspor Hagi yönetiminde çok olumlu bir yola girdiğini her hali ile ispat etti. Hagi "hücum futbolu"nun bunaltıcı baskısını bir süre sonra rakipleri üzerinde kuracaktır. Tayfur'un biraz da şansına diyerek neredeyse sıfırdan patlattığı şut Beşiktaş'a galibiyet getirdi. Ama gördük ki; Beşiktaş hiçbir biçimde Bursa üzerinde "kesin hakimiyet" kuramadı. Şurası muhakkak ki haftanın en tatsız maçı Trabzon'da oynandı. Fenerbahçe eksik Trabzon karşısında hiçbir varlık gösteremedi. Trabzon ondan daha kötü idi. Maç tam bir "kör dövüşü" halinde oynandı. Daum'un köşeye sıkıştığı anlaşılıyor. Varlık içinde yokluk çekiyor; kadro kurmakta zorlanıyor. Gelen haberlere göre zaten "istediğim transferler yapılmadı" diye mazeret beyanında bulunuyormuş. Doğrudur. Fenerbahçe'nin ne defansı ne de orta sahası güven vermiyor. (Bu hafta transferler gerçekleşecek; Antepten kiralanan Alper bunun habercisi.) Kalede çiçeği burnunda Recep var. Oysa Daum sırtını sağlama dayamak istiyor. Bu sebeple Trabzon'da öncelikle yenilmemek için oynadı. Zaten iki takımın da doksan dakika içinde pozisyona giremediği görüldü. Fener camiası kırılgandır, sabırsızdır. Bu sebeple Daum'un en az 3-4 maç üst üste kazanması elzemdir. Bu sebeple Trabzon galibiyeti için "hayat öpücüğü" tabiri doğrudur. Toparlarsak bu sezon maçların neticeleri hakkında peşin konuşma, kanaat, tahmin yapılamayacak. Dolayısıyla kimin kazanacağı son dakikaya kadar merak konusu olacak. Eh, işte heyecan bu.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |